Toplam 8 partiden 379 milletvekili adayı nasırlı ayaklarla köy ve kentleri dolaşmaya devam ediyor...

   Adayların ellerinde bol sayfalı broşür var...

   Selam verene bir tane uzatıyorlar...

   Bazı vatandaşlar okuyor, bazıları kahvehane köşesinde bırakıp evine gidiyor...

   Vatandaşlarda seçimlere yönelik olarak eskisi kadar ilgi ve heyecanın olmadığını adaylar da gözlemliyor...

   Bunun ana nedeni, hizmetlerde yaşanan sıkıntılardır...

   Ufacık işlerin dahi yapılmaması ve siyasilerin yarattığı güvensizliktir...

   Kıbrıs Türk halkının önemli bir kesimi hala patlamış, çürümüş asbesli borulardan akıtılan suyu kullanıyor...

   Anamur suyu hala bazı bölgelere ulaştırılmamış...

   Kırsal kesim arsası dağıtımlarında herhangi bir düzen sağlanmamış...

   Yarım kalmış yollar tamamlanmamış...

   Eğitim sisteminde iyileşme olmamış...

   Tam Gün eğitime geçileceğine ilişkin vaadler yerine getirilmemiş...

   Seçim öncesinde “Tam Gün hayata geçirilecek” denildiği halde, seçim sonrasında hep aynı mazeretlerin arkasına saklanmışlar...

   Altyapı sorunundan söz ederek, bu çok önemli sorunu ortadan kaldırmamışlar...

   Altyapı dedikleri, okulda kalacak çocukların yemek yiyebileceği  bir lokantadır...

   Maliyeti okul başına 100 bin TL’yi bulmaz...

   Bunun için de ‘kaynak yoktur’ savunması yapıyorlar...

   Okul için kaynağınız yoksa, 5 bin tane Resmi Hizmet Aracı’nın kaynağını nereden buluyorsunuz?..

   Bu kadar çok araca akaryakıt parası, ruhsat, sigorta, bakım ve onarım parasını kim ödüyor?..

   Çoğu özel işlerde kullanılan bu araçların yarısını satsanız, okullarda lokanta-kantin sorunu kalmazdı...

Önemli olan oy kaybetmemek

 
   Büyük projeleri bir kenara bırakalım...

   Onlar bizim çapımıza göre değil...

   Ama küçücük bir proje olsun yaratabilelim ve halkın karşısına öyle çıkalım...

   Yıllar önce sosyalist bir partinin seçim programı tartışılırken, ortaya basit bir öneri konmuştu...

   Neydi bilir misiniz?..

   Lefkoşa’nın Göçmenköy bölgesindeki evler...

   Bunlar 1963 yılının koşullarına göre yapılmış...

   Çoğu kötü durumda...

   İçinde kalanlar da mutlu değil...

   Metropol yolunda 100 metrekare bir dükkanın fiyatı 200 bin Sterlin...

   Hemen yanı başındaki göçmen evleri 30 bin sterline alıcı bulamaz...

   Öyleyse basit bir ptoje ile bu evlerde oturan insanlara yeni apartmanlar yaparak, hem  onları memnun ediniz, hem de ortaya çıkacak büyük bir alanı Lefkoşa’nın ihtiyacı olan büyük bir park veya alış-veriş merkezi haline getiriniz...

   Sen misin bunu öneren?..

   Müthiş bir tepki çıktı ortaya...

   Hele bir tanesi “Göçmenköy’de 3 tane oyumuz var onu da kaybettireceksin” demez mi?..

   Bir taafta 3 tane oy...

   Diğer yanda 1963’ten kalma bir yapı ve gözardı edilen büyük bir kaynak...

   İnsan bunları gördükçe büyük projelerden söz edebilir mi?..

   Asbesli boruların değişmesinden bile söz edemez...

   Hayırlı pazarlar...