banner564

Hayati sorunları önemsemeliyiz

Diyalog; bu ülkenin, güney de dahil olmak üzere en ciddi, en araştırmacı yayın organıdır...
Kimsenin değinmediği veya dokunmak istemediği konuları, derinliğine giderek araştırmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak bizim görevimizdir...
Özellikle de insan sağlığı söz konusu olunca durmak, beklemek ya da birilerinin işaretine göre tavır almak gazetecilik anlayışımıza terstir...

Üzerinde en fazla durduğumuz konulardan biri de kalp ve kanser hastalıklarında yaşanan artışlardır…

Bir defa ‘cennet’ olduğunu iddia ettiğimiz bu ülkede hava kirliliği kabul edilebilir limitlerin üzerindedir...
Tarımsal ilaçları denetim altına alabilmek için çırpınan herhangi bir makam sahibi yoktur…

Haspolat deresine vidanjörle boşaltılan atık suların, Gazimağusa’ya kadar ulaştığını hepimiz biliyoruz...
Yeraltı kaynaklarının kirlenmesi nedeniyle tarımsal üretim ciddi tehdit altındadır...
Yediğimiz hemen tüm sebze ve meyvelerde kirlilik vardır...
Buna ilaveten bilinçsizce kullanılan kanserojen tarım ilaçları ve hormonlar, insan sağlığını tehdit edicidir...
Yurt dışından ithal edilen sebze ve meyvelerle ilgili denetimlerin de yetersiz olduğu yönünde iddialar vardır…

Devlet Tahlil Laboratuvarı, yanan binası tamir edilmediği için eksik malzeme veya teknolojik olanaklarla Veteriner Dairesinde hizmet veriyor...
Uzmanlar; bizdeki analizlerin ‘tüm zararlıları’ tespit edemeyeceğini belirterek, ithal edilecek ürünlerde sertifika aranmasının önemine dikkat çekiyor...

 

Peki bunları kim denetleyecek?..

İlaç ve kontrolsüz hormon kullanımının ne tür sonuçlar verdiğini anlamak açısından bir örnek vermekte fayda vardır…
Markete gidip bir bağ kereviz alıyorsunuz…

Özellikle Ekim sonu, Kasım ayından başlayarak Nisan sonuna kadar bu kerevizlerin insan kafası kadar büyük olduğunu görüyorsunuz…

Bir de evin bahçesinde yetiştirilene veya organik olana bakıyorsunuz…

İkisi arasında çok büyük fark olduğunu görünce durumun ne kadar tehlikeli olduğunu anlayabiliyorsunuz…

Birisi hayvan gübresiyle yetiştiriliyor ve kâr amacı güdülmediği için kimyasal kullanılmıyor...
Diğeri kâr amaçlı üretildiği için, ilaç kullanımı ön plana çıkıyor...
Neticede insanlarımız da ‘inek başı kadar’ kerevizi severek tüketmiyor mu?..
Bazıları “Ne yapalım yani, onu yemeyelim, bunu yemeyelim, aç mı kalacağız?” diyerek, yanlış bir hareketi savunabiliyor veya kendine göre mazeret üretebiliyor...
Meselenin “Onu yeme, bunu yeme” gibi basit bir tartışmaya dönüştürülmesi çok yanlıştır...
Hormonlu ilaçlarla gıda üretimi devam ettiği sürece...
Ve kömür üzerinde kebap tüketme alışkanlıklarımız asgariye indirilmedikçe...
Daha da sıkıntılı günler bizleri bekliyor demektir...
Ayrıca kanalizasyon sularının altında kalan on binlerce dönümlük arazinin nasıl kurtarılacağını ve sağlıklı üretimin hangi bölgelerde, hangi topraklar üzerinde yapılacağını birilerinin bizlere göstermesi gerekiyor...
Bizler bunu beceremeyiz...
Acil yardım istemeliyiz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 14 saat Önce

Uluslararası Hukuk dışındaki KKTCde her yönü ile Sağlık konusunda Sınıfta kaldığımızı bilmeyen mi kaldı yani ? Sağlık bakanlığımızın sadece seyirci kaldığı Filtresiz çağ dışı Teknecik ile yıllardır Ciğerlerimizin zehirlendiği Kanser ve Kalp Hastalıklarının tavan yaptığı Ülkemizde yaşamının Sağlığa Zararlı Olduğunu gerçekten bizden başka bilmeyen mi kaldı !
Ölümlerin genç yaşlara indiği KKTCde gözlerimizi açıp Kulaklarımızı oynatalım ve Yabancıların söylediğine Kulak verelim !
LIVING IN TRNC IS BAD FOR YOUR HEALTH !

banner471

banner474