banner564

 İnanılmaz bir durum

 Uzun yıllar ‘ölüm-kalım’ mücadelesi vermiş insanlarız…

Türkiye’nin müdahalesine kadar çok sayıda insanımızı kaybettik…
Binlerce insanımız göçmenlik yaşadı…
Varoluş mücadelemizin kilometre taşlarından biri de Erenköy Direnişi’dir…
Eğitimlerini yarıda bırakarak teknelerle adaya çıkan o dönemin üniversite gençliğinin yaşadıklarını günlerdir Diyalog TV’de aktarıyoruz…
Şehitlerimiz sayesinde kurduğumuz devletin nimetlerinden yararlanıp makam sahibi olanlar ve milyonluk servetlere konanların ana görevlerinden biri, yaşanan gerçeklerin unutulmamasını sağlamaktır…
Ne var ki; devletin büyük paralar akıttığı bazı kurumlarımız, bunun tam tersini yaptı…
Vatan topraklarını korumak için canını feda eden insanlarımızı ‘faşistlikle’ suçlayan konuşmalar ve programlar yayınlandı…
Ancak bir Erenköy Belgeseli yapılmadı…
Bunun yanı sıra tarihin en büyük katliamlarından olan Atlılar-Muratağa-Sandallar ve Taşkent konusunda da ihmaller yaşandı…
Şehitlerimiz ve aileleri çabuk unutuldu…
Kıbrıslı Türklerin 1974 öncesinde yaşadığı acıları bilmeyenler ve öğrenmek istemeyenler; gençlerin kafasını karıştıran yalan hikayeler yarattı…
Atlılar-Muratağa ve Sandallar bölgesinde yaşayan şehit aileleri aylarca susuz bırakıldı…

Böyle mi olmalıydı?..

Bugün oldu sıkıntılar devam ediyor…
Köy muhtarı Şehitliğin bakımsızlığından yakınıyor…
Taşkent’te yaşayan şehit eşleri ve çocukları ise, köy kooperatifinde yok edilen birikimlerini alamadığı için büyük bir acı yaşıyor…
Sorun ‘yasal eksiklik ise’ bunu gidermek meclisin görevi değil midir?..
Küçük ülkemizde bazı kişileri yüksek maaş üzerinden emekli çıkarabilmek için bir saatte yasa geçirildiğini unutmuş değiliz…
Bazı kurum çalışanlarına ayrıcalık yaratan yasalar da ivedilikle geçirildi…
Öyleyse; şehit ailelerinin yaşadığı sıkıntıları ortadan kaldıracak yasalar Meclis’ten geçirilmelidir…
Bu insanlarımızı “Rum’dan kurtulduk ama burada mutlu değiliz” noktasına getirme hakkımız yoktur…
Şehitlerimizin kemiklerini sızlatmalarına izin vermemeliyiz…

Türkiye’ye bir şükran daha

Bazı ‘sözde ilericiler’, Türkiye’nin bizler için gösterdiği fedakarlıklar karşısında ‘şükran’ ifadesi duymaktan rahatsız oluyor…
Bırakın olsunlar…
Rum tarafından gelen son haberler, Türkiye’nin, bizleri nasıl bir ateşten kurtardığını anlamamız açısından son derece önemlidir…
Politis gazetesi, son 4 gün içinde Kıbrıslı Türklere yönelik kanlı saldırıları ifşa ederek, bilmediklerimizi öğrenmemize yardımcı oluyor…
Bizdekiler, kendi tarihimizi unutturmak isterken, Rum gazetesinin bu cesaretli yayıncılığını kutluyoruz…
Yayınladığı belgeler arasında, tanınmış siyasilerimizden Kutlay Erk’in 1963’te şehit edilen babası Mustafa Arif de vardır…
Politis gazetesi, Mustafa Arif’i öldüren Rum katilin bilindiğini, ancak soruşturma dosyasının 2010’da, yani 47 yıl sonra açıldığını belirterek “Bunca zaman katilin ölmesini beklediler ve ondan sonra dosyayı açtılar” diyor…
Bu ifadeyi daha da açmaya gerek yoktur…
Türkiye; 1963’te başlayan Rum saldırıları karşısında adaya müdahalede bulunmadı…
Erenköy olayları başladığı zaman ise adaya uçak gönderip, Başpiskopos Makarios’u kurkutmak suretiyle kanlı saldırıları geriletmiş oldu…
İşte o günlerde, vatan topraklarını korumak için canını ortaya koyan Erenköy Mücahitleri anısına dün madalya töreni düzenlendi…
Beyaz Ev’deki bu türene devletin üst düzey yetkililerinden hiç kimsenin katılmaması hem üzücü, hem de düşündürücüdür…
Hayatta kalan bir avuçluk insanı onurlandırmak ve hizmetlerine teşekkür etmek için yaratılan bu tarihi fırsat heba edilmemeliydi…
Törene katılan Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na, Büyükelçi Derya Kanbay’a, komutanlarımıza ve az sayıdaki milletvekilimize teşekkür ediyoruz…
Tarihine sahip çıkmasını bilmeyenler yok olmaya mahkumdurlar…
Türkiye; Kıbrıs Türk halkının yok edilmesine izin vermemelidir… 

YORUM EKLE

banner471

banner474