Ülkenin yaşanabilir olmaktan çıkarılmaya çalışıldığının bilmem farkında mısınız?
İnsanların omuzlarına taşınabilir olmaktan uzak ağırlıklar yüklemenin sonuçları bu anlamı taşımaz mı? 
KKTC’de eşine rastlanılmayacak ölçüde bir kriz yaşandığı ortada. 
Ülkede bugüne gelene kadar uygulanan ve ekonomisine yön veren ilgililerin hatalarının sonuçlarını çekiyoruz. 
Yıllar boyunca “Devlet malı deniz- yemeyen domuz” mantığı içinde hareket edenler çıktı; görmezden gelindi, uygulamalarda büyük ve hayati hatalar yapıldı, olmamış gibi davranıldı. 
Ceza verilmeyişi, hata yapanlara karşı müeyyideler uygulanmaması iş bilmezleri daha da cesaretlendirdi.
Gelinen aşamalar yapılan hataların sonuçlarını çekmekte olduğumuzu, faturanın bugün KKTC’de yaşayanlara çıktığını bilmemiz gerekiyor.
Ne var ki hataların düzeltilme yöntemleri bugünün insanını ezmeden giderilmelidir. 
Bunun uygulanma açısından bir yöntemi olmalı! 
Yapılmak istenenler ya “beğenirsen”le kestirilip atılmamalı, ya da “bu sizin iç meseleniz”le baştan savma kolaycılığı ile kapatılmamalıdır. 
Öyle görülüyor ki önümüzdeki dönemler KKTC büyük değişikliklere gebe! 
Gelin görün ki KKTC Meclisinde sandalye işgal edenler bunun farkına varmaktan uzak bir tutum içinde davranmaya devam ediyorlar! 
Bugünlerin bile aranır olacağının bilincinden uzak “sen-ben” kavgasını sürdürmekte ısrar ediyorlar.
Yapının değiştirilmeye çalışıldığının, hoppalara gitme vaktinin geldiğini görmezden, anlamazdan geliyorlar.
Ülkede elektriğe yüklü zamların getirilmesi, akaryakıta “zırt-pırt” artışlar getirilmesi, var olan ancak pandeminin sonuçlarıyla kat be kat artan ekonomik çöküntüyü vatandaşın kaldıramaz hale gelmesi demek değil mi bu? 
Dünyada benzer krizler yaşanıyor, doğru, ancak önlemler alınarak, akıl yolu kullanılarak sıkıntıların halka yansıtılması en alt düzeyde olması için o ülkelerin devlet adamları gayret sarf ediyorlar. İş birliği içinde ülkelerinin düzlüğe çıkabilmesi için akılcı çareler üretiyorlar.
Bizim ülkemizde buna benzer bir çalışmaya şahit oldunuz mu?
Siyasilerin aralarında yaşadıkları sen-ben çıkar çelişkileri bir tarafa, birilerinin kulağımızdan tutup bizlere hoşa gelmeyen uygulamaları dikte ettirmelerine adeta çanak tutuyoruz. Sonra da dönüp “tu kaka” diye feryat ediyoruz!
Bugün yaşananlara isyan edenlerin iktidara gelmeleri halinde farklı davranabileceklerini düşünemiyorum. 
“Bekar olana hanım boşamak kolay” derler ya, işte böyle bir şey!