banner564

Her şeye karşın

Ukrayna - Rusya savaşı, bütün acımasızlığı ile devam ediyor. İsrail’in faşist, aşırı dinci yönetimi;  Filistin halkına, Gazze’ye dönük vahşi saldırganlığını sürdürüyor. Bu hal devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin, Nükleer savaştan söz etti. Batıdan da  “ görürüz” mealinde sesler yükseldi. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron, bunu kışkırtmak ister gibi Rusya’ya karşı askeri müdahale yapma çağrısı yaptı. Bunlara karşın, dünyada hala savaşa karşı çıkan, barışı öne alan sesler de devam ediyor. Ancak bu seslerin gücü ve caydırıcılığı eskisi gibi değil. O zaman, “ bir zamanların” Vietnam savaşına karşı,  dünyadaki yaygın tepkileri  hatırlamamak mümkün değildir.  
Ayni şekilde, bunun öncesinden başlayarak, tüm dünyayı ateşin içine atacak olan nükleer silahlanmaya karşı da şiddetli tepkiler oluşmuştu. Küba Krizinde, tüm dünya nükleer savaşın eşiğine gelmenin ciddi huzursuzluğunu yaşamıştı. Ancak her inançtan, renkten ve ana dilden insanların, cehennemin kapısını “ gındıran “ bu olay üzerine gösterdiği  tepki. 
Ayrıca ABD ve SSCB yönetimlerinin sağ duyusu, iki tarafın  militarist güçlerini dizginleyebilmişti.. Kuşkusuz ki ABD’ de Sayın John F Kennedy ve SSCB ‘de Sayın Nikita Kuruşev’in   sağ duyuyu öne alan liderlikleri,  cehennemin “ gındırılan” kapısının kapanmasına yol açmıştı. Buna yol açan etkenlerden biri de iki taraftan, ötekine karşı yükselen öfkeli seslere karşın;  inançla ve ısrarla, iki tarafın diyalog içine girmesini teşvik eden kararlı ve bir birine saygılı ifadeler temelinde öne çıkan, açık ve örtülü diplomatik girişim ve çabalar oldu. Yani diyalog, saygı ve savaşa karşı kamu oyu tepkisi; o vahşi militarist etkiyi kırdı. Bunun arkasından tüm dünyada nükleer silahlanmanın durması, sınırlanması için etkili talepler ve eylemler gelişti. 
Sonuçta bu, muhafazakar,  solcu, dindar olsun; faşist hareketlerin dışındaki tüm siyasi akımların amentüsüne döndü. Daha sonra buda gerçekleşti. Ünlü Ozan Nazım Hikmetin; “Kız Çocuğu” şiiri, her dilden, renkten, görüşten insanın okuduğu şiir oldu. Peki bunları neden yazdım?  Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’in nükleer  ve Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron’un,  askeri  müdahalede bulunulması söylemlerine dönük yaygın tepkisizlik. Fakat kendine Güvenlik Uzmanı tanımlaması yapanların da nükleer savaşın  olabilecek usulleri hakkında pervasızca konuşmaları nedeni ile  bunları  yazdım. Bundan dolayı “eski dünya “ diye tanımlanan döneme, yani 2000 yılların öncesindeki duyarlılığa,  toplumsal eylem ve tavırlara büyük özlem duyuyorum. Bu geriye gittiği için, nükleer savaşa dönük  pervasızca güzellemeler yapılabiliyor. 
Üstelik dün, Kıbrıs’ın Kuzey ve Güneyinde, Türkiye ve Yunanistan’da;  Türk - Yunan dostluğuna ve Ege ile Doğu Akdeniz’ de Barışa dönük, tüm baskılara karşın liberal, muhafazakar ve sol görüş sahibi insanların ortaya koyduğu barışçı arayış da etkili idi. Bu ise yalnız bu üç ülkenin insanları arasında barış düşüncesini etkilemiyordu. 
Aynı zamanda, üç ülkede halkların; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları değerlerinin de gelişmesini sağlıyordu. Bu devinim azalınca, yalnız barış kültürü değil, ayni zamanda demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları da geriledi. Bu Sosyal Adaletin, Sosyal Devletin ve Demokratik Hukuk Devleti ilkelerinin de erozyonunu besledi…
Her Şeye Karşın Barış. Her Şeye Karşın Nükleer ve tüm Savaşlara Hayır. Her Şeye Karşın Demokrasi. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 1 ay Önce

Mr Bakan kubadaki domuzlar korfezi cikartmasini kim organize etti barisci kennedy mi ha ha ha emperyalizmin tarihini okuyun biraz

banner608

banner474