banner564

İki önemli konu

  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçimlerden sonra ilk yurt dışı ziyaretini yarın Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştirecek olması önemli bir olaydır…

   Türkiye, Kıbrıs’ın üç garantör ülkesinden biridir…
   Ve Türkiye 1974’ten beri adada ‘çatışmaları önleyen’ büyük bir güçtür…
   O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ziyareti önemlidir…
   Yunanistan’daki liderler de seçimden sonra ilk ziyaretlerini Güney Kıbrıs’a yapıyor…
   Onların yaptığı da normaldir…
   Çünkü Yunanistan da garantör ülkelerden biridir…
   Önemli olan bu tür ziyaretleri başka yönlere çekmek yerine, taraflar arasında işbirliğini geliştirecek şekilde değerlendirmek ve yapıcı görüşlerle liderleri ‘uzlaşı konusunda’ cesaretlendirmektir…
   Türkiye, 2002 yılından beri Kıbrıs konusunda ‘bir adım önde’ siyasetini uyguluyor…
   Annan Planı’na ve daha sonra Crans Montana müzakerelerine verdiği destek unutulmamalıdır…
   Annan Planı’nı reddeden Türk tarafı değil, Rumlardır…
   Crans Montana’da masayı deviren de onlardır…
   Öyleyse; yeni bir girişimin başlayabilmesi için Rum tarafının daha istekli ve cesaretli olması gerekiyor…

Doğal gaz ve güvenlik

   Yunanistan’daki seçimlerden sonra Kıbrıs müzakerelerinin başlayabilmesi için tarafların bazı konularda adımlar atması da son derece önemlidir…
   Nitekim; yeni Rum Enerji Bakanı’nın doğal gaz konusunda yaptığı son açıklama, doğal zenginliklerin paylaşımıyla ilgilidir…
   Bunu sadece iki toplumun paylaşımı açısından değil, iki Anavatan’ın çıkarları açısından da ele almak şarttır…
   Mısır ve İsrail gazının, Güney Kıbrıs üzerinden sıvılaştırılmış bir şekilde Avrupa’ya ihracının söz konusu olamayacağı gerçeğini artık anlamalıdırlar…
   Türkiye üzerinden Avrupa’ya gaz sevkiyatı tek çıkar yoldur…
   Avrupa Birliği’nin de bu formüle destek vererek, tarafların uzlaşmasına yardımcı olmasını bekliyoruz…
   Bu yönde atılacak adımlarla, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm için müzakerelerin yeniden başlatılması mümkündür…
   Çözümün ‘hangi isimle’ sağlanacağından çok, iki toplumun geleceğini güvence altına alacak şekilde gerçekleşmesidir önemli olan…
   Özellikle Kıbrıslı Türklere; 1974 öncesindeki olayları yaşatmayacak sağlam bir güvenlik ortamı istiyoruz…

Kapılar ve sıkı işbirliği

   Kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için iki toplumun da istekli ve kararlı olması önemlidir… 
   Ayrıca şartların daha da olgunlaşması sağlanmalıdır…
   Bu konuda en önemli adım; sınır kapılarının çoğaltılması ve iki toplum arasındaki ilişkilerin geliştirilmesidir…
   İki toplumun ortak ticaret yapması ve sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanması için AB’nin güçlü bir destek paketi hazırlaması da son derece önemlidir…
   EuroAsia projesi için 670 milyon Euro hibe edebilen AB’nin, diğer yandan Kıbrıslı Türklerin güneydeki sağlık hizmetlerinden yararlanması konusunda mali destek sağlamaması üzüntü vericidir…
   Bunun yanı sıra güneydeki hastanelerde dünyaya gelmiş çocuklara bile ‘baba veya annesi’ Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı değildir diye vatandaşlık verilmemesi insan haklarına vurulmuş en ağır darbedir…
   AB’nin bu rezil uygulamaya göz yumması da kendi ilkelerine aykırıdır… 
   Özetlemek gerekirse; Kıbrıs sorununun çözümü adada yaşayan her iki toplumun yanı sıra Anavatanlar, AB ve bölge açısından gereklidir…
   Sağlam bir çözümü her zaman olduğu gibi bugün de destekliyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 12 ay Önce

AB üyesi Güney Kıbrıs Hastahanelerinde Anne veya Babası vatandaş değilse vatandaşlık verilmiyor çok doğru da ‘ Demokrasinin beşiği İngilterede aynı şartlarda doğan bir çocuk İngiliz vatandaşlığı mı alabiliyor yani ?
İngilterede her doğan çocuk için Anne veya Babası İngiliz vatandaşı değilse vatandaşlık verilmiyor , Anne veya Babanın yasal yollardan Ülkeye gelip ve yine İngiltere’nin verdiği devamlı oturum , çalışma vs gibi hak sahibi olsalar bile doğan çocuklara otomatik olarak vatandaşlık verilmiyor ancak hukuki bir süreç sonrasında verilebiliyor , AB ve İngilterede KKTC deki gibi gelene gidene veya her doğan çocuk için vatandaşlıklar verilmiyor bu gerçekleri niye göremiyoruz acaba ? Nüfusunu bilmeyen , çökmüş ve karanlık yollarda her gün insanlarını kaybeden , denetimsizlikten dökülen KKTC’de vatandaşlık hakları için ne diyebiliriz ki ? insan Haklarını uygulayamayan Kuzey Kıbrıs’ta İnsan Hakları nasıl savunulabilir ki ? Gerçekçi olalım kırk yılda Ekonomisini yerle bir ettiğimiz fakirleşen KKTCyi getirdiğimiz noktada bu gün iAvrupa Ülkesi Güney Kıbrıs Bizden 4 kat daha zengin olmuştur , Avrupadan onlarca yıl geri olan KKTCnin Avrupa Standartlarına gelebilmesi için onlarca Milyar Dolar ve sil baştan bir Kültür değişimi gerekmektedir , Doğu Akdeniz’deki Enerji kaynakları için ise ok yaydan çıkmıştır Süreç Doğu Akdeniz’de Ruhsat sahibi Exxon Mobil gibi Trilyon Dolarlık Dev Enerji Şirketlerinin Plan ve Programları yönünde ilerleyecektir ,
FOR ever KKTC mi ? Seyirci ve gözlemci olup bakmaya ve mırıldanmaya devam edeceğiz ??

banner608

banner474