banner564

Hepsi dün de kaldı

11 Temmuz Basın Günü’nü kutladık dün, hem de ne kutlama...
Gazeteciliğin ne büyük bir erdem olduğunu yapılan açıklamalarda ve düzenlenen törenlerdeki konuşmalarda bol bol okuyup dinledik... 
Patlayan havai fişeklerinin altında içkilerini yudumlayan büyüklerimizin, övgü dolu sözleriyle koltuklarımız kabardı...
Senenin her günü yaşadığımız sorunların, dün başkaları tarafından seslendirilmesinden mutlu da olduk...
Ama hepsi, dün de kaldı...
***
İşte bizim gerçeğimiz... 
Merhum Sedat Simavi'nin gazetecilere bir öğüdü var, mesleğe ilk başladığım yıllarda, çalıştığım yayın kuruluşunun kapısını her açtığımda karşıma o söz çıkardı... 
“Genç gazeteci arkadaşlarıma” diye başlar ve şöyle devam ederdi: 
‘Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma.’ 
Evet, gazetecilik yorucu bir meslek, işe başlama saatiniz vardır ama çıkış saatiniz belli değildir... 
Sevmezseniz, aşkla koşmazsanız haberin peşinden çabuk yorulursunuz... 
Annenizi, babanızı, eşinizi hatta çocuğunuzu saatlerce bekletirsiniz ama habere yetişmek veya haberi yetiştirmek için yeri gelir tüm zaman limitlerini zorlarsınız... 
İçinizde aşk yoksa yapamazsınız bu işi... 
Salonların yerine, sokakları tercih edersiniz çoğu zaman... 
Yeri gelir bir feryadın, yeri gelir bir acının içinde bulursunuz kendinizi... 
Bazen de içiniz kan ağlarken, cebinizde beş kuruş yokken; şen kahkahaların atıldığı bir zevk masasının halini ölümsüzleştirirsiniz objektifinizde... 
Meslektaşlarınızla iş hayatında sürekli rekabet halinde olursunuz, haber atlatmak için yeri gelir bin takla atarsınız... 
Ama özel hayatınızda hepsi dostlarınız, kardeşlerinizdir... 
Çalıştığınız kurumlar, yayın çizgileri ayrıdır fakat kaderiniz ortaktır... 
Günün sonunda sizin tek adınız vardır... 
O da basın emekçisi...
*** 
Evet yeni bir güne yeni serüvenlere uyanacağız bugün...
Dünden kalan bir hatıra olacak ‘Gazeteciler’ için söylenenler...
Hayatın gerçekleriyle yüzleşeceğiz...
Yüzleştiğimiz gerçekleri, ‘velinimetimiz’ okurlarımıza en ince detayına kadar aktarmak için çalışacağız...
Şairin dediği gibi;
Umulmadık bir gün olabilir bugün
Bir çeşme gibi akabilir cumartesi
Çığlığındaki sessiz harfler
Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında
Ne güzel konuşur sokak satıcıları
Fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar
Ve çiçekçi kızların göğüsleri
Daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından
Kan var bütün kelimelerin altında
Yaprağını dökecek ağaç yok burda
Ama ışık sökebilir olanca renklerini
Sürekli işbaşındadır belleğin
Tanık şairler arasında
Oyuncu arkadaşlar arasında...
YORUM EKLE

banner471

banner474