banner564

Heyecanlıyız, umutluyuz

   Türkiye’yi ‘Anavatan’ olarak gören ve Kıbrıs’ta yaşayan Türk çocuklarıyız…

   Türk halkının iradesiyle iktidara kim gelirse gelsin, ona saygı duyar, işbirliği yapar, ihtiyaçlı durumlarda yardımlarını isteriz…
   Saygıda ve sevgide kusur etmeyiz…
   Azınlıkta olan bir kesimin zaman zaman sergilemeye çalıştığı olumsuz tavırlar ise Kıbrıs Türk halkının genelini kapsamıyor…
  Böylesi bir yanılgıya düşmemeliyiz…
  Kıbrıs Türk halkı; siyasal görüşlerde farklılıklar olsa dahi; Anavatanı ile ilişkilerin kuvvetli olmasından yanadır…
   İlişkilerin zarar görmesini asla istemeyiz…
   Özellikle 1974 öncesini yaşayanlar veya yaşayanların anlattıklarından ders çıkaranlar, Anavatansız Kıbrıs Türkü’nün ne tür sıkıntılarla yüzleşeceğini ve nasıl bedeller ödeyeceğini iyi bilirler…
   İşte bu düşüncelerle, yeni sistemde Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyoruz…
   Türkiye’nin yükselişini görmek bizler için de gurur kaynağıdır…
   Türkiye’nin güzel günler yaşaması, Kıbrıslı Türkler açısından da mutluluk ve huzur vericidir…
   Türkiye’nin her alanda sağlayacağı başarılar, Kıbrıslı Türklerin de kazancıdır…

Kıbrıs sorunu

   Yeni dönemde yetkileri ve sorumlulukları daha da artan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere sürecine destek vermesini isteyenler vardır…
   Bizler buna karşı değiliz…
   Adanın, yarım asrı bir süreden sonra yeniden birleşmesini elbette istiyoruz…
   Fakat çok sayıda muhtarımızın belirttiği gibi, varılacak bir çözümde Türkiye’nin garantörlüğünün devamı kaçınılmazdır…
   Güney Kıbrıs’ta EOKA’nın yerini alan yeni terör örgütü üyelerinin askeri kamplarda eğitildiği bir dönemde, Türkiye’nin garantörlüğünü tamamen devre dışı bırakacak çözüm önerileri iyi niyetten yoksundur…
   Rum-Yunan tarafının, adadaki çözümsüzlüğü Türk askerine ve garantilere bağlamaları yalan bir propaganda ürünüdür…
   Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, böylesi propagandaların etkisi altında kalmadığını ve kalmayacağını biliyor, buna güveniyoruz…
   İki toplumun siyasi eşitliğine dayalı, Türkiye’nin garantörlüğünü dışlamayan bir çözümü destekliyoruz…
   Bunun dışındaki beklentiler içine giren Rum tarafının ‘uzun vadeli çözüme’ odaklandığını da biliyoruz…
   Ne var ki; aynı oyunun 50 yıl daha devam etmesini bekleyemeyiz…

KKTC’nin çözüm bekleyen sorunları

   Çözüm olsun, ya da olmasın KKTC’nin çok hızlı bir kalkınma sürecine girmesi ve güneydeki ekonomik yaşamın üzerine çıkılması için Sayın Erdoğan’ın yardım ve desteğine ihtiyacımız vardır…
   Hükümetlere yönelik bütçe yardımlarıyla sorunlarımızın çözülemediği veya çözümün çok uzun zaman aldığı inkâr edilemezdir…
   Parası Türkiye’den gönderildiği halde bazı hayati yolların 8 yıl gibi çok uzun bir sürede yapılmaması veya yenilenmemesi nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyoruz…
   Pahalı bir sistemle üretilen elektrik için yüksek bedeller ödüyoruz…
   Ayrıca zehirleniyoruz…
   Sık sık uzun süreli kesintilerle çadır hayatına mahkûm ediliyoruz…
   Uzun yıllar kuyu suyu kullanarak sağlıksız yaşam süren, üretimde ileri yerine geri giden bir toplum olduğumuzu unutmayalım…
   Bundan 30 yıl önce 175 bin ton olan narenciye ihracatımız 71 bin tona gerilemişse, bunun tek nedeni uluslararası ambargolar değildir…
   Kuyu sularının tuzlanması, üreticilerin desteksiz bırakılması, ürün bedellerinin bir yıl geç ödenmesi gibi sorunlar vardır…
   Bunların artık sonlanmasını ve yeni bir ruh ile üretim ve ihracatın artırılmasını istiyoruz…
   Kuşkusuz; turizm alanında sevindirici gelişmeler vardır…
   Son 5 yıl içinde Türkiye’den ünlü firmaların adaya yüz milyonlarca dolarlık yatırım yapmalarını memnuniyetle karşılıyor, bu cesareti gösterenleri tebrik ediyoruz…
   Bugün, güneydeki otellerden daha kaliteli otellerimiz vardır…
   Ama bu otellerin tam kapasite ile çalışması ve bu çerçevede piyasanın da canlanması için daha çok uçak seferi ve daha çok tanıtıma ihtiyacımız vardır…
   Güney Kıbrıs’ın geçtiğimiz yıl içinde 3 milyon 600 bin turist ağırladığını, bu yılki hedefin de 4 milyon olduğunu dikkate alarak, ulaşım alanındaki ambargoları bertaraf edecek adımlara ihtiyaç vardır…
   Bunu başarmamız halinde, KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilen bir devlet olacağını biliyoruz… 
   Böylesi bir başarının gururunu hep birlikte yaşayacağız…
   Yıkılmaya yüz tutan tarihi eserlerin tamiri, çevre kirliliği, Türkiye’de suç işleyenlerin adaya yönelmesi gibi sorunlarımız da vardır…
   Suçluların iadesi anlaşmasının çalıştırılması, iki ülke muhacereti arasında daha sağlıklı ve hızlı bilgi paylaşımı gibi sorunların sadece bir talimatla çözülme olasılığı vardır…
   KKTC’nin önde gelen sorunlarını bu şekilde özetledikten sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün adaya yapacağı ziyaretin tarihi öneme sahip olduğunu bir kez daha vurguluyor, yeni dönemin Türk milletine hayırlı olmasını diliyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Aydın Karaçay
Aydın Karaçay - 6 yıl Önce

Tebrik ederim sayın Akar, çok doğru tespitlerle yazılmış bir makale. Elinize sağlık.

banner608

banner473