banner564

İç savaş en büyük tehlikedir

   “Ateş düştüğü yeri yakar” diye bir Atasözü vardır…
   Bunun ne kadar doğru olduğunu anlayabileceğimiz bir dönemden geçiyoruz…
   Bir yanda hayatını kaybeden; evsiz ve işsiz kalanlar…
   Hatta açık ve sefalet çekenler…
   Diğer yanda ‘hiçbir şey olmamış gibi’ lay lay lom havasında olanlar…
   Sosyal medyada paylaşım hastalığına yakalanmış olanların, büyük yas nedeniyle ancak bir haftalık sabır gösterebilmeleri gerçekten dikkat çekicidir…
   Elbette hayat devam ediyor…
   Ancak hayat devam ediyor diyerek; hiçbir şey olmamış, her taraf şenlik içindeymiş gibi bir havaya girmek farklı bir şeydir…
   İçinde bulunduğumuz süreç daha çok dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi gerektiriyor…
   Eksikleri ve yanlışları saptayıp, daha güvenli bir gelecek için plan ve projeler yapmayı; yapıcı önerilerde katkı koymayı öne çıkarıyor…
   Kuşkusuz; bunu yapabilenler olduğu gibi, gereksiz görenler de vardır…

Siyaset çatışması

   Sosyal medyanın son günlerde adeta bir iç savaş alanına dönüşmesi ayrı bir sorundur…
   Özellikle ülke yönetiminde bulunanların daha çok hassasiyet göstermesini beklerken; tam tersi bir durumla yüzleşiyoruz…
   Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun, güneyden gönderilen yardımlar konusundaki tavrını eleştirenler oldu…
   Tahsin Bey de bu eleştirilere çok sert ifadelerle karşılık vermeye başladı…
   “Bu ülke bizimdir… beğenmeyenler başka yere gidebilir” şeklindeki sözler; karşılıklı tartışmaları ve gerilimi tırmandırıyor…
   Halbuki; buna ihtiyacımız yoktur…
   Sert ifadeler kullanarak karşılıklı tartışmaların hele böylesi bir dönemde tırmanışa geçmesi geleceğe yönelik kaygılarımızı daha da artırıyor…
   Olası bir müzakere sürecinden söz ederken, kendi kendimizle hesaplaşmak kadar tehlikeli bir strateji olamaz…
   Ağır ekonomik krizlerin kapıda olduğunu göz ardı etmek ise dünyadan kopukluğun bir göstergesidir…
   Deprem sonrasında korkunç mali kayıplara uğrayan Türkiye’nin, ileriki süreçte Kuzey Kıbrıs’a yardımlarının durması ve azalması halinde ‘nasıl ayakta durabileceğimizi’ tartışmak önceliğimiz olmalıdır…
   Ayakta durabilmek ve ‘kendi kendimize yeterli olabilmek’ için plan ve programlara, ayrıca ciddi önlemlere ihtiyacımız vardır…
   O yüzden ‘iç savaşı’ durdurup, dayanışmayı ve uzlaşı kültürünü ön plana çıkarmalıyız…
   Bunu başarabilirsek gelecek açısından az da olsa umutlanma şansımız vardır…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayım Akar , hangi Demokratik bir Ülkede seçilmiş bir Bakan Vatandaşına Ülkeyi terk et diyebilir ki ! Aynı ağır sözler bir İngilterede olmuş onsa idi Dış İşleri Bakanının ani istifası kaçınılmaz olurdu ! Türkiye’deki facia durumu neticesi KKTC’ye yardımlar azalabilir ve hatta durabilir çok doğru da yıllardır Türkiye’nin KKTC,ye verdiği Milyar Milyar yardımlar KKTC’yi ayakta tutabildi mi yani ? Yılların kötü siyaseti ile Dünyadan dışlanıp kapanıp kaldığımız KKTC’de Türkiye’den veya AB den gelecek yardımlar ne yarar ! Tüm kaynakları tüketip talan olup dökülen Ülkemizde yıkılmaya yüz tutmuş okullarımızı yenileyemiyoruz ! Hastalarımıza dökülen hastahanelerimizde ilaç veremiyoruz ! Yıllardır Ülkeyi ve Toplumu zehirleyen Teknecik’e bir Filtre takamaz olduk ! Karanlık yollarımız dökülüyor ve de Dış işleri Bakanımız beğenmeyen Ülkeyi terk edebilir diyor ? Bunca yıldır zil çalıp oynadığımız KKTC’nin ganimet düzeni ile Lale devri bitti etme bulma Dünyasında amansız zamana ve bedel ödeme çağına giriyoruz parasızlıktan dökülen KKTC’de Rumlar’ın Su yardımlarını redden Siyasilerimiz ile Kıbrıslı Türklere’ kazıklayıp geri gönderdiğimiz Yabancılar, İngilizler ve Londralı Türkler de dahil ‘ bizlere daha beter olun diyenlere ne diyebiliriz ki ? KKTC’nin Dünyaya açılan kapısı Larnaka ! Binlerce Vatandaşımızın ekmek kapısı Güney Kıbrıs , Bankalardaki paramız Sterlin ve Euro , cebimizdeki kimlikler ve Pasaportlar Kıbrıs Cumhuriyeti ! ve KKTC İtfaiye’sinin merdiveni yok! “ NOT SO FOREVER TRNC !

banner608

banner474