banner564

Havuzdaki köpek balığı ve YSK

 Seçimlere dolu dizgin gidiyoruz. Bu yürüyüşün önemli bir ayağı olan aday saptama işi de sonuçlandı. Parti içi yaşamda zor ve sıkıntılı olan bu süreç de tamamlandı. 
Ne isterse olsun, bu süreç geride partilere sıkıntılar bırakır. Ancak öncelikle belirtmem gereken çok olumlu bir husus var. İlk kez aday saptama işi, üyelerin katılımı ile yasal zeminde gerçekleşti. Üstelik bu süreç, Yüksek Seçim Kurulunun denetim ve gözetimi altında oldu. 
Üye listelerinden tutun, parti içi seçimin hukuk kurallarına göre yapılması da YSK’nın kontrolünde gerçekleşti. Bu bir ilkti ve çok yerinde ve doğru uygulandı. Bu ilk uygulamadan YSK, başarı ile çıktı. Onları kutlamak gerekir. 
Ancak üye listelerinde yaşanan sıkıntı ise YSK’nın değil, ama parti organlarının kusurudur. Gelecek için bundan çıkartılması gereken ders ise hiç olmazsa, parti içi seçime 10 gün kala, üye listelerinin netleşmesi gereğidir. Böylece üye listesinde şu veya bu şekilde yer almayan üyenin bunu, oy atmaya gittiği anda değil, daha önce bilmesi ve sorun varsa, bunun gereğini yerine getirme hakkını elde etmesidir. Bu yüzden YSK, bu yaşanmışlık üzerinden bu konuyu yorumlamalıdır. 
Bu konudan ayrı olarak Siyasi Partiler Yasasında yapılan bu yeni ve siyasi yaşama ciddiyet ve hukuk zemini getiren bu değişiklikte bir istisna vardı. Buda tüzüğünde İstisnai durum koyan siyasi partilerin aday adayı saptama işini, üyelerin katılacağı kurultay yerine, PM’de gerçekleştirebileceği kuralıdır.
İşte YSK bunu da değerlendirmelidir. Üyelerin oy kullanarak aday saptadığı Kurultayları, görevlileri vasıtası ile denetim ve gözetim altına alan YSK, adaylarını yasanın ilgili maddesinin arkasına saklanarak , Parti Meclisinde saptamaya karar veren partilerin, aday seçimini yapacakları PM toplantısını da görevlileri vasıtası ile denetim ve gözetim altına almalıdır.
Dolayısı ile bu yeni adım, siyasi yaşama önemli yeni ve olumlu bir temel getirdi. Bunun önemini herkes bilmelidir. Şimdi artık parti üyeliği son derece önemli oldu. 
Havuzdan, denize 
Bu olayın bir yanı. Ancak aday tespitlerinin yaşattığı diğer şey ise adaylık listesine girmek kadar, hangi sıradan aday olunacağının da önemli olmasıdır.  
İşte şimdi parti içi yeni itişme ve çekişme, bu zeminde başlayacak. Çünkü bizim seçim sistemimiz seçmene, parti içi seçim ile oluşan aday listesini, tercih ve karma oyla değiştirme imkanı vermektedir. 
Bu yüzden, ilk sıradan veya son sıradan listeye girmiş olanın seçilme ihtimali teorik olarak eşittir. 
İlk sıradan seçime girip seçilmeyen ve son sıradan girip seçilen çok örnekler geçmişimizde vardır. Bu yüzden şimdi partisine oy istemek kadar, belki de bazıları için ondan daha önde gelen çalışma, kendisi ve “ekibi” için tercih çalışması ile karma oy çalışması olacak. Ha unutmayın “ ekip” olanlarda birbirine karşı bıçak çekebilir. Buda çok yaşandı. 
Kısacası, partilerin aday saptama seçimlerinin hangi yol ile yapıldığına bakmaksızın şimdi, seçim alanında ciddi bir tercih ve karma oy çatışması yaşanacaktır. Bunun ise dün ve 2013 yılında ortaya çıkandan daha ilkel ve pespaye olabileceğine dönük işaretler de çok belirgindir. Parti içi seçimleri YSK düzgün yaptı. Ama parti içi yarışlar liste savaşları ve dar kadro tezgahları ile şekillendi. Şimdi havuzda “köpek balığı” olanlar, bakalım açık denizde ne olacak? Balina olmak en güzeli.
YORUM EKLE

banner608

banner474