Yıllardır geçimimizi gazetecilik mesleğinden sağlıyoruz…
   Meslek ilkelerine sımsıkı bağlıyız…
   Kişisel sorunlarımızı gündeme getirmemeye özen gösteriyoruz…
   En yakınlarımıza haksızlık yapıldığı zaman bunları sineye çekiyor, yayın organlarımızı kullanmıyoruz…
   Hemen herkesin derdine çare olmak için çırpınırken, kendi dertlerimizi içimizde saklı tutuyoruz…
   Fakat bu kez yaşananlar gizlenecek veya sineye çekilecek gibi değildir…
   Ozanköy’de yaşayan abim Mustafa Erdoğan Akar, geçtiğimiz Cuma akşamı hepimizi şok ederek aramızdan ayrılırken birçok soru işaretini geride bıraktı…
   Cuma akşamı mide şikayetiyle oğlu Deniz tarafından Özel Girne Hastanesi’ne götürüldü…
   Nöbetçi doktor genel kontrol sonrasında Elektro’sunu aldı ve herhangi bir sorun olmadığını belirterek evine gönderdi…
   Doktor böyle deyince, o’na güven duyularak evine geri döndü…
   Bir süre sonra ise hayatını kaybetti…

Bu ciddi bir iddia

   Kuşkusuz; böylesi bir iddiada bulunurken, kanıtları da ortaya koymamız gerekirdi…
   Nitekim; eşi ve çocuklarının isteğiyle polisten otopsi talep edildi…
   Otopsiyi yapan doktor, çok büyük bir olasılıkla ölümün kalp rahatsızlığından gerçekleştiğini belirterek, daha ileri tetkik için alınan doku örneklerinin Türkiye’ye gönderilmesini istedi…
   Türkiye’ye gönderilen doku örneklerinin incelenmesi ve raporlanması genellikle bir yıl ve daha uzun bir zaman alıyor…
   Ama başka çaremiz yok bekleyeceğiz…
   Özel hastanede çekilen Elektro’ya bakınca ‘bir şeyiniz yok’ denmişti ya…
   Devlet hastanesinde bakıldığı zaman ‘damar tıkanıklığının’ gayet net bir şekilde görüldüğü bizlere aktarıldı…
   Yani; Elektro’yu çeken ve buna bakarak ‘bir şey yok’ diyen doktorun sorgulanması gerekiyor…
   Bunu talep edeceğiz…
   Bu konuyu sonuna kadar götüreceğiz…
   Başka Mustafa’ları kaybetmemek adına…
   Ailemizin yaşadığı acıları başkalarının yaşamaması adına…
   İnsanlık adına…
   Hipokrat yeminini herkese hatırlatmak adına…
   Sonuna kadar gideceğiz…