Seçim sürecinde en önemli sloganlardan biri haline gelen ‘Kendi ayakları üzerinde durmak’ konusunu kısaca değerlendirmekte fayda vardır…
Kendi ayakları üzerinde duran ekonomiyi yaratalım da, bazı sektörlerin durumunu görmezden gelerek bunu nasıl başarabileceğimizi söylemiyorlar…
Nasıl olacak?
Elektriğin olmadığı bir yerde ekonomi olamaz…
Peki elektrik sorununu nasıl çözeceğiz?..
“Elektrikte özelleştirme olmaz” diyorlar…
Stratejik bir kuruluş sermayeye peşkeş çekilemez…
Öyleyse bu şekilde devam mı edeceğiz?..
İktidara gelen “iki jeneratör getireceğiz” diyerek halkı umutlandıracak…
Sonunda Türkiye iki jeneratörü gönderecek, ama elektrik kesintileri bitmeyecek…
Havalar soğuduğu zaman üretim yetersizliği nedeniyle ülke kararmaya başlayacak…
Evde, iş yerinde hayat duracak…
Esnaf iş yapamaz duruma gelecek…
Küçük çocuklar, yaşlı analar, babalar evde üşüyecek…
Tek çare battaniyeye sarılıp uyumaya çalışacak…
Tıpkı 1950 ve 60’lı yıllarda olduğu gibi…
Ve sizler bir elektrik sorununu çözemediğiniz halde her fırsatta ‘kendi ayakları üzerinde duran’ bir ekonomiden söz edeceksiniz…
Ondan sonra göreve gelenler, başka bir tercih üzerinde duracak…
Bir taraf Aksa’dan destek almayı sürdürecek…
Diğer taraf kazıklanmadan söz etse de Elektrik Kurumu’nun Aksa’ya olan borçlarını devlet borcu hanesine kaydıracak…
Böylece bu can alıcı ekonomik kurumda karmaşa devam edecek…
KKTC kendine yetecek kadar elektrik üretemeyecek…
Borçlar tahsil edilemeyecek…
Uzayıp giden bir çorap ipliği gibi…
Cesaret ve kararlılık var mıdır?..
Bu ülkenin en önemli sorunu herhangi bir meselede doğru teşhis koyamamaktır…
Hastaneye gidiyorsunuz ve kalp krizi geçirdiğiniz halde elektronuza bakıp, hiçbir şey anlamadığı halde “bir şeyiniz yoktur” diyerek sizi eve gönderen bir doktor düşünün…
Teşhis koyamayan adam size yardımcı olabilir mi?..
Asla olamaz…
İşte bu ülkenin her alanda birinci sorunu teşhis koyamamaktır…
Siyasi partilerin ülke sorunlarına genellikle ideolojik yönden bakmaları bir başka sorundur…
Sol çizgide olanlar kesinlikle özelleştirme karşıtıdır…
Özelleştirmeyi “sermayeye peşkeş” olarak yorumladıkları için anında reddediyorlar…
Milliyetçiler ise, devletin kontrolündeki kurumların ihale işlerinden bir miktar pay koparacakları düşüncesiyle onlar da özelleştirmeye karşı çıkıyorlar…
Hem sermayenin yanında, hem de özelleştirmeye karşı…
Tuhaf bir durum…
Ayakların hangisi sağlam
Kendi ayaklarımızın üzerinde duralım mı?..
Tabi ki…
Öyleyse kalk ayağa ve dik vaziyette dur bakalım…
Kalkamıyorsan ayaklarda sorun var demektir…
Senin ekonomik anlamda ayakların kopmuş vaziyette…
Elektrik yetersiz, pahalı ve batak…
Su işleri ve kara yollarının ruhuna El Fatiha…
Telefon dairesi, yeni inşaatlardan para sömürüyor…
Ama telefon bağlantısı yapamıyor…
Öyleyse ona da El Fatiha…
Çiftçi ve köylünün umudu olan Toprak Ürünleri Kurumu borç batağında ve sorumluluklarını yerine getiremez durumda…
Kooperatif’in yem fabrikası ve diğer bölümleri istihdam merkezi haline getirilmiş…
Haydi kaldır ayağa kaldırabilirsen…
Yarı yarıya personel azaltması yapabilir misin?..
Siyasi atamaları durdurabilir misin?..
İkisini de yapamazsın…
Parti çıkarları, MYK’lar, meclisler sana izin verir mi?..
Vermez…
Nereden kazanacaksınız?..
Küçük ada ekonomilerinde turizm öncü sektördür…
Turizmde yatırımlara karşısınız…
Turizmin gelişmesi için yapılması gerekenleri yapmazsınız…
Turizm fonlarını başka amaçlar için kullanırsınız…
Bir sürü vergi ve piyasa denetimsizliği yüzünden pahalı bir ülke yaratıyorsanız, turizmde en yakın rakibiniz olan Türkiye ile nasıl rekabet edebileceksiniz?..
Turizmde rekabet edemiyor, gelişme sağlayamıyorsanız, ürettiklerinizi kime satacaksınız?..
Üreticiyi nasıl koruyacaksınız?..
Turizm gelirleriniz aşağılara indiği zaman kendi ayaklarınızın üzerinde nasıl duracaksınız?..
Kendi kendimizi kandırarak yola devam diyorsanız…
Evet hepiniz çok başarılısınız…
Aynen devam…
Anavatan Türkiye’nin bunca yıldır gönderdiği Milyarların gerçek hesabını kitabını bilen var mı ? Gemiler dolusu paralar nereye gitti acaba ? Türkiye’nin gönderdiği milyarlar dibi delik kova misali KKTC ‘de eriyip gidiyor ! Her altı ayda bir cebini doldurup giden hükümetlerden yok mu bir hesap verebilecek !