banner564

Hükümet devam etmeli

Koltukta daha ancak bir yılını dolduran 4’lü koalisyon hükümeti görevini devam ettirmeli. Zira bu bir alışkanlık haline geliyor ve hali ile beklentiler artıyor. Çok kısa sürede vatandaş aradığını bulamayınca bir başkasını istiyor. Hal böyle olunca da ülkede bir türlü siyasi istikrar sağlanamıyor.
Evet, diyeceksiniz ki “Biz zaten bu hükümet için oy vermemiştik” halkın iradesi sandık sonuçlarına yansımış ama kurulan hükümet bu iradenin dışında oluşmuştu.
Bu oluşuma bir yıl önce ses çıkarmayanlar şimdi bu durumdan en çok şikâyet edenler oldu. Oysa daha ilk günden kamuoyu tepkisini koymalıydı. 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da dediği gibi “UBP’den korkanların kurduğu bu hükümet” için o günlerde ses çıkarmayanlar şimdi rahatsızlıklarını yüksek sesle dile getiriyorlar.
Halkın iradesine karşın bir oluşum tercih edildi. Kimse zorla baskı ile bu hükümeti kurdurmadığına göre sonuçlarına da elbette bu hükûmete girenler katlanmalı. Bunun için de iktidar makamlarında bir süre daha kalmaları gerekiyor. 
Yarın hükümet dağıldığında en azından “Yapacaktık ama zaman yetmedi” mazeretini ortadan kaldırıp, bu süre zarfında yaptıkları veya yapamadıklarına bakarak halk ilk seçimde kararını verebilmeli.
Öyle veya böyle biraz daha dişimizi sıkıp bu hükümetin devam etmesini görmemiz gerekiyor. Yoksa her geleni daha ilk günden kapının önüne koymayı bir alışkanlık haline getirirsek ileride daha kötü günlerin başlangıcı olur bu yaşadığımız günler. 
 
Tehlikeli oyun
Malum dün konu sosyal medyada patlayınca yine ülke olarak ikiye bölünmek için eşsiz bir fırsat bulmuş olduk ve özellikle sosyal medya kahramanları için üzerinde kalem oynatabilecekleri bir yeni bir gündem oluştu.
Olayın duyulması ile birlikte iki taraf da birbirine salvolar yapmaya başlamakta hiç gecikmedi. Oysa her konuda olduğu gibi bu konunun da temelinde “adalet” var. Birisine başka diğerine başka işleyen “adalet…”
Mecliste “Kürsü dokunulmazlığı hariç tüm dokunulmazlıklar kaldırılsın” diyen UBP’ye yıllardır bu konuyu seçim meydanlarında kullananlardan tek bir destek bile gelmediğini de sırası gelmişken hatırlatalım.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına gönlü razı olmayanlar dün Bertan Zaroğlu’nun başına gelenler konusunda ahkâm kesenlerdi. İşte böyle garip bir ülke haline döndük. 

Benim de başıma geldi
Herkeste olduğu gibi bizde de evde iki araba var. Birisi eşimin birisi benim kullandığım. Malum plakalar her hükümet döneminde değişiyor. Yine değiştirmek zorunda kaldık kısa bir süre önce.
Plaka değişimi yapan yere gittim ve iki araç için plaka değişim ücretini ödedim. Kendi aracımın plakasını değiştikten sonra eşim ile araçlarımızı değiştirdim ve plaka değişimi için giderken yolda polis çevirmesine yakalandım. Cebimdeki faturayı göstermiş olmama rağmen görevli polis yine de ceza yazdı.
Aslında buraya kadar anormal bir durum yok. Sonuçta polis de işini yapıyor, belki bir miktar kendi iradesini kullanıp elimdeki makbuza bakıp beni gönderebilirdi, yapmadı. 
Ama esas olan olay bana ceza yazarken meydana geldi. Aynı şekilde plakası eski bir araç daha vardı. İçindekiler belli ki tanıdıktı, elimdeki faturaya rağmen bana ceza kesen polis, onları serbest bıraktı. 
Böyle böyle bu memlekette adalet duygusunu kaybediyoruz sevgili okurlar. Hemen herkesin başına bu veya buna benzer bir olay ya geldi ya da çok yakında gelecek…

MESAJLAR

Dilek KIRICI: Geçtiğimiz gün yine bir ilke imza atmışsınız ve televizyon programınıza geç kalınca, programı konuklarınız açmış. Aslında bende bundan böyle aynı yöntemi izleyebilirim. 

