Adam ‘müthiş bir orkestra şefi’ gibi Kıbrıs sorununu yönetiyor…
Mozart’tan bir eser sunarken, bir anda buzuki ile taverna müziğine geçebiliyor…
Bizimkiler de günlerdir Meclis çatısı altında Roma’yı yakıyor…
İşte bu bir kültür sorunudur…
Sanatla karışık siyaset kültürü…
Adam, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere hazır olduğunu söyleyerek, dünyanın tepkisinden kurtuluyor…
Sonra bize ‘teslim olunması’ yönünde mesaj gönderiyor…
-Askerlerin tamamı çekilecek…
-İşe yaramaz garantiler kaldırılacak…
-Mülkiyette öncelik eski mal sahibinin olacak…
-Tüm limanların ve gümrüklerin yönetimi merkezi hükümette…
-Dönüşümlü Başkanlık olacaksa ortak liste ve çapraz oy yöntemi uygulanacak…
Böylece, Kıbrıslı Türkleri yönetecek adama Kıbrıslı Rumlar da oy verecek…
Ne güzel…
Asker, garanti yok…
Limanlar elden gidecek…
Göçmenler evlerine dönecek…
Peki bize 5’in biri mi kalacak?..
Onu da 1974’ten bugüne ‘mülklerin kullanım tazminatına’ kesersiniz olur biter…
Kıbrıslı Türkler 1974 öncesindeki koşulların da gerisine düşer…
Ve bunun adı ‘Avrupa vatandaşlığı’ olur…
Ya bu tatbikatlar
Türkiye’ye her fırsatta “çekil, git” diyen orkestra şefi, sabahleyin Bayan Lute ile ‘çözüm meselesini’ ve garantörlüğün sonlandırılmasını görüşüyor; öğle saatlerinde Rum Milli Muhafız Ordusu’nun İsrail ile ortaklaşa gerçekleştirdiği askeri tatbikatı izliyor…
Akşam saatlerinde Filistinli Bakan ile ‘Kibbe’ (İçli Köfte) sofrası…
Biraz ekonomi, daha çok ‘bölgesel güvenlik’ tartışması…
Mısır, Ürdün, Lübnan işin içine çekildiyse, Filistin de gelmeli…
Türkiye’nin maddi ve manevi yardımlarıyla ayakta duran Filistinli Bakan Malki ‘ortak hareket’ taktikasının içine çekilmeli…
Adam başarılı oluyor mu?..
Yunan halkının çıkarlarını ileriye taşıyor mu?..
Sorunun yanıtı “evet” ise, bizim City’ye dönelim…
BRT kamerası sakın ayrılmasın…
Sen misin ülkeyi batıran, ben miyim?..
Bizim zamanımızda şöyle yaktık, böyle yıktık…
Sizin zamanınızda yıkılacak, yakılacak dal kalmadı…
Rumlar bu gibi ortamlarda ‘Çiftetelli Turkigo’ yu çalarlar…
Şinanay yavrum şinanay…
