Görüşlerine büyük değer verdiğim bir bürokrat aradı...
Diyalog’uın yayın hayatına başlaması nedeniyle duyduğu memnuniyeti aktardıktan sonra şöyle dedi:
“Üzülerek belirteyim ki; ben bu ülkede hiçbir şeye güvenmem... Elektriğe, telefona, yerel yönetimlere, kara yollarına, trafiğine, sağlık servislerine... Hiçbir şeyine güvenmiyorum... Ama size güvenmek istiyorum... Toplumun ve ülkenin sorunlarını geçmişte olduğu gibi korkusuzca yansıtacağınıza inanıyorum ve güvenmek istiyorum...”
Sonra devam etti:
“Önceki gün 4 saat süreyle elektrikler kesildi... Ve bu hayati sorunu sadece siz manşete taşıdınız... Basit bir hat kopmasından dolayı bir ülke 4 saat elektriksiz kalır mı?.. Bu nasıl bir devlet, bu nasıl bir idare?..”
Söylediklerine katılmamak mümkün değil...
Dünyanın neresinde var?
El-Sen’in Başkanı Çağlayan Cesurer de; bizde yaşananların, dünyanın hiçbir ülkesinde görülemeyeceğini söyledi...
Girne-Alsancak arasındaki bir elektrik hattının kopması yüzünden tüm ülke 4 saat karanlığa mahkum edilebilir mi?..
Bizde ediliyor...
İlgili bakanlık, halktan özür dilerken, şu gerekçeye sarıldı:
“Kopan hat 30 yıllık olup, eskimiş ve yıpranmış durumdadır...”
Yani bu durum 30 yıllık ihmalin sonucu...
Daha öncekiler hattı yenilemiş olsaydı; elektrikler kesilmezdi!..
Olabilir!..
Ama Girne-Alsancak arasındaki hat kopunca neden ülkenin tamamı karanlıkta kalıyor?..
İkincisi; bundan önceki dönemlerde, şimdiki hükümetin ortakları da görev yapmadı mı?..
Bunu geçiyorum...
Devletin en önemli kurumlarından biri olan KIB-TEK’in yönetimi bir yıl içinde neden üç kez değiştiriliyor?..
İngiltere’yi örnek verelim...
Her hükümet değişikliğinde, kamudaki üst kademe yönetimi de mi değişiyor?..
Bırakın devlet yönetimini...
Yabancı şirketlerde patronlar değiştiği zaman bile başarılı yöneticiler değiştirilmiyor...
Bizde aynı partiye mensup insanlar; bakanlık koltuğuna oturdukları zaman üst kademe yönetimini de değiştiriyorlar...
Sürekli yönetim değişikliği güveni sarsıyor
Bir yılda 3 kez yönetim değişikliği olması nedeniyle, kurum çalışanlarının da, vatandaşların da güven bunalımına sürüklendiğini neden kabul etmek istemiyorlar?..
Şu küçük ülkede bu tür siyaset oyunlarına ne zaman son verilecek?..
İktidarlar değişse bile; başarılı bürokratların görevden alınamayacağı bir sistem neden kurulamıyor?..
Siyasilerin gelip, geçici olduğunu, ancak devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla kalıcı olduğu gerçeği neden gözden uzak tutuluyor?..
Genel seçimlerden önce ‘Siyasi Partiler Yasası’ ile ‘Seçim Yasası’nın mutlaka değiştirilmesi gerektiğini; aksi halde mevcut sistem ile bu ülkenin ileriye gidemeyeceğini, sorunların daha da artacağını defalarca vurgulamıştım...
Parlamentodaki partilerin, bazı konularda ilerleme sağladıkları bir dönemde, sağolsun İrsen Bey; yasal değişiklikleri yapmadan parti içi muhalefete tepki göstererek ‘Hodri meydan’ çekti...
Ve ülkeyi iki ay içinde seçime götürdü...
Hem kendisi kaybetti...
Hem de ülke kaybetmeye devam ediyor...
Yazık değil mi?..