Maraş kenti bir yıl öncesine kadar Türk tarafının ‘görüşme masasında’ en büyük kozlarından biriydi…
Mesela; Maraş karşılığında siyasi eşitliği elde edebilmek…
Veya Girne’nin Türkler tarafından yönetilmesi…
Ne var ki; hiçbir konuda ‘tek satırlık garanti’ almadan Maraş’ı bir numaralı gündem maddesi yaptık…
Perde arkasındaki bazı senaryolar mı etkili oldu bilinmez…
Senaryo:1
Rumları ‘İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüme’ ikna edebilmek için hem ‘iki eşit egemen devlet’ tezini, hem de Maraş açılımını ortaya koymak…
Senaryo:2
Son zamanlarda çözümden umudunu kesen Kıbrıslı Türkleri harekete geçirmek…
Senaryo: 3
Kıbrıs Türk siyasetini yönlendirmek…
Hangisi gerçek oldu?
Birinci senaryonun ne kadar etkili olduğunu zaman içinde göreceğiz…
“Maraş’ı da kaybediyoruz” diyen Rumlar federal çözüme gelecek mi?..
Gelirlerse; iki bölgeliliğin korunması için ‘olmazsa olmaz’ Girne bizde kalacak mı?..
Yani mülkiyet hesaplaşmasında Girne ve diğer Rum bölgelerindeki Rum arazilerini Türk tapusuna geçirebilecek miyiz?..
Çok zor…
Hayali dünyalara bedel ama çok zor…
Hatta imkansız…
Rumların ezici bir çoğunluğu eski mülkünü Türklere bırakmak istemiyor…
Paraya boğsanız da bundan vazgeçmez…
Onların ‘ülke ve millet sevgisi’ bizden çok farklı…
Biz elimize geçeni satıp, parasıyla lüks hayat yaşamasını seviyoruz…
Hatta olmayan parayı borçlanarak en pahalı arabayı kullanmak suretiyle kendi kendimizi tatmin etmede üstümüze yoktur…
Siyaset ne durumda?
Senaryolardan birinin ‘Kıbrıs Türk siyasetini yönlendirmek’ demiştik…
Sonucunu görebiliyor muyuz?..
Elbette görüyoruz…
Sağ, milliyetçi kanattan UBP’nin yöneticileri bayrak elde bir yerlere doğru gidiyor…
Ama tabanda ezici çoğunluk gelecekten endişeleniyor…
Sessiz çoğunluk, Kıbrıs konusunda sağlıklı bir politikanın yürütüldüğüne inanmıyor…
Sağ kanattan DP kafasını kuma sokmuş durumda…
Sesi çıkmıyor…
Orta çizgideki HP, daha önceki uyarıların dikkate alınmamasından yakınıyor ve ‘endişe’ belirtiyor…
CTP ile TDP ise hem ‘iki eşit egemen devlet’ ısrarına, hem de Maraş’ın tek yanlı açılmasına karşı çıkıyor…
Öyleyse birlik ve beraberlikten söz edilemez…
Vaziyet hiç olmadığı kadar dağınık…
Ve moral bozucu…
Bundan sonra ne yapılmalı?
Kıbrıs Türk ve Rum siyasi liderliğinin bundan sonraki tavrı ne olmalı?..
AB ve BM’nin de yardımlarıyla ‘ön şartsız’ masaya oturulmalı…
Adına ne denirse densin, ortaya çıkacak çözüm sonrasında ‘iki bölgelilik’ korunmalı…
Bunun için de mülkiyet sorunu ‘takas ve tazminat’ yöntemiyle çözülmeli…
Aksi halde ‘iki bölgelilik’ sadece kağıt üzerinde kalacak…
Ve bunun sonu Kıbrıslı Türkler açısından hiç de iyi olmayacak…
Bunca zaman Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmayanlar ‘kaçacak delik’ arayacak…
Ama o da bir işe yaramayacak…
Kırk Yıldır Kktc de ne başarabildik ki Maraş’ı da başarabilelim ! Atılan plansız ve Programsız adımlarla aleyhimize Dünyayı ayağa kaldırmayı başardık, BMGK yi Maraş konusunda Kıbrıslı Türkleri de suçlu bulup kınadı , BM dışında tek taraflı açılımların durdurulup şu ana kadar yapılan açılımların geri alınması kararı alındı,
Alınan bu kararlardan sonra AB nin de ayni kararlarla üzerimize gelmesi beklenmektedir ,
Maraş konusunda Siyasi Partilerimizin uyarılarını kayde almayan yöneticilerimiz Dünyanın almış olduğu uyarı ve kararları kayde alacak mı acaba ! Kıbrıslı Türkleri Dünyada daha da mağdur edip yalnızlaştıran Yöneticilerimizin geleceğimiz için ne gibi bir öngörüsü ver acaba !, Başaramadığımız her şey gibi maalesef Syaseti de Başaramıyoruz , Kıbrıslı Türkleri daha da zor günler bekliyor gibi görünüyor,
“” Görünen Köy Klavuz İstemez “” diye bir Atasözümüz vardır.