banner564

İŞAD ve KTTO

İŞAD geçişlerde yaşanan sıkıntılarla ilgili, Kermiya (Metehan) Sınır Kapısı’nda bir eylem düzenledi. KTTO ise geri kalmamak endişesi ile bildiri yayınladı. Ancak, İŞAD'ın etkinliği ve etkinlik sırasında Sayın Başkan Mamülcüoğlu'nun açıklamaları, geçiş noktalarında oluşan tıkanıkların aşılmasına yönelik doğru tespit ve önermeleri işaret ediyor.  İŞAD ve KTTO'nun önemli bir toplumsal sorunda ses vermesi olumludur. Tetikleyen unsurun, ekonomik ve ticari yaşamda yaşananlar olduğu bir gerçektir.
Çünkü ekonomik kriz içinde insanlarımızın alım gücü önemli ölçüde gerilemiştir. Bu ise çarşıya, pazara olumsuz olarak fazlasıyla yansımaktadır. Bu nedenle eğer Güneyden Kuzeye geçen turist grupları ve kur farkının yol açtığı cazibe nedeni ile Kuzeye geçen Kıbrıslı Rumların yol açtığı kısmi hareketlenme olmasa, deyim yerinde ise çarşıda pazarda hemen hemen hiç yaprak kımıldamayacaktır. 
Bu yüzden geçiş kapılarında yaşanan tıkanıklıklar ve geçiş yapan insanların resmen eziyet yaşaması, bu cazibenin daha da gelişmesine engel olmaktadır. Bundan dolayı bu iş örgütleri hareketlenmiştir.
Ancak bunu yadırgayanlar olabilir. Ama bu yadırgayıcı bakış sağlıklı değildir. Çünkü Güneyden Kuzeye geçip alışveriş yapanlar ve Kuzeyden Güneye geçip et ve peynir alan insanların geçişinin gerisinde ekonomik cazibe yatar. Bu yüzden ekonomik temel, esas dürtüdür. Sınır kapılarının kapalı olduğu zamanda dahi ticaretin karşılıklı kaçak düzeyde gelişmesine kimse engel olamamıştı. 
Bu bakımdan ekonomik cazibeyi kimse engelleyemez. Hatta bu cazibe doğru temelde gelişirse, iki toplumun arasındaki ilişkileri siyasi ve demokratik temelde barış zemininde besler, büyütür. 
Bu bakımdan İŞAD'ın etkinliği, açıklamaları ve KTTO “zorunluluk"  bildirisi değerlidir. Fakat yeterli değildir. Çünkü bu iki kuruluş, bugün yaşanan olumluluğun gerisinde Yeşil Hat Tüzüğü’nün yattığını unutmuşa benziyor. Bu nedenle de bu iki kuruluş artık, AB indinde ve Güney Kıbrıs’taki muadilleri ile teması çok fukaralaştırdılar. Hatta KTTO yönetimi bu Yeşil Hat Tüzüğü’nün gelişmesi için emek veren eski başkanlarını, “lobicilikten başka şey yapmadılar“ sözü ile itibarsızlaştırmaya da çalıştı.
Üstelik, bugün yaşanan bu olumluluğun gerisinde, BM Parametrelerine dayalı bir çözüm için kararlı bir duruş sergilenmesinin olduğu unutuluyor. Bu yüzden, “siyasetle uğraşmayız” aldatmacası etkisinde, bu temeli doğuran zemine yönelik yapılan darbe girişimlerine de ses çıkarmaz oldular. 
Ancak kimse unutmasın, bu Yeşil Hat Tüzüğü’ne günümüzde en fazla tepki koyan Güneyin bağnazlardır. Bunlar söz konusu Tüzüğün ortadan kaldırılması için yakın geçmişte açıklamalar yaptılar. Ancak bunlara Güneyin Hükümet yetkililerinin verdiği cevap çok manidardı.’ Bu AB Tüzüğüdür, bunun kalkması veya değişmesi için 27 AB üyesi ülkeninim onayı ister‘ cevap bu idi. Yani temel güçlü. 
Ancak bilinsin ki eğer, BM Parametreleri dışında bir siyasi tavır Kuzeyde gelişirse, o zaman siz, kendi elinizle Güneyin bu bağnazlarına bu imkanı verirsiniz. Üstelik yalnız Yeşil Hat Tüzüğü değil, ama AB Mali Yardım Tüzüğü ile TMK gibi çok hayati kazanımları da yakarsınız. Tıpkı ABAD kararlarının çıkmasına yol döşeyen, “Biz gerekirse ürünlerimizi Sarayönü’nde yakarız“ şoven açıklamaları ile gün geçirip, o sürece bir avukat tutup, dahil olmamak bağnazlığı gibi. 
 İŞAD VE KTTO elbette siyasi partiler ve başka sivil toplum örgütleri gibi olamaz. Ama karşılıklı ticaretin varlığının önemli olduğu ve daha da etkin olması için de gereken duyarlıktan da geri kalmamaları gerekir. Bu nedenle, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları ile Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin gerginlikten çıkıp, barış yolunda yükselmesi için o küçümsedikleri “lobicilik" işine girmeleri gerekir.
Artık barış ve yumuşama yolunda etkin olmaları gerekir. Unutulmasın ekonomi; demokrasi ve barış rahminde büyür.

YORUM EKLE

banner608

banner474