Bir 11 Temmuz basın gününü daha kutladık!
Geleneksel basın gününe kaynak olan “Saded” gazetesinin 1889’daki yayın tarihi üzerinden tam 133 yıl geçti. 
O yıllarda okuma yazma oranı çok düşük seviyelerde olan bir toplumda gazete çıkarmak başlı başına bir cesaretti. Ne var ki toplumsal mücadeleyi omuzlamak, adadaki Türk varlığını diri tutmak adına her türlü zorluğu göğüslemeye azimli Türk aydınları bu zorluklara karşı durma kararlılığındaydılar.
O dönemlerin basın anlayışıyla günümüz basın anlayışı arasındaki farkı mukayese etmek bile istemem. Tamamen milli duyguları önde tutan, kişisel hiçbir beklentiye fırsat tanımayan, adanın Yunanistan a ilhakını önlemeye çalışan, maddi hiçbir çıkara dayanmayan bir basın vardı. Günümüzde ise yazılı basın araçlarının çoğu tabir yerinde ise birer iş veya politika yapma aracı olarak düşünülüyor. Aralarında bazılarını tenzih ederek yazıyorum, devlet kapısındaki beklentilerini düzlüğe çıkarmak veyahut bir ihalenin lehte sonuçlanmasını sağlamak adına yayın yapan, tabir yerinde ise bir tabak yemeğe tav olan bir yapı.
KKTC de tüm siyasi yapıların oluşturduğu bir basın araçları var. 
Maalesef günümüzde bunlar taraf oldukları kesimlerin borusunu öttürmeye, ya da basını özel iş dünyasındaki olumsuzlukları aşmaya yönelik bir araç olarak kullanma anlayışı hâkim. 
Söz ve düşünce özgürlüklerinin arkasına saklanarak, hatta yasalardaki boşluklardan, yetersizliklerden faydalanarak ülkenin geleceğini karartan, olumsuzlukların kucağına atan bir tutum ortaya koyduklarına şahit oluyoruz.   
Tarafsız, toplumsal sorunları irdeleyen, ülke menfaatlerini sonuna kadar gözeten, halkın gerçek beklentilerine arka çıkan bir tutum içinde yayın sürdüren o kadar az basın kuruluşumuz var ki!
                                          ***
Bir kurban bayramının, daha doğrusu uzun sayılabilecek bir tatil sürecinin daha sonuna geldik. 
Bugün bayramın son günü. Yaşlı kesimin dışında artık çoğumuz   “ah nerede o eski bayramlar” demez konuma geldik. Değişen dünya düzenine ayak uydurmuş, kutsal günlerin gereklerini unutmuş durumdayız. Yarın iş başı yapılacak. Zam furyalarının kontrolünü elinden kaçıran, her geçen gün icraatlarıyla vatandaşı bunaltan bir yapının karşımıza çıkaracağı yeni, yeni olumsuzluklarla boğuşmaya devam edeceğiz. Ümit salgılayan, geleceğin aydınlığına bel bağlayan o kadar az insan kaldı ki, şaşarsınız! 
Bayram tatili münasebetiyle karşılaştığım hemen, hemen tüm vatandaşlardan aldığım mesaj bu. Ülkenin üzerine genel bir karamsarlık çökmüş durumda.
Allah Kıbrıs Türkünü korusun, zira bütün ümidimiz Allah’a havale!