Tolga ATAKAN: Dün yüzünüzden düşen bin parçaydı. Neyse üzülmeyin, demek ki o sene bu sene değilmiş, belki de o sene gelen sene. Nereden bileceksiniz ki. Neyse çok geçmiş olsun. 

Semavi AŞIK: Tamda doğum gününüzde pek muhterem validenizi kaybetmişsiniz. Merhumeye Allah’tan rahmet geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun. 

Ali POLATKAN: Memlekette turizm için hala daha birileri alarm çanları çalıyor diye dursun, oysa çanlar çaldı yangın çoktan başladı. Ama hala daha birileri bunun farkında değil maalesef.

Devrim BARÇIN: Hayırlısı ile dün İstanbul’da otolog kök hücre naklinizi olmuşsunuz. Hayırlısı ile inşallah en yakın zamanda memlekete dönersiniz. Sizsiz olmuyor. 

Muharrem ÖZDEMİR: Kızınız sizin izinizden gitmeye kararlı anlaşılan. Zira kompozisyon yarışmasında birinci gelerek hem sizleri çok sevindirmiş hem de babasının izinde olduğunu göstermiş. 

Bertan ZAROĞLU: Şu polis ile yaşadığınız diyalog dün sosyal medyada olay oldu. Anlaşılan hem bazı şeyler sizde birikmiş hem de sizin üzerinizden karşı cephede. Dikkatli olmak lazım böyle durumlarda. 

Serdar DENKTAŞ: Bertan’ın cezasını değerlendirirken eskiden bir örnek vermişsiniz. Rahmetli babanızın yakın bir koruması ile benzer bir hikayeyi biz de yaşamıştık zamanında. 

Savaş ATAKAN: Fener maçından önce sosyal medyada esip gürlüyordunuz. Oysa dün bir baktık sizden tık bile çıkmadı. Neyse geçen defa da benzeri olmuştu, kısmet bu defaya. 

İsmet BAYRAKÇI: Uluslararası Genç Yetenekler Müzik Yarışması’na katılan 9 yaşındaki oğlunuz Furkan Bayrakçı en genç yarışmacı olarak piyano dalında ödül almış. Tebrik ediyoruz tüm aileyi. 

Gülşah Sanver MANAVOĞLU: Kardeşiniz size timsah anahtarlık hediye etmiş. Valla o etmese benzer bir düşünce bizim aklımızda vardı. Neyse biz de başka bir sürpriz hazırlarız. 

Hasan SUNGUR: Emlakçılar Birliği ile İçişleri Bakanlığı arasında bakanlık uhdesinde emlakçı komisyonu kurulması için gerekli adımlar atılmış ve komisyon oluşturulmuş. İlk başkan olarak da bu makama siz atanmışsınız. 

Fikri TOROS: Memlekette internetin geldiği nokta ile ilgili dün yaptığınız konuşma gerçekten can alıcıydı ve gerçeklerle maalesef bir kez daha yüz yüze geldik. 

Salahi ŞAHİNER: Lefke bölgesindeki üreticiler artık üretim yapmaktan vazgeçip herkes bir dairede memur olabilmek için iş arayışına girmiş. Hal böyle olunca da üretici kalmıyor ülkede. 

Yasemin ÖZTÜRK: Dün bir kez daha cep telefonunuzu kaybetmişsiniz. Size en yakın zamanda elinizden kaybetmeyeceğiniz ışıklı bir kılıf hediye edeceğiz.  

YORUM EKLE

banner471

banner474