banner564

“İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez...” 

“Dönülmez akşamın ufkundayım”... Böyle bir anda rastlaşmışlardı... Birbirlerini, bakışları ile yakalamışlardı. Daha sonraları ne zaman mutluluk ile ilgili hayaller kursalar, ikisinin de aklına, o bakışma anı geliyordu. Evet, hayaller... Hayaldi kurdukları, gündüz vakti, gece vakti, varlı vakitsiz... Ötesi yoktu, çünkü henüz birbirleriyle tanışma fırsatı olmamıştı.
İsteseler konuşabilirlerdi, buna engel olan bir şey yoktu. Yine de, her ikisi de, hiç bir şekilde bu durumu değiştirmeden beklediler... Aylar geçti, yıllar geçti, zaman geçti...  Kaderde varsa, beraber olacaklarını biliyorlardı...
“İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez...” 
Kafka’nın Milena’ya yazdığı aşk dolu mektuplar gibi, Halil Cibran’ın, May Ziyade ile yazıştığı tutkulu mektuplar gibi...
May Ziyade, Mısırlı olup gazete yöneticiliği yapmaktaydı. İlişkileri Cibran’ın yazılarına duyduğu hayranlıkla başlamıştı...
Birbirini hiç görmeyen iki insan, tutku dolu bir beraberlik yaşamışlardı... Karşılaşmış mıydılar? Görüşmüş müydüler? Bilmiyoruz... 
May Ziyade’nin Cibran öldüğünde yazdıklarından bu aşkın ne kadar tutku ve sevgi dolu olduğunu anlıyoruz..."Hiçbir zaman bu kadar acı çekmemiştim, hiçbir kitapta bir varlığın bu kadar acı çektiğini, bu kadar büyük bir acıya katlanacak gücü bulacağını okumamıştım..." 
Acaba onlarda mı bir kere birine geç kalmışlardı?
Acaba onlarda mı bu yüzden acele etmemişlerdi, birbirlerini severken?
İki insan... Sevgi, aşk, tutku, hasret ile...  Varlı vakitsiz düşler... 
Birbirini göremeden, konuşamadan sevmek...
Bir tarafta Kafka ile Milena’nın iki yıl süren aşkları, diğer tarafta da Cibran ve Ziyade’nin yirmi yıl süren aşkları...
Sevdanın hangi mevsimde göçeceğini bilmeden, sevmek mi zor?
Yoksa mor dağlara düşmesini beklediğin, kış güneşini beklemek mi? 
Bir adım kala sevdaya, beklemek... 
Geç kalmaktan korkarken, geç kalmak...
Vaktinden önce, vaktinden sonra sevmek...
Bir Düş kadar uzak, bir nefes kadar yakın mı sevda?

Her defa okuduğumda, içimi sızlatan bir cümledir, “İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez...” 
Pişmanlık, hüzün ve terk etme kokan... Bunlar gibi, içerisinde insana her okunduğunda birçok duygu çarpışması yaşatan, insanı üşüten bir cümle... 
Ve tüm bunlara inat, Kafka, Milena ve Cibran, Ziyade aşkı...

YORUM EKLE
YORUMLAR
İrem
İrem - 4 yıl Önce

Ben bile kendime anlatamazken bir yazının her şeyi özetlemesi ne güzel.. Tekrar bunu okumak için gelirsem eğer umarım ilk okuduğum kadar içimi hüzün kaplamaz.

Şevki Yoldaş
Şevki Yoldaş - 5 yıl Önce

Güzel duygularla okudum

banner608

banner473