Anayasa Mahkemesi henüz belediyelerin sayısı konusunda kararını vermedi…
   Ancak; mahkemeye başvuran CTP de, belediye sayısını 28’den 18’e düşüren UBP ve ortakları da geceli gündüzlü belediye seçimlerine hazırlanıyor…
   Herkes bir zafer havasında…
   Muhalefet “değişim olacak” diyor…
   İktidardakiler ‘yeniden kazanmak için’ elde ne varsa dağıtıyor…
   Bankaların yönetimi bile ‘istihdam hevesiyle’ el değiştiriyor…
   Hayırlısı olsun inşallah…
   Siyasete meraklı olanlar ve bir yerlere gelmek isteyenler; belediye başkanlığına adaylık için müthiş bir yarış içinde…
   Partinin ‘güçlü isimlerini’ devreye sokarak girişim yapıyorlar…
   “Adaylık garantilenirse zafer kolay” diyorlar…  
   Tüm zaferler sizin olsun… 
   İlk adım belediye başkanlığı…
   Sonrasında milletvekilliği…
   Tanınmışa destek veren çok olur…
   Hele bir o parlamentodan içeriye girseniz…
   Arada bir mikrofonu geçirip, kamera karşısında konuşmaya başlasanız…
   Hademelerin ek mesaileri…
   Filanca köyün çöp meselesi…
   Gençlerin kırsal arazi işi…
   Müteahhitlerin ihale beklentisi…
   Hayvancının süt, çiftçinin kuraklık parası…
   Salonda 3 kişi olsa da konuş…
   Boş olsa da…
   Neticede kamera ve canlı yayın var…
   Bak güzel kardeşim…
   Bugün milletin vekilisin…
   Bir süre sonra bakansın bakan…
   Kara mersedesin arka koltuğuna oturacağın günü düşün…
   Mahalleye vardın mı, komşuyu kahrından çatlattın mı?..
   Geçmişte işini halletmeyenlerin kulağını bükmeye başladın mı?..
   Aileden üç, partiden 13 kişiyi işe aldın mı…
   Bak bunun arkası Başbakanlık…
   Koltuğu daha geniş…
   Kara mersedesin en iyisi…
   Koruma ordusu emrinde…
   Vatan ve millet için hizmet senin işin…
   Yürü de korkma…
   Bilsen de konuş, bilmesen de…
   Öğrenmeye niyet etme…
   Çünkü zamanın yetmez…
   En iyisi bir başka zaferin hazırlığına başla…
   Bu kez yolun istikameti saraya…
   Eskisi İngiliz valisinden kalma…
   Yenisi Osmanlı’yı yaşatma…
   İçinde berberi, kuaförü, çay bahçesi, futbol sahası, camisi, barı, lokantası olacak…
   Günün yorgunluğu dinlenme odasında çıkarılacak…
   Arada bir Ankara’ya bakacaksın…
   Oradaki havaya göre ya namaza, ya da masaja dalacaksın…
   Beceremezsen avucunu yalayıp, geldiğin yere uğurlanacaksın…
   Hayaller ve gerçekler…
   İşte bunlar da Kıbrıslı Türklerin hayalleri…
   Eskiden Ali’ler top oynayarak eğlenirdi…
   Şimdikiler siyasetle oynayarak gün geçiriyor…
   Ne güzel bir değişim!..
   Helal olsun başardınız…