Elektrik Kurumu’na alınan yakıtın kalitesini tartışıyoruz…
Karşılıklı suçlamalarda bulunuyor, sırasında mahkeme emri de alıyoruz…
Fakat; bu kurumda yıllardan beri milyonlarca liralık mal alımlarıyla ilgili iddiaları araştırıp, yargıya taşımasını beceremiyoruz…
Laf cambazlığında birinciyiz…
Sonuca ulaşmada ve ciddi iş yapmada sonuncu…
Zamanın Güvenlik Kuvvetleri Komutanı General Kemal Yavuz, 1982 yılında adadan ayrılırken, kendisine bağlı polis teşkilatının ‘soruşturmasını tamamladığı’ 10’dan fazla ‘kaçakçılık ve yolsuzluk’ dosyasını Başsavcılığa göndermişti…
Bunların içerisinde Asala terör örgütüne Gazimağusa Limanı üzerinden silah sevkiyatı, yine Gazimağusa Limanı üzerinden çok büyük miktarlarda içki ve sigara kaçakçılığı da vardı…
KKTC’de bazı önemli kişilerin isimlerinin de geçtiği bu dosyalar, Kemal Paşa gittikten sonra ‘iç müdahaleler’ sonucunda ileri götürülmedi…
Tam tersi, dosyaların hazırlanmasına katkı koyanlar, kaçakçıların, hırsızların, vurguncuların peşine düşenlerin cezalandırılması gündeme geldi...
Çok ciddi sıkıntıların yaşandığı o günleri unutmuş değiliz...
Daha sonraki yıllarda devletin kurumlarını vurmak, kaçırmak, çalmak, çırpmak neredeyse ‘yasal’ hale getirildi…
Ortaya atılan ciddi iddiaların üzerine giden olmadı…
Belgeler, ifadeler, yasa dışı uygulamalar görmezden gelindi…
Ama bunları ortaya çıkaranların cezalandırılması için ciddi adımlar atıldı…
İnanılır gibi değil…
Meclis kürsüsünden konuşurken kahramanlık nutukları atanlar, devletin içini oyanlarla ilgili yayınlar karşısında önlem almak bir tarafa, bunu yayanlara karşı kılıç çekerek saldırıya geçecek kadar ileri gittiler…
Ağır vergi cezası uyguladılar…
Görevden alma, kafa kesme cesaretini de gösterdiler…
Yolsuzluk ve suistimal iddiasıyla yargılanan insanları, bir süre sonra yeniden göreve getirdiler…
Yargıda görüşülmesine başlanan dosyaları birer birer kapattılar…
Kanserden kırılan bu ülke insanına CMC’deki maden atıklarıyla üretim yaptırdılar…
Aradan yıllar geçtikten sonra ise ‘Mesele yok’ denilerek, tüm dosyaların kapandığını duyurdular…
Dıştan ‘müdahale’ olsaydı bunları yapabilecekler miydi?..
Yapamazlardı…
O yüzden ‘özgür ve bağımsız’ KKTC’nin siyasileri kendilerini her şeyin üzerinde gördü…
Yazık bu millete
Büyük yolsuzluk olaylarını, ihalesiz yüz milyonlarca liralık mal alımlarını yargıya taşıyamayanların, sahte kahramanlık oyunlarına karnımız toktur…
Bu ülkede çok sayıda Köy Kooperatifi’nde meydana gelen yolsuzluk olayları dahi yıllardır yargıya taşınmadı…
Şehit analarının, şehit eşleri ve çocuklarının içleri sızlarken, siyaset sahnesinde boy gösterenler kılını bile oynatmadı…
Bazı kişiler “Ama bir yerlerden başlanması gerekmez mi?” diyebilir…
Elbette başlanmalı…
Ama devleri görmezden gelerek yol alınamaz…
Devlerle birlikte yürüyerek de yol alınamaz…
Dikkat edin ortada müthiş çelişkiler var…
Geçmişte yolsuzluk olaylarını görmezden gelenler bugün yetki sahibi olsalar da alanlara hiçbir şey yapamazlar…
Onların kılıcı sadece rakipleri yok edecek kadar keskindir…
“Müdahale ediliyor” diye kendi kendimizi kandırmayalım…
Her müdahalenin bir davetiyesi vardır…
Dünyanın gözü önünde KKTC de mevcut Yolsuzluklar usulsüzlükler yasadışılik Hukuksuzluk ve Haksızlıklar Kıbrıslı Türkleri istenmeyen Toplum yapmayı başarabilmiştir, Geldigimiz noktada ise Neden bizi BM - AB - 5 Büyükler ve Dünya Sağlık Örgütü bile istemiyor acaba diye soruyoruz ! Bunun cevabı Ülkemizde olması gerek !!