banner564

Hep beraber kaybettik

Makalemi yazarken Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu ortada yok. Seçim sonucunu herhalde gelecek makalede ele alacağım. Ancak bu seçimin hiç tadı tuzu olmadı. Pandemi nedeni ile seçim, seyircisiz oynanan futbol maçlarına benzedi. Sinerji oluşmadı. Ancak ilk kez bir seçimde kaybedenin herkes olduğunu da yaşadım. Bu ilk kez oluyor. Evet seçim sonucunda ikinci tura kalacak olan adaylar kazanan, kalamayanlar kaybeden olacak. Ancak gerçekte sonuç ne isterse olsun kaybeden tüm halk oldu.
Çünkü bu seçimde değerler alt üst oldu. Sert çatışmalar olmasa dahi derinden ciddi gönül kırılmaları oldu. Toplum; “Türkiye’yi sevenler, sevmeyenler” diye suni ikiye bölündü. Adaylardan biri Türkiye’nin adayı diye lanse edildi. Diğer bir aday da, kendisi dışındaki adayları Türkiye’nin tercihi olarak yansıttı. 
Üstelik “milli dava” denen Kıbrıs sorununun, önemli temelleri seçimin çerezi yapıldı. Maraş’ta atılan adımı protesto eden Maraş Rumlarının siyaseti nedeni ile eleştirdiği Sayın Anastasiadis ne dedi? 
“Maraş’la ilgili atılan adımın geri alınmasını görüşmelerin başlaması için ön şart yapmayacağım. Çünkü açılan bir yol ve sahil şerididir. Türkiye bunu seçimlerde desteklediği bir adayın seçimi kazanması için yaptı.” 
Bu algı zaten Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan tüm insanların sahip olduğu değerlendirmedir. Peki bu olayla ilgili olarak eğer o ifade edilen aday kazanırsa, bu bir kazanç mı olacak? Yoksa Kıbrıs Türk Toplumunun ve Türkiye’nin kaybı mı olacak? İkincisinin olacağı çok açıktır. Zira artık Kıbrıs Türk Toplumunun iç dinamiklerinin değeri evrensel düzlemde daha da değersizleşecek. Aynı şekilde içte de sırf seçimlerde oy uğruna bu değerlerin pervasızca kullanılması o değerlere dönük olan toplumsal hassasiyetinin daha da sarsılmasını getirecek. 
Türkiye Dışişleri Bakanlığı BMGK’nin Maraş’la ilgili aldığı karar üzerine yaptığı açıklamada, bu adımın; “mağduriyet yaratmadığını ve Maraş’ın statüsünü bozmadığını” vurguladı. Peki o zaman o açtık havasının anlamı ne? Atılan adımın taşıdığı riski görerek TC DİB böylesi yatıştırıcı açıklamalar yapmak zorunda neden kalsın? Bir seçim için bu denli önemli bir manevi kayıp değer mi? 
Bu adımlar yalnız böylesi sonuçlar yaratmadı. Aynı zamanda ekonominin bu derin krizi ve Pandemi içinde ciddi siyasi krizlere de yol açtı. Şimdi erken seçimden söz ediliyor. Çünkü hükümet düştü. Bu ağır kriz içinde bir de bu ortaya çıktı. 2021’e yalnız hükümetsiz değil, aynı zamanda bütçesiz de gireceğiz gibi duruyor. Bunun ne fena bir şey olduğunu 2017 ve 2018’de yaşadık. Yine aynı belaya uğrayacağız. Üstelik bu ekonomik kriz içinde seçime dönük kısıtlı kamu kaynağı ile seçim savurganlığı yapıldı. İstihdam furyasından tutun, kamu kaynaklarının pervasızca dağıtılmasına kadar. Üstelik bu, dar ve sıkıntılı zamanda yanımızda olan Türkiye’nin aktardığı kaynaklardan yapıldı. Yani bu desteğin bir adayın seçim hesaplarına kullanılması, hangi manevi, gönül değerini yüceltir? Yıkılanın tamiri nasıl olacak? Peki oy için Türkiye kamuoyu indinde Kıbrıslı Türklere dönük husumet yaratmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmek, hangi akla hizmettir? Hükümeti eleştirmek ile Türkiye kamuoyunu Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan herkese karşı husumetle doldurmaya katkı sağlamanın kime ne faydası oldu? 
Kısacası ilk kez yalnız belli aday veya siyasi güçlerin değil, tüm toplumun ve Türkiye’nin yara alarak çıktığı bir seçim süreci yaşadık. Kısacası “Türk ve Kıbrıs Milliyetçiliği” arasına sıkıştırılmak kimseye fayda sağlamadı. Topyekûn kaybı getirdi. Seçimde başarı ile başarısız çıkanların hep birlikte kaybettikleri ilk seçim bu oldu. Yazın tarihe...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Mohammad Ghaith
Mohammad Ghaith - 4 yıl Önce

Mealasef..Sadece..CTP.
KAYEBETTI.
ÇUNKU SIZIN GIBI HIÇ NE KKTC NE VATANDEŞLER ONMLI DEGIL..
NEÇIN SAYEN ERHURMAN.
2 TUR KALMADI?

banner608

banner473