banner564

Hükümet başarılıdır! Okullar ve GSYİH

Sorguladığım bir konu, neden hükümet devamlı şaşkınlık yaratan abuk sabuk açıklamalar yapıyor? Genel kanı iş bilmezliktir. PCR ve hızlı test konusunda ortaya çıkan bir biri ile çelişkili açıklamalar gibi. Ancak bu devam ediyor. O zaman şunu düşünmeden edemiyorum. Evet, iş bilmezlik ve kendini Kurultaya kilitleme bir neden. Peki, başka ne olabilir? 
Bakın iki önemli konu bu kaotik PCR tartışması içinde gündem olmadı… Biri Gayrı Safi Milli Hasıla raporu diğeri yüz yüze eğitimin başlayacak olmasının sorunları. Eğitimin yüz yüze başlamasıyla ilgili olarak sağlık endişesi hakim oldu. Hükümet bir biri ile çelişkili PCR test açıklamaları ile bunu azdırdı. 
 İlk ve Orta Eğitim Kurumlarında yüz yüze eğitimin başlayacak olması yalnız sağlık endişesi ile en geniş halk kitlelerinde gerilime yol açmadı. Çocuklarının okul hazırlığı da dar ve orta gelir gurubundaki ailelerin evlerinde maraza yol açtı. Bir okul üniforması en sıradan hali ile 450 TL dolayında bir fiyatla insanlarla buluştu. İki, üç çocuğu olan ailenin bu pahalılık ortamında bir halini düşünün. Mutfak, elektrik gideri derken bu okul hazırlığı halini bir hayal edin. Bu yalnız üniforma ile de sınırlı değil. Potin, defter, kalem, çanta vs.
Ama ne acıdır ki en geniş emekçi evlerinde yaşanan bu dert gündem olmadı. O zaman hükümet PCR’la yarattığı kaotik tartışma ortamı nedeni ile esasın konuşulmamasını sağladığı için başarılıdır. Aynı şey yükseköğrenim için de geçerlidir. Sağlık endişesi dorukta. Bu konuşuluyor. Ama bu ülkeye öğrenim için gelecek öğrencilerin, dolar bazlı ev kirasından. Temel tüketim malları ve hizmetlerin artık inkar edilemez pahalılığından ötürü karşı karşıya kalacakları felaket! Bu nedenle ülkeye dönük içine girecekleri tepki ve soğumadan kimse söz etmiyor. Ama Başbakanın PCR açıklamaları gündemin kendisi oluyor. Yani ilkel bir Orta Oyunu ile hükümet, “göz bağcılığı” konusunda başarılı oldu.
KKTC İstatistik Kurumu KKTC Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla verilerini (2020) yayınladı. Tam bir felaket. Ama bu konuda hemen hemen hiç tartışma odağı olmadı. Bir tek kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolar olması konusu konuşma meselesi oldu. Ama 2005-6 düzeyine düşme temelinde değil de nüfusu bilmemekle bu tartışma sınırlandı. Hâlbuki KKTC İstatistik Kurumu bu tabloların ana verisinde resmi nüfusu ve aynı zamanda 2020 Ortalama dolar kurunu da vermesi gerekirdi. Bu iki veriyi de vermedi. 
Ancak tablo vahim. 1977 Sabit Fiyatları ile reel duruma baktığımızda, 2020 yılında İmalat Sanayide % - 16,6 küçülmeyi, yükseköğrenimde % - 15 küçülmeyi, Otelcilik Restoran alanında %-82 küçülmeyi Serbest Meslek alanında %- 18,2 küçülmeyi görüyorsunuz. Aynı küçülmeyi İnşaat Sektöründe görürsünüz. Bir tek konut edinme alanında kısmi bir artış var. Bu da yurt dışı taleple alakalı. Ne acıdır ki ülkenin ve halkın geleceğini her açıdan sarsan bu vahim tablo dahi tartışma odağı olamadı. Bu nedenle bu esasın da gündem olmasını, uyduruk PCR tartışması ile gizleyen hükümet, göz bağcılığında başarılı… Düşünün ki turizm gibi hayati bir alanda % - 82 bir küçülme yaşanan 2020 yılından sonra; aynı hükümet, 2021 yılında Otel ve Gazinoları Sağlık açısında Yüksek Risk Gurubu kategorisinde ilan etti. Güney Kıbrıs’ın turizm konusunda riski azaltarak, ama risk alarak ekonomisi ve insanı için turizm konusunda ciddi adımlar attığı ve 2021 içinde milyonlarca yabancı yolcuyu ülkeye getirme başarısı göstermesi örneği yanımızda yaşanırken bunu yaptı. Evet, artık hükümetin göz bağcılığı oyunlarına gelmeyelim ve esası konuşmaya, tartışmaya başlayalım.

YORUM EKLE

banner471

banner474