banner564

Hortlak...

Gelinen aşamanın toplumun demokratik gelişmesine katkı getirmekten çok uzak olduğu meydandadır. Çünkü siyasi alanda var olmak için cepheleşme ve çatışma kültürü maalesef yine hortladı.
Bugün meydana gelen linç girişimi ve Meclisin damına çıkma olayı ilk kez yaşanmıyor.
Evet, hortladı.
Yıl 1986, Rahmetli Özker Özgür, Naci Talat, uzun ömürler versin Alpay Durduran, İsmail Bozkurt, Ergün Vehbi dış temaslarda diyalog kurdukları DİSİ’nin o dönemki Genel Başkanı Sayın Matsis'in daveti üzerine Güneye geçmişlerdi. Sayın Hakkı Atun da davetli idi. Ancak o son dakika istese dahi gidemedi.
Bu ziyaret yapıldı. Vay sen misin bunu yapan! Yer yerinden oynadı.
Tek kanallı devlet güdümündeki BRTK'nın kampanyaları, devletin tüm imkanları, dönemin ‘vesayet' rejimi desteği ile korkunç bir linç kampanyası başlatıldı.
Karpaz’dan Yeşilırmak'a kadar, tüm adadan insanlar Meclisin önüne taşındı. Meclisin önü İngiliz Sömürge Yönetimi’nin “ örfi idare“ ilan ettiğinde sokaklara koyduğu tel bariyerlerle kesildi.
Meclis önü bu yönlendirilmiş öfkeli ön yargılı insanlarla doldu taştı.
Amaç CTP, TKP milletvekillerini Meclisten atmak, ezip elemekti. Ama kimse buna boyun eğmedi.
Arkasından olay Meclis içine taşındı. O dönem Mecliste yer alan YDP milletvekillerinin bazıları, Sayın İsmail Bozkurt'u darp etmeye kalktı. Yer yerinden oynadı. Meclis içi karıştı.
Mesele aynı zamanda...
Bu linç girişiminin nedeni yalnız Kıbrıs sorunu değildi. Aynı zamanda iç siyasetteki gelişmelerdi. Çünkü 1985 sonrası kurulan UBP- TKP Hükümeti dış müdahalelerle yıkılmış. Yerine UBP- YDP Hükümeti kurulmuştu.
İşte o hükümet oluşumuna, cepheleşme kültürü ile zemin sağlamak için bu tezgâhlar kurulmuştu.
Sonuç ne oldu dersiniz? Kısa sürede o cepheleşme olgusunda taraf yapılan YDP parçalandı. Alınan milletvekilleri ile UBP tek başına hükümet oldu. Ancak bu cepheleşme kültürü devam etti. Ona katkı sağlayanları da yaraladı.
 Ne oldu bilir misiniz?
Bu cepheleşme kültürü ile o tarihsel anda, siyasi güç toplayan UBP liderliği pervasızlık içine girdi. Bu pervasızlık nedeni ile seçim yasasında, anti demokratik değişiklik getirdi ve Meclisten geçirdi.
Bu adımla, cepheleşmede ona destek olanlarda, demokratik haklarının gaspı ile yüz yüze geldiler.
Sonuç itibari ile bunlar, ortak demokratik taleplerle, 1986' da darp etmek istedikleri Sayın İsmail Bozkurt ile birlikte, başta Sayın Kenan Akın olmak üzere, pek çok YDP’li, kurulan DMP Partisi altında bu anti demokratik adımı, değiştirmek talebi ile aynı listeden milletvekili adayı oldu.
Bu olaylarla UBP; hem anti- demokratik seçim yasası nedeni ile hem de CTP- TKP milletvekillerinin boykot yapması ile düşen vekilliklerinin yerine yapılan ara seçimle, 50 kişilik KKTC Meclisinde üçte ikiden fazla milletvekiline sahip oldu. Ama bu ezici çoğunluğa karşın, ülkeyi yönetemediler.
1,5 sene içinde bölündüler ve 1993'te erken seçime gitmek zorunda kaldılar. Seçimi de kaybettiler.
Yani cepheleşme adımı ne buna uyanlara, ne de bundan nemalananlara yaramadı.
Bugün de Meclis önünde yapılanlar. Meclis içinde ve damında yaşananlar aynı mantığın hortlamasıdır. Amaç, milliyetçi önyargıları kullanarak, seçim sonrası oluşan tablo ile mümkün olabilen bir seçeneği, yani dörtlü koalisyon oluşumunu engellemek. Zorlama ile UBP- YDP ağırlığında bir hükümet kurmak. Ancak bu hortlak artık çok eskidi.
Bu niyetle yapılan bu cepheleştirme işi, topluma zarardan başka bir şey getirmez. Bunu hortlatanlar bakın göreceksiniz, belli bir zaman dilimi içinde bundan çok zarar göreceklerdir. Hükümet olmak için cepheleşme oyununa giren, en başta topluma, sonra da kendine zarar verir.
YORUM EKLE

banner608

banner473