banner564

Hristodulidis, Erdoğan ve Biz “Görünmezler”

“Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” Sayın Hristodulidis, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Pazartesi günü, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı Türkiye’nin, “AB tam üyeliği stratejik hedefine bağlı” olduğu açıklaması ile ilgili olarak; AP Başkanı Sayın Metsola’nın ziyareti sırasında dü-zenlenen basın toplantısında şunu söyledi. “Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın söyledikleri sadece birer söylem değilse, o zaman Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti kaynaklı yükümlülük-leri çerçevesinde, Kıbrıs sorununda somut gelişmeleri önkoşula bağlayan bu gidişata yönelmek için buradayız” dedi. Şimdi bu sözlerin anlamı nedir? Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için Sayın Erdo-ğan’dan BM Parametrelerine destek olması talebi mi? Yoksa 1960 Garanti Antlaşmaları çerçevesinde adanın toprak bütünlüğüne ve anayasal düzenine bağlı olmak ve bunu korumak yükümlülüğünü ha-tırlatmak mı? Ya da 1964 darbesi ile İki Toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Anayasası’nı askıya alarak tek toplumlu bir hale döndürülmesine karşı çıkmaktan onun, vazgeçmesi talebi mi? Sayın Hristodulidis, Sayın Erhürman’ı değersizleştirmek için daha müzakereler başlamadan en son görüşülüp sonuçlana-cak konu olan Garantiler meselesini bir ön şart olarak o zaman niye öne koydu? Eğer gerçekten adanın birliğine ve toprak bütünlüğüne istekli ise, bunların ikisine de dönük sorumluluğu olan Türkiye’den bunlara destek olmasını istemeliydi. Ancak o müzakereler başlamadan, Garantilerin kalkması konusu-nu, içe dönük milliyetçi popülist yaklaşımla ön koşul olarak öne sürdü. Eğer gerçekten iki ayrı devlet tezine karşı ise; Garantilerin, adanın toprak bütünlüğü temelinde Kıbrıs’ın başka bir ülkeye bağlanma-sını, bölünmesini ve iki ayrı devleti yasakladığını bilerek, Türkiye’ye bu sorumluluklarına bağlılık çağrısı yapardı. Bu nedenle Güneyden Garantilerin kalkmasına dönük söylemleri samimi bulmam. Ayrıca Türkiye’ye, KC yönelik sorumluluklarını, onun AB üyeliği için bir ön koşul olarak ortaya koyan Sayın Hristodulidis’e; bu Cumhuriyetin Kurucu Ortağı olan Kıbrıs Türk Toplumuna dönük olarak onun da yükümlülükleri olduğunu da biz hatırlatalım. CB seçildikten sonra bazı Kıbrıslı Türklerle, ama onların Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı içinde olmadıklarını da söyleyerek görüştü. Olan ne? Koca-man bir hiç.
AB Dönem Başkanı olarak AB etkisini, Kıbrıs ve onun iki toplumu ile birlikte; Türkiye ve Yunanistan’ın Ege ve Doğu Akdeniz’de barışçı işbirliği ve dostluk ilişkilerinin gelişmesine dönük değerlendirecekse, bu bölgeye ve üç ülkenin halklarının çıkarlarına dönük en önemli katkıyı yapacaktır. Gerisi boştur.  

YORUM EKLE

banner471

banner473