banner564

Herkes kendine gelmeli

   Kıbrıslı Rumlar arasında kendi devletlerini ‘iç sorunlar’ nedeniyle eleştiren, zaman zaman da ‘Muz Cumhuriyetine’ benzeten yazarlar vardır...
   Sadece ihanet yoktur...
   Rum hükümetlerinin yıllardan beri Kıbrıslı Türklere yönelik politikalarını eleştirenlerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmez...
   Parmaklardan biri geçtiğimiz hafta içinde kaybedildi...
   Esas mesleği Mali Müşavir olmakla birlikte 20 yıl süreyle Cyprus Mail ve Politis gazetelerinde haftada bir gün köşe yazarlığı yapan Lukas Haralambos, 67 yaşında kalbine yenildi...
   Lukas; Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve iki toplumun refah ve mutluluk içinde yaşamasını destekleyen çok sayıda yazı yazdı...
   Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları çok kez cesurca dile getirdi...
   EOKA-B’ye de ve onun yerini alan ELAM’a da korkusuzca saldırdı...
   Artık Lukas yok...
   Ne var ki; Cyprus Mail, dünden itibaren Lukas’ın eski yazılarını yayınlamaya başladı...
   Ayrıca gazetenin dünkü başyazısında; Rum Ulusal Konseyi’nin uzlaşmaz tavırlarına yer verilerek, bundan sonra ‘İki bölgeli, iki toplumlu federal çözümün’ mümkün olamayacağına dikkat çekildi...
   Daha da ileri gidilerek, Taksim’in kalıcılaşacağı vurgulandı...
   Kıbrıs’ta olup, bitenleri objektif bir şekilde değerlendiren gazetenin başyazarını kutlamak gerekiyor...

Bizde hala umut dağıtanlar var
   
   Bizim tarafta ise bazı kesimler; hatta Sayın Akıncı’nın eski partisi bile hala çözüm hayaliyle zaman tüketirken, sağduyu sahibi Rumlar; Kıbrıslı Türklerle paylaşımdan yana olmadıklarını dile getirebiliyorlar...
   KKTC’yi yönettiğini iddia edenler, 15 Temmuz 1974 faşist darbenin yıldönümünde tatil yaparken, Rum tarafındaki bazı siyasilerin geçmişi gözümüzün önüne sokan açıklamalarda bulunmaları dikkat çekicidir...
   Bunlardan bir tanesi, adanın tümünü kendilerine hediye etmemiz halinde dahi federasyona “evet” demeyeceğini söyleyen Mr. No Tassos Papadopulos’un oğlu Nikolas Papadopulos’tur...
   Papadopulos; Şubat 2018’deki seçimlerde Anastasiadis’e darbe vuracağı düşüncesiyle önceki gün Twitter hesabından kısa bir not ve bir de fotoğraf yayınladı...
   O fotoğraf; 1963’ten itibaren Kıbrıs’ı kana bulayan EOKA-B tedhişçilerinin makeme salonundaki bekleyişlerini yansıtıyordu...
  Yanlarında genç bir avukat olan Nikos Anastasiadis vardı...
  Akıncı ile sözde barış anlaşması yapmak için görüşmeler yapan Anastasiadis’in, 1973 yılında EOKA-B’nin avukatlığını yaptığı ifşa edildi...
   Rum Meclisi’nin bir süre önce Enosis kararı almasının ardındaki nedeni şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz?..
   Elam saldırılarının neden cezalandırılmadığını anlayabiliyor muyuz?..
   Son 4 yıl içinde EOKA’cıların madalya ile ödüllendirilmelerinin nedenlerini daha iyi anlayabiliyor muyuz?..
   Rum okullarında Türk düşmanlığına yönelik derslerin neden kaldırılmadığını anlayabiliyor muyuz?..
   Faşist Yunan darbesinin 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği darbenin, Rum tarih kitaplarından niçin kaldırıldığını anlayabiliyor muyuz?..

Halkı aldatmayalım
   
   Hala anlamayan varsa, halkın onlara unutulmaz bir ders vermesi kaçınılmazdır...
   En kritik dönemde bile şahsi çıkarlarla vakit geçirenlere, halkı aydınlatmayanlara, geçersiz ideolojilerle siyaset yapma alışkanlığını sürdürenlere ve iktidara geleceği hayaliyle hepimizi yerin dibine gömeceğini söyleyerek maskelerini düşürenlere en iyi dersi halk verecek...
   Halkımıza daha güzel günler sunmak için fedakarlık yapmak isteyenler artık ortaya çıkmalı ve programlarını yemin altında açıklamalıdır...
   Önümüzde sadece iki seçenek vardır...
   Diriliş veya yok oluş...
   Birini seçmeliyiz...
YORUM EKLE

banner608

banner474