banner564

İçimiz sızlamalı

   Parasızlık veya başka nedenlerden dolayı bazı sorunların çözümünü bir süre erteleyebilirsiniz…

   Ne var ki; trafikte yaşanan sorunlar artık ertelenemez durumdadır…
   Tehlike arz eden yolların tamiratı için değil bir yıl, birkaç ay dahi beklenemez…
   Özellikle Girne Ciklos yolu bir an önce tamamlanmalı ve eskiden olduğu gibi çift şerit sürüşlere açılmalıdır…
   Bunun ihmal edilmesi, ileride çok daha ciddi sorunların yaşanmasına yol açacak ve sorumlular hesabını veremeyecek…
   Trafik suçlarına yönelik cezaların da bir an önce artırılması şarttır…
   Mevcut yasa çerçevesinde caydırıcı cezalar verilemez…
   Mahkemenin ölümlü trafik kazasında verebileceği en yüksek ceza 7 yıl hapisliktir…
   Hafifletici nedenleri dikkate alarak ölümlü davalar 4 veya 5 yıl hapislikle sonuçlanıyor…
   Genç bir insanın ölümü ve geride kalanların hiç dinmeyecek acıları karşısında mahkemenin 4 yıl hapislik vermesi karşısında içimiz sızlasa da hiçbir şey yapamıyoruz…
   Şimdi siyasiler mahkeme kararlarını iyice inceleyip,  şu soruya yanıt vermek zorundadırlar:
   “Hiç suçu olmayan bir adamın trafik kazasında öldürülmesi ve yuvasının kararması karşısında 4 yıl hapislik sizleri mutlu mu ediyor?..”
   Eğer mutlu etmiyorsa, o zaman ilgili yasayı derhal değiştirmelidirler…
   Toplamda 4 yıl hapisliğin, yılda 3 ay bağışlama sonucunda 3 yıla ineceğini biliyoruz…
   Ve durum sadece içinde ateşler yanan aileyi değil, tüm toplumun vicdanını rahatsız ediyor…

Denetim sonuçları

   Ülkemizde her ay ortalama 3 kişinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi hepimizi ürkütüyor...
   Polisin zaman zaman gerçekleştirdiği denetimlerde ise her 3 sürücüden bir tanesi hakkında yasal işlem yapılıyor...
   Bunların çoğunluğunu aşırı sürat yapanlar ve cep telefonu ile konuşmalar oluşturuyor...
   Yolların kötü ve güvensiz olmasına aldırmayan insanlar, süratli araba kullanmaktan da vazgeçmiyor...
   Böylece hem kendi canlarını, hem de hiçbir suçu olmayan insanların canlarını tehlikeye sokuyor...
   Aşırı süratin yanı sıra, alkollü araba kullanma, direksiyon başında cep telefonuyla konuşma ve mesajlaşma suçları da giderek artıyor...
  Alkol tesiri altında süratli araç kullanan ve direksiyon hâkimiyetini kaybederek karşı şeride geçen sürücüler vardır…
   Bunların, hiç suçu olmayan insanları ölüme götürdüğünü gördükçe kahroluyoruz…
   Hal böyle iken ana yollarımızın orta refüjlerinde hala koruyucu bariyer yoktur…
   Sadece maaş ödemekle devlet yönetme anlayışı yüzünden hayati sorunların çözümü için para ayıramadığımızı söylemekle sorumluluktan kurtulamayız…
   Bunun bir yolunu bulmalı ve gerekli adımları atmalıyız…
  
Denetimler 100 kat artırılmalıdır

   Polisiye tedbirler ve cezalar mutlaka artırılmalıdır...
   KKTC’de 4 tane genç öğretmenin ölümüne yol açan sürücüye sadece 4 yıl hapislik vererek, bu tür suçların önüne geçilemez...
   Hiçbir caydırıcılık olamaz...
   Vicdan sahibi hiç kimse bu düzenin bu şekilde devamına izin veremez...
   Yazık, günah değil midir?..
   Avrupalı olmak için her şeyini kaybetmeyi göze almış bu ülkenin milletvekilleri ve bazı sivil toplum örgütleri, Avrupa’da trafik suçlarına ne tür cezaların verildiğini neden araştırma zahmetine katlanmıyorlar?..
  Araştırıyorlarsa, benzeri önlemlerin kendi ülkemizde de alınması için neden harekete geçmiyorlar?..
   Aşırı süratli araç kullananları, cep telefonunda konuşanları ve mesajlaşanları cesaretlendiren; cezaların ve denetimlerin yetersizliği değil midir?.. 
   Öyleyse daha neyi bekliyoruz?.. 

YORUM EKLE

banner471

banner474