Güney Kıbrıs’ta ‘son 2 tatil günü hariç’ günlük vaka sayısı 400 civarındadır…
Rum Yönetimi’nin, saat 21.00’den sonra kapatma ve sokağa çıkma yasağı koymasının ardında bu gerçek vardır…
‘Kapatma’ kararı alınırken, esnafa, işletmecilere ve çalışanlara yönelik mali yardım garantisi verildiğini de unutmayalım…
Kuzey Kıbrıs’ta ise günlük ortalama vaka sayısı 10 civarındadır…
Kapatmayı ve yasaklarla insanları açlığa sevk etmenin haklı bir nedeni yoktur…
Yine de kapatma kararı alıyorsanız, bunun bedelini de ödemek zorundasınız…
Yılbaşına sayılı günler kala mağazasına yeni ürün getirmiş olan ve bunun vergilerini gümrük kapısında peşin ödeyen insanlara ‘son dakika’ golü atmak doğru değildir…
Yine çelişkili kararlar sayesinde farklı sektördeki insanları birbirine düşürmek son derece tehlikelidir…
Peki hükümet ‘Sağlık Üst Kurulu’nun arkasına saklanarak neden böyle yapıyor?..
Deneyimli bir muhasebeci olan Cumhurbaşkanı neden bu konuda tek laf etmiyor da gününü kabullerle geçiriyor?..
Burada ciddi soru işaretleri vardır?..
Sağlık Bakanı’nı veya hükümetin başka üyelerini yönlendiren ‘gizli güçler’ mi vardır?..
Varsa çok yazık…
Ama küçücük ülkemizde bunların uzun süre gizli kalacağını düşünenler yanılıyordur…
Örgütlerin sorumluluğu
Hükümetin sık sık tutarsız kararlar alarak, ekonomik sektörleri krizden krize sürüklemesi karşısında, ilgili örgütler ne yapıyor?..
İşte en önemli konulardan biri de budur…
Cılız ses veya iki satırlık bildirilerle hak aranamayacağı konusunda defalarca uyarıldıkları halde farklı bir tavır içine girmemeleri; temsil ettikleri sektörlerin sadece sahip ve yöneticilerine karşı değil; aynı zamanda binlerce çalışana karşı ciddi bir ihmaldir…
Böylesi durumlarda önemli olan ‘ne istediğinizi’ bilmek ve kamuoyunu da ikna edecek şekilde gerekli adımları atmaktır…
İkide bir farklı bir makam sahibinden randevu alıp, sıkıntıları anlatmak ve çözüm iradesi gösterecekleri hayaline kapılmak doğru değildir…
Ne var ki; binlerce çalışanı temsil eden bu örgütler, bugüne kadar etkili bir pozisyona giremediği için, tutarsız karar alıcılarının elini güçlendirmiş oldular…
Kamu çalışanlarına “Anayasal haktır” denilerek 13’üncü maaşları dağıtmak, başarılı bir yönetim şekli değildir…
Önemli olan toplumun tüm fertlerini mutlu kılacak bir yaşam ortamının hazırlanmasıdır…
Önemli olan yatırımcıların baskılarla yok edilmesine yönelik beklentileri bertaraf etmektir…
Önemli olan restoran, meyhane, cafe gibi yerlerin işletmecilerini üç kuruşluk gelirden mahrum etmemek veya borç batağına sürüklememektir…
Türkiye’nin 45 günde tamamladığı bir hastaneyi bugün oldu açamıyorsanız…
Grip aşılarını bile ülkeye getiremiyorsanız…
Sadece kapatmalar ve yasaklarla hiçbir krizi önleyemezsiniz…
Tam tersi krize kriz eklersiniz…
Davul zurnayla göbek attirarak halki memnun etmek imkansiz.Olmayan kasadan cikan paralarla Devlet yönetmek Bir kandirmacadir.Yilbasi gelir gider issizlik sefillik devam eder.KKTC avuc acma samiyonu oldu.