banner564

İnsafa gelmek

Bir devletin gücü halktan gelir…
Halkın desteğini almayan ve halkına güven vermeyen bir devlet düşünülemez...
KKTC eğer bir devlet ise; ayakta kalabilmesi için halkın desteğine kayıtsız, şartsız ihtiyaç vardır...
Kıbrıs Türk halkı; KKTC devletinin ilanını ezici bir çoğunlukla destekledi...
Gelişip, güçlenmesi için elinden geleni yaptı...
Bunun karşılığında huzurlu ve güvenli bir gelecekten başka isteği olmadı...
Ne var ki; KKTC’yi yönetenler, Kıbrıs Türk halkının beklentilerini yerine getiremedi...
Ülkeyi ileri taşımak, halka huzurlu ve güvenli bir yaşam ortamı sağlamak yerine, eskiden var olan değerler de yok edildi...
Memleketin doğası bozuldu...
Ormanlık araziler, dere yatakları çöplerle kaplandı...
Denizler kirlendi, insanlar zehirlendi...
Kanser hastalıklarında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri oldu...
Gençlerine ‘vatani hizmet’ sonrasında iş olanağı sağlayamadı...
Binlerce insan, sınır kapıları açıldıktan sonra, KKTC yetkililerinin ‘düşmanlık mesajlarıyla’ andığı Rum tarafına muhtaç edildi...   
Bugün hala bin 500 civarında işçimiz güneydeki inşaatlarda veya marketlerde çalışıyor…

Huzur, güven, hizmet kalmadı

Hayatlarının son zamanlarını Kuzey Kıbrıs’ta geçirmek için İngiltere’deki mülklerini satarak, burada yatırım yapan İngilizlerin kazıklanmalarına göz yumuldu...
Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yanı sıra hırsızlık, soygun ve cinayet olaylarında patlama yaşandı...
Trafik, içinden çıkılmaz bir hal aldı...
Belediyelerin yarısından fazlası batağa saplandı...
Devlet, 28 olan belediye sayısını aşağılara çekemedi...
İlgili birimler, gerekli denetimleri zamanında yapmadı...
Aşırı istihdamların önüne geçilmedi...
Harcamalar sorgulanmadı...

Turizm önemsenmedi

Gelelim ekonominin lokomotifi olan turizm sektörüne… 
Sağcısı da solcusu da; bu ülkeyi yönetenlerin büyük bir kısmı turizm faydasına inanmadı…
Zaman zaman içi boş nutuklar atılsa da, turizmin gelişmesi yönünde istekli oldukları söylenemez…
Hatta bazı kesimler uzunca zaman “bunların kendilerinden başkasına faydası yok” diyerek, büyük turizm yatırımlarına karşı çıktı…
Sahte bir savunmaya geçerek “bunlar ülkeden tek kuruşluk mal almıyor, her şeyi dışardan getiriyor” iddiasıyla kamuoyunu da etkilemeye çalıştı…
Peki bunun sonucunda ne oldu?..
‘Coronavirüs’ yasakları turizm sektörünü iflasın eşiğine getirdi…
Turizm dibe vurunca hayvancının, kasabın, tavuk üreticisinin, süt ürünlerinin, un ve ekmek, reçel, bal, pekmez, yağ, zeytin, patates, portakal, limon satışlarının nereden nereye geldiğini açıklayacak bir kahraman da mı çıkamıyor bu ülkede?..
Hiç çekinmeden açıklamaları gerekmez mi?..
Kuru yiyecek, alkollü içecek, temizlik malzemesi, kuru yemiş, meyve ithal eden veya üretenlere ‘ne durumda olduklarını’ sorabilecek bir siyasetçimiz yok mudur?..
Varsa onları meydanlarda görmek istiyoruz…      
Turizmin bu ülke için ‘ne anlam ifade ettiğini’ anlatsınlar bakalım…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hilmi yavuz
Hilmi yavuz - 3 yıl Önce

Insafa gelmesekde yaza karpuza gönul verdik

O.TUNA YAZICIOGLU
O.TUNA YAZICIOGLU - 3 yıl Önce

Resat Bey, zaten tum bu ve yillardir surdurulegelen, aksatilmaksizin tekrarlanan siyasi hatalarin da sorumlusu ‘’ Dis Mudahaleciler ‘’..Aslinda, ‘’ Mudahale Edilenler ‘’ son derece masum ve iyi niyetli..Hicbir gun ic hesaplasmalara tevessul etmediler, zinhar, iktidar hirsina kapilmadilar, daimi ve daimi Memleket Ask’larini kisisel cikarlarinin onune koydular, intikam ve hirs duygularini bir kenara koymayi basardilar, etkin, yetkin, seffaf, guvenilir, caliskan, hizli, bilgiye bilime dayali tutum ve davranislar ile ulke yonettiler, ve ulkeyi dis mudahaleye acik ve musait hale getirebilecek, mudahale edenlerin elini kuvvetlendirecek siyasi reflekslerden , zaaflardan ozellikle kacindilar..Gorevlerini tam ve layikiyla yaptilar...Ama yine de olmadi da olmadi..( Hep bu dis mudahaleler yuzunden olmuyor zaten)

banner471

banner473