Sezona flaş transferlerle başlayan ve yıl içerisinde ayırılan bütçe ile tüm takımlara korku veren Mağusa Türk Gücü’nde tam bir hayal kırıklığı yaşanıyor.

Başkan Koral Bozkurt’un kulübe kattığı kurumsal değerin aksine takımdaki ruhsuzluk ve aymazlık ise diz boyu. 

Baf Ülkü Yurdu karşısında ortaya konan oyun tabiri yerindeyse “bir kuruş” etmez.

Sezon başında Fırat Canova ile sezona başlayan Mağusa Türk Gücü’nde hafta içinde belli ki Fırat Canova’nın gitmesi için bazı hareketler içine girilmiş. Bazı planlar yapıldığı izlenimi çok belirgin şekilde ortaya çıktı.

Öyle ki maçın ilk devresinde 45 dakika boyunca koro halinde Fırat Canova’nın istifası için marş yazılmış. Yine Fırat Hocanın istifasına bağlı olarak Ali Oraloğlu’nun ismi çağrıldı. 

Şimdi oturup düşünmek lazım. Oynamayan Fırat Hoca mı? Yoksa futbolcular mı?

Maç boyunca futbolcuların yaptıkları hataları görmezden gelip faturayı teknik adama kesmek pek de akılcı bir yöntem değil. 

Takımın neden oynamadığı konusunda marş ile Fırat Canova’ya soru soran taraftarların aslında bu soruyu da direkt olarak futbolculara sorması gerekmez miydi? 

Fırat Canova’nın da hataları vardır elbet. Ancak bunun tek sorumlusu da Fırat Canova değildir.

Bu konuda tek masum taraf yönetim tarafıdır. Sezon öncesinde de geride kalan 6 hafta da kendi üzerine düşeni yapan yönetimin harcadığı eforun da harcadığı paranın da karşılığı bu olmamalıydı.

Futbolcular Fırat Hocadan rahatsızlıklarını 6 haftada kaybedilen puanlarla çözme yolunu seçmemeliydi.

Yönetimin harcadığı paralar, harcadığı efor, ortaya konan kurumsallık karşısında Mağusa Türk Gücü takımının ortaya koyduğu futbolla hayal kırıklığı yaratmıştır. 

Yeni teknik direktör ile gerekli çıkışın başlaması bu hafta takıma küsen taraftarları da ilk haftalarda olduğu gibi Hisar’a çekecektir.