Kuzey Kıbrıs’ın turizmde geldiği aşama, öncelikle en önemli adımın doğru tahlil edilmesi ile mümkündür. Bu da kısaca havayolu ulaşımından geçmektedir.
İstediğimiz kadar yeni oteller yapalım, istediğimiz kadar turizm master planları hazırlayalım; hava ulaşımını belli standartlara çekemezsek, yapılan güzel çalışmaların ve yeni otellerin turizm anlamında öksüz kalacağı bir gerçektir.
Geçen hafta büyük bir müjde ile okuduğumuz haberlerde yer aldığı gibi, ‘Ada Kıbrıs’ projesi kapsamında iki adet uçağın “Ajet” firması ile yapılan anlaşma gereği Kuzey Kıbrıs’a ‘shuttle’ servis anlamında 26 Temmuz itibarıyla uçacağını öğrenmiş bulunmaktayız. Böylesi adımlar, adanın ulaşım ve turizmine katkı koyacağı için mutlaka önem arz etmektedir.
Ancak sürecin doğru yönetilmesi, bu shuttle servis kapsamında adaya gelecek yolcuların ve turistlerin havalimanlarında doğru zamanda uçabilmesi için kapsamının iyi anlatılması gerekmektedir.
Dünya literatüründe hava taşımacılığı
Bugün düşük maliyetli havayolu işletmelerinin operasyonel süreçlerini aktarmaya çalışacağım.
Gittikçe tarifeli uçakların yerini, dünya turizm seyahat endüstrisinde “low cost airlines” olarak bilinen düşük maliyetli hava taşımacılığı almaya başlamıştır. Bunun sebebi; özellikle seyahat etmenin kolaylaşması ve insanların tatil yapma ihtiyacının bir yıl içerisine daha fazla yayılması, hatta en az iki kez tatil yapma ihtiyacını karşılamak üzere oluşturulan bir yapıdır.
Havayolu müşterileri için uygun ücretli bilet tarifeleri ile uçuş hizmeti sunan düşük maliyetli havayolu işletmesi kavramı 1973 yılında Amerika’da South West Airlines ile ortaya çıkmıştır.
Hemen ardından 1985 yılında kurulan Ryanair, hava yolu ulaşımının pahalı olma algısını değiştirerek, havayolu ulaşımının daha yaygın hale gelmesine vesile olmuştur.
Düşük maliyetli havayolu işletmeleri, ikincil havaalanı kullanımı, internet üzerinden rezervasyon hizmeti, düşük hizmetli bilet satışı sunması ve geleneksel yani tarifeli havayolu işletmelerindeki çok sınıflı oturma düzeninin yerine tek sınıflı oturma düzeni sağlaması anlamında farklılıklar göstermektedir. Ryanair uçuşlarına 1991 yılında başlamıştır.
Ücretlerin daha uygun olmasından dolayı kabin içerisinde sunulan ikram ve konfor standartları da bu oranda düşürülmüştür. Ayrıca bagaj taşıma ve kilogram sayısına da sınırlama getirilmiştir.
Hava aracı çevirim süresi
Hava aracı “çevirim” süresi, düşük maliyetli havayolu işletmelerinin en belirgin özelliklerinden biridir.
Yerde bekletilen her zaman uçağın maliyetini artırmaktadır. Havayolu taşımacılığında, uçak ne kadar havada olursa o kadar karlı hale gelmektedir.
Hava aracının yerde bekleme süresi; yolcu ve bagajın boşaltılması, temizlenmesi, yakıt alınması ve bir sonraki uçuşa hazırlanması anlamında, genellikle geleneksel havayollarında 25-45 dakika arasında değişirken, düşük maliyetli havayolu işletmelerinde bu rakam 15-20 dakikaya inmektedir.
Yüksek doluluk oranları
Düşük maliyetli havayolu işletmeleri, tek tip kabin seçeneği ile hizmet sundukları için, hava aracının kapasitesini maksimum kullanmak isterler.
Tek tip kabin uygulamasında koltuk aralıkları azaldığından, uçağa daha fazla koltuk yerleştirilebilmekte, bu da daha fazla kâr demektir.
Örneğin, low cost hava taşımacılığının dünyadaki önemli ismi “EasyJet”’in Boeing 737-800 uçaklarındaki koltuk aralığı 81 santim iken, Türk Hava Yolları’nın Business sınıfında bu mesafe 195 santimdir.
Pegasus Hava Yolları, Türkiye menşeli ve dünyada önemli bir yere sahip “low cost” hava taşımacılığı yapan önemli bir firmadır. Kıbrıs’a yıllarca hizmet eden bu havayolu şirketi, verdiği uçuş hizmetleri ile genellikle takdir kazanmışken, Kıbrıs uçuşlarında uyguladığı fiyat politikaları nedeniyle eleştiri almaktadır.
Shuttle uçuşlar bir etki edecek mi?
Şimdi herkesin beklentisi, 26 Temmuz itibarıyla özellikle tavan fiyatının 250 Euro olarak açıklandığı ve Türk Hava Yolları iştiraki olan “Ajet Ada Kıbrıs” uçaklarının, sistem içinde yer alan Pegasus’a ne derece rakip olacağıdır.
Dünyanın farklı ve daha uzun süreli destinasyonlarına daha ucuz uçan Pegasus, Kıbrıs uçuşlarına daha yüksek fiyatlar koyarken, bunun sebebi aslında Kuzey Kıbrıs’a uçan Türk Hava Yolları dışında başka firmanın olmaması ve rekabetin azlığından kaynaklanmaktadır.
Shuttle servisler, adı üstünde dolmuşçuluk yapacaktır. Belirli sayıya ulaşınca havalanacaktır. Buna ne kadar sabredileceği ve uçuş saatleri cazip şekilde düzenlenirse ne kadar rağbet göreceği hep birlikte görülecektir.
Kıbrıs Türk turizmine hayırlı olsun.