Tam 27 yıl öncesiydi...
   Beşparmak dağlarında meydana gelen tarihin en büyük orman yangını nedeniyle asırlık ağaçlar yok olmuştu...
   Bugün oldu hala orman yangınını kimlerin, neden çıkardığı aydınlığa kavuşmadı...
   Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı yanan ormanların fotoğrafını çekerken, Ankara’ya şu mesajı gönderiyordu:
   “Memleket yanıyor, bizim bakanlar ise piknikte kebap yiyor...” 
   Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kurt politikacıydı...
   Orman yangınlarının gerekçe gösterilerek, olağanüstü hal ilanına onay vermedi...
   “Yarın geliyorum, yaralarınızı sararız...” mesajını gönderdi...
   Ve dediğini yapıp, Kıbrıs’a geldi...
   Ana-Yavru kucaklaşmasının ardından Antalya’dan getirilen oduncular işbaşı yaptı...
   Yanan ağaçlar temizlendi ve bir süre sonra yine Türkiye’den getirilen fidanlar dikildi...
   Yangında kül olan ağaçların birçoğu yüz yaşın üzerindeydi...
   Kıbrıs’ın geçmişini bilen İngiliz uzmanlar tarafından yapılan açıklamada şu noktaya dikkat çekiliyordu:
   “Aynı ormanların yaratılması için 150 yıla ihtiyaç var...”
   Böylesi bir mesaj, burada yaşayan insanlar açısından utanç vericiydi...
   Umursamadık bile...
   Güldük, geçtik...

Ve yeni felaket

   Beşparmaklar; 27 yıl önce orman yangını yüzünden ağır yara aldı...
   Yaşananlardan ders çıkarıp, ciddi önlemler almak yerine sorumsuz yönetim anlayışı devam etti…
   Ormanlık alanlarda oluşturulan gözlem yerleri boşaltıldı…
   Kimisi yazlık ev oldu, kimisi taş ocaklarına verildi…
   Geçtiğimiz yıl Çamlıbel’de ormanlık alanın yanması da yöneticilerimizi uyandırmadı…
   Yine bir ay önce Kormacit, Geçitköy, Kozanköy’de meydana gelen yangınlarda asırlık ağaçlar kül oldu…
   Yangınların nedeni olarak; sigara izmariti ve elektrik tellerinden çıkan kıvılcımlar gösterildi…
   Elektrik tellerine çarparak ateşlenmesine yol açan kamyon şoförü hala bulunmadı…
   Bölgeye çöp döken bu kamyonlar hem çevreye büyük zararlar veriyor, hem de böylesi bir olay sonrasında ormanlarımızı yok ediyor…
   Üzücü olan KKTC yetkililerinin bugüne kadar caydırıcı önlemler almamasıdır…
   İşte bu ciddiyetsizliğin bir sonucu olarak bu kez Tatlısu bölgesinde binlerce dönümlük orman arazisi yanarak kül oldu…
   Dağın üstünde oturan bir şahsın, yanında işçi çalıştırması ve dozerle temizlik yaptırmasının gerekçesini bizlere kim açıklayacak?..
   Kayıtsız, eskimiş bir dozerin orada ne işi vardı?..
   Ormanlık alanlarda izinsiz ağır vasıta çalıştırılması yasal mıdır?..
   Yasası yoksa kabahatin büyüğü ülkeyi yönetenlerdedir…
   Yasası varsa ve izin alınmadan bu tür işler yapılıyorsa bu daha da vahim bir durumdur…
   Kuşkusuz bu yaşananların sorumluluğunu bir aylık hükümete mal edemeyiz…
   Ama şimdiki hükümette yer alan bazı bakanların uzun yıllar ormanlardan sorumlu olduklarını da unutmayalım…
   Sorumsuz, sahipsiz, kontrolsüz bir ülke yaratanlara selam olsun…