Başkent Lefkoşa’nın Dereboyu olarak bilinen bölgesinde bulunan C. Sönmez Çelik Camisi’ne dün Cuma Namazı için giden cemaat büyük bir şok yaşadı…
Ezanın okunmasının ardından 4 rekat sünneti kılan ve imamın hutbeye çıkmasını bekleyen cemaat, din görevlisinin senelik izinde olduğunu öğrenince hayretini gizleyemedi…
Cemaatin içerisinde bulunan duyarlı bir vatandaş hutbeye çıkarak, “Muhterem cemaat, hocamız yıllık izine çıktı. Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Din Müşavirliği ve Din İşleri Dairesi de yerine başka görevli göndermedi. Buraya kadar geldiniz, rızanız olursa, dilimin döndüğü, bilgimin yettiği kadar bugün Cuma hutbesini okuyacağım ve namazı ben kıldıracağım. Allah şimdiden kabul etsin” dedi…
Cemaatte, “Amiiin” demekten başka seçeneği olmadığı için…
“Uydum hazır olan imama Cuma Namazının farzını kılmak için” diyerek niyet etti…
***
Evet, yukarıda okuduğunuz olayı bire bir yaşayan birisi olarak bunu buradan yazma ihtiyacı hissettim…
Çünkü benim için insanların inancı ve ibadeti “Hangi din olursa olsun” çok önemli…
Eğer insanlar en azından haftanın bir günü olsun ibadet için camiye gidiyorsa ve orada devletin görevlendirdiği imamın arkasında namaz kılmak istiyorsa, bunu sekteye uğratmaya kimsenin hakkı yoktur…
Dün, C. Sönmez Çelik Camisi’nde belki de birçoğunu ilk kez gördüğüm insanların ‘İmam senelik izinde’ şeklinde yapılan açıklama karşısında yaşadığı şaşkınlığı, namazını eda etmeden çıkıp gitmeye kalktığını bizzat gördüm…
Yetkililerden, ‘Bu ülkede, diyalog ve düzen açısından en muntazam olması gereken Din İşleri Başkanlığı ve Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği Din Müşavirliği arasındaki ilişkilerin de sisteme ayak uydurduğunu’ üzülerek öğrendim…
Düşünün, elçiliğin din müşavirliği, camide görevli imamı yıllık izne gönderiyor, yerine başka birisini görevlendirmiyor ve bunu Din İşleri Başkanlığı’na haber etme gereksinimi bile duymuyor…
Din İşleri Başkanlığı’ndaki yetkili, elçiliğin görevlendirdiği imama kendilerinin müdahale hakkı olmadığını, yerine görevlendirme yapamadıklarını iddia ediyor…
Hatta benzer sorunun birçok camide yaşandığını da ilave ediyor…
***
Görevleri insanların ‘Dini’ ihtiyaçlarına cevap vermek olan makamlara buradan naçizane çağrı yapıyorum…
Hem inandığınız dinin hem de aldığınız maaşın karşılığı olan hizmetlerinizi aksatmayın…
Bu dünyada, sistemden kaynaklanan ayrıcalıklarınız nedeniyle, vatandaşın yaşadığı mağduriyetten dolayı belki başınız ağrımaz…
Ama öbür dünyada bir hesap soran olacağını unutmayın…
İki kurum arasında yaşanan iletişimsizliğin faturasını insanlara çıkarmayın…
Gururu, kibri bir tarafa bırakın…
İşinizi yapın…
Diyalog kurun…
Gelenek bozulmadı
CTP-UBP koalisyon hükümeti, Cumhuriyet Meclisi’nden henüz güvenoyu almadı…
Ancak görev yapacak bakanlar, koltuklarını devraldı…
Hem de ne devralış…
Çiçeği burnunda bakanların, geçmiş hükümetlerde olduğu gibi geleni gideni eksik olmuyor…
Kabullerden her gün boy boy fotoğraflar, içerisi ‘cek-cak’ dolu basın açıklamaları aralıksız servis ediliyor…
Kimisi Kıbrıs meselesini, kimisi eğitimi, kimisi de çevre sorunlarını çözüyor…
Umarım bu sözler icraata da yansır…
Kabullerden anladığım kadarı ile bu hükümet döneminde de gelenek bozulmayacak…
Uzunca bir süre, “Hayırlı olsun ve görevinizde başarılar dileriz” ziyaretleri devam edecek…
Aynı şekilde üçlü kararname ile çok sayıda yeni müşavirimiz olacak…
