Kıbrıs Türk halkının ezici bir çoğunluğu doğrudan, dürüstlükten yanadır…
  Vefalı ve fedakârdır…
  Yapılan yardımları asla unutmaz…
  Bir beklentisi olduğu zamanlarda bunu söylemekten de çekinmez…
  Eleştiri kültürü ülkemiz insanının en büyük özelliğidir…
  Zaman zaman ‘beğendiklerini’ de eleştirme gibi bir özelliğimiz vardır…
  Fakat bunun kimseye bir zararı yoktur…
  Yeter ki; eleştiriler ölçüsü içerisinde yapılsın…
  Yalana dayalı iddialar başka bir şey, yapıcı eleştiriler başka şeydir…
  Üzülerek görüyoruz ki; son zamanlarda ülkemizi ‘ekonomik açıdan çökertmek’ veya ‘belirli bir kesime zarar vermek’ suretiyle kendi egemenlik alanlarını genişletmek isteyenler çok çirkin yollara başvurabiliyorlar…
  Bizler bunların ‘acı verici’ etkilerini yaşamış insanlarız…

Niye saldırdılar?

  Bundan 7 yıl önce; Kıbrıs Türk halkına tam tarafsız, tam bağımsız bir medya kuruluşu kazandırmak için yola çıkmıştık…
  İlk günden ‘kırmızı çizgilerimizi’ de kamuoyuna duyurmuş; ‘Türkiye ile KKTC’ arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, Kıbrıs Türk halkının her alanda daha iyiye gitmesi ve Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm bulunması halinde Türkiye’nin garantörlüğü’ gibi hassasiyetlerimizi halkımızla paylaşmıştık…
  Gazetemiz 4 Aralık’ta 7’nci yılını geride bırakacak…
  Televizyonumuz ise 4 Kasım 2014 yılında yayın hayatına başlamıştı…
  Adımızdan anlaşılacağı gibi ‘sorunların diyalogla’ çözülmesi için büyük gayretler harcadık…
  Yaz, kış, soğuk, sıcak demeden adanın her karış toprağını dolaşarak, üreten insanlarımızın sesi olduk…
  Elbette bazı kesimler bundan rahatsız olacak ve sesimizi kısmak için sinsi bir planla ortaya çıkacaklardı…
  Nitekim öyle oldu…
 
Yalan propagandaya başvurdular

  Diyalog TV’de zaman zaman değişik programlara konuk olan işadamı Sayın Besim Tibuk’un bazı söylemlerini gerekçe göstererek Diyalog TV’nin susturulması için harekete geçtiler…
  Bazı internet sitelerinde temelsiz haberler yayınlatıp, eski bir siyasetçi olan Besim Tibuk’un söylemlerini istismar ettiler…
  Kıbrıs’taki saldırılarla yetinmeyip, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘bir avukat’ aracılığıyla başvurarak, Besim Tibuk aleyhinde ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘FETÖ terör örgütü propagandası’ iddiasıyla soruşturma başlatılmasını talep ettiler…
  Aynı anda, KKTC’deki bazı makamlar nezdinde Besim Tibuk için ‘FETÖ soruşturması’ talep ettiler…
 Seviyesizliğin dik alasını gösterdiler…
  Neticede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; Besim Tibuk’un Diyalog TV’deki açıklamalarının ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında ‘eleştiri mahiyetinde’ değerlendirilmesi gerektiğine karar verdi...
  Yani bir suç unsuru bulmadı…

Meyve veren ağaç taşlanırmış

  Besim Tibuk, uzun yıllar Türkiye’de siyaset yapmış, turizm alanında çok büyük işlere imza atmış bir Holding’in Yönetim Kurulu başkanıdır…
  “Benim vatanım” dediği Kuzey Kıbrıs’ta bir milyar dolara yakın yatırımları vardır…
  Güney Kıbrıs’taki ‘en iyi otellerin’ daha iyilerini bizlere kazandırmaktan başka bir suçu yoktur…
  Ve böylesi bir fedakârlığın sonucu; temelsiz saldırılar ve bu çerçevede tutuklama talepleri olmamalıdır…
  Ödüllendirmesini bilmeyenler, bari gölge etmesinler…