banner564

İSİS hotel, kuzey ve güneyde yüzleşmek

Deprem on binlerce insanı aldı götürdü. İnsanlar hak etmediği ölümle yaşamdan koptu. Kalanlar acı ve travma içinde. Yalnız onlar değil.  Türkiye’de veya  Kıbrıs’ta, yakınlarını kaybetmeyen tüm toplumun bireyleri de  bu acıyı ve travmayı yaşıyor. Üstelik   farklı dilden, dinden ve renkten olan tüm insanlarda acıyı ve travmayı, his ediyor.  Yani  yalnız ulusal ölçekte değil, ama insanlık temelinde evrensel bir güzellik olan dayanışma gelişti. Bu felaket, Pandemi sonrası bu güzelliğe yeniden nefes verdi.. Ama bunlarla birlikte bu felakete yol açan etkenler, hatalar ile de yüzleşmek gerekir. Bu yüzleşme olmadan Hesaplaşma da Helalleşmede  göstermelik olur. Deprem  görüntülerini izledik. Tuz buz olan binalar. Birim alandan en fazla karı elde etmek için yan yana dikilen  ve biri çökünce diğerini de alıp götüren binalar.   Bizde de  yok mu?  Eski halk tabiri ile yazayım. Bollim Bollim. 
 Bu bakımdan adına İSİAS değil İSİS Hotel dediğim; İS gibi yapılıp, bir kum tepesine dönen ve 35 güzel insanımızı alıp götüren o cinayet  mahallinde yaşamlarını yitiren çocuklarımızın,  bir başka  yanına da değinmek istedim. Çünkü Kuzeyde ve Güneyde yüzleşmemiz gereken çok ciddi siyasal yanlarda var.
Bir kere bu acı yalnız toplumumuzu sarsmadı. Bunca acıya karşın Türkiye’nin bütününde ve büyük acı yaşayan Adıyaman da bizim acımızı yaşadı. Ayni şekilde Güneyde de Kıbrıs Rum Toplumunun ezici çoğunluğu bu acıyı bizim gibi his etti. Taziye mesajları yayınlandı. Kimi kurumlar, kendi binalarında bayrakları yarıya indirdiler. Taziye ziyaretleri gerçekleşti. Yardım kampanyaları, Türkiye’deki deprem mağdurları için yapıldı. Ancak Kuzeyde, erkteki bağnazlar, siyasi kara gözlükle olaya bakanlar, o acı içinde dayanışma gelişmesin diye, buna engel olmaya kalktılar. Bunlar artçı deprem gibi hala,  Hain, Rumcu ifadeleri ile hezeyan saçıyor. Peki Güney? 
Güneyde konuyla bağlantılı Kendi ile yüzleşmelidir.. Neden iki toplumun gençleri bir birleri ile sportif karşılaşma yapmasın? Neden Kıbrıs Türk Toplumunun gençleri yalnız Türkiye’de, o da çok sınırlı bir alanda sportif etkinlik yapsın? Peki, Güneyin Bağnazları başka ne var biliyor musunuz? O yaşamlarını yitiren güzel çocukların, üstelik yalnız eğitimde değil, ama sporda şampiyon olan o güzel çocuklar, satranç  ve dansta da çok başarılara imza attılar. Ama İSİS Hotelin yıkıntıları altında ölümle  tanışan bu arkadaşların, bir kısmının;“ Kıbrıs Cumhuriyeti”, Kimlik Kartı ve Pasaportu yoktu. 
Çünkü onların bir kısmının dedesi veya nenesi ve hali ile anne veya babası, 1974 sonrası Kuzeye gelip burada evlenen Türkiyeli ve Kıbrıslı insanların evlatları idi. Kiminin annesi veya babası burada doğmuş veya evlenmişti.  Onlara, Kıbrıs Cumhuriyeti Kimlik kartı bu nedenle verilmedi. Yani artık yalnız bizim değil, ayni zamanda Avrupa Parlamentosunun da aldığı kararla kınadığı o bağnaz uygulamanın da mağduru idiler. 
Üstelik bu bağnaz uygulama, yani KC kimlik kartı olanları ve alamayanları, birbirlerinden hiç koparmadı. Dostlukları, Arkadaşlıkları Hiç sarsılmadı. Çünkü dedesi, nenesi, anne veya babası Türkiyeli veya Kıbrıslı olsun, bütün bu çocuklar, sizin kadar, bizim kadar Kıbrıslıdır. Adanın çocuğudurlar.  Bu nedenle her geçen yıl kendini yeniden üreten aptal şovenizