Bir yılı aşkın süredir Coronavirüs’le yatıp, kalkıyoruz…
  Hükümetin bu saatten sonra Corona’ya sarılarak, en hayati konuları dahi ihmal etmesini kabullenemeyiz…
  Yapılacak çok iş vardır…
  Vatandaşın beklentisi ciddi icraatların bir an önce başlamasıdır…
  Niyet varsa ilk bir hafta içinde bile vatandaşa umut verecek bazı icraatların yapılabileceği inancındayız…
  Daha önce vurguladığımız gibi öncelik, sıcakların artması nedeniyle ağaç boyuna ulaşmış otların temizlenmesi ve tüm bölgelerin ilaçlanmasıdır…
  Ana yollar devletindir…
  Köy ve kentlerde belediyeler bu işi yapamıyorsa, Çevre Dairesi devreye girmeli ve ‘yıldırım hızıyla’ ülkeyi temizlemeli, yapılacak harcamaları belediyelere verilen devlet katkısından kesmelidir…
  Yine bir haftalık süre içinde Girne Antik Limanı’nın sahibi belirlenmelidir…
  Hem Ulaştırma, hem Turizm, hem Belediye maskaralığı kesinlikle sonlandırılmalıdır…
  Ve doğru olan limanın özelleştirilmesidir…
  Ama bunu yapacak cesaret yoksa; o zaman belediyenin tek yetkili olarak atanması, ancak limanın korunması konusunda devletin ortaya koyacağı ‘genel prensipleri’ uygulaması yönünde bir karar üretilmelidir…
  Tarihi binaların korunması, limanın temizlenmesi, çevre düzenlemesi, restoran ve dükkanların işletilmesi gibi prensipler belirlenirse, belediye keyfi uygulamalara gidemez…
  Bir elektrik direğinin bir yılda tamir edilememesi, bir lamba değişiminin aylar alması gibi akıl almaz işlere artık son verilmelidir…
  Yine bir hafta içinde Bakanlar Kurulu’nun alacağı kararla, siyasi partilere yönelik mali yardımları azaltarak, elde edilen para ile bozuk yolların tamiratına başlanmalıdır…
  Karayolları Dairesi’nin hizmet veremez duruma gelmesi nedeniyle yolların tamiratı, trafik ikaz işaretlerinin yenilenmesi ve koruyucu bariyerlerin hızlı bir şekilde monte edilebilmesi için ihaleye çıkılmalı; en güvenilir kuruluşlara bu görevler verilmelidir…

Yasal önlemler

  Yeni hükümetin alacağı bazı tasarruf tedbirlerinin, en ufak bir meselede grev yapma alışkanlığını sürdüren sendikaları harekete geçireceğini unutmayalım…
  Ne var ki; ülkemiz artık geçmişin çarpık uygulamalarını kaldırabilecek durumda değildir…
  Halkımızın sabrı son noktasındadır…
  Bunu bilelim ve bazı adımların atılması öncesinde sendikal haklarla ilgili yasal önlemleri hayata geçirelim…
  Aylarca tartışmaya veya ‘çalıştaylara’ gerek yoktur…
  Hiç kimse önceden ihbarsız grev yapma hakkı elde edemez…
  Böylesi bir uygulama dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur… 
  Hayati önem taşıyan tarihi bir dönemden geçerken, iç ve dış politikada çok daha aktif olunmalıdır…
  Güneyde ne tür hazırlıkların yapıldığını da görmezden gelmeyelim…
  Siyasi eşitliğimizi dahi kabul etmedikleri halde önümüzdeki günlerde Türkiye ve KKTC aleyhinde başlatacakları propaganda çalışmalarına misliyle karşılık vermeliyiz…
   Ama burada esas sorun, bunu kimlerin yapacağıdır?..
   İnsan malzemesi kaldı mı acaba?..
   Hayırlı Cumalar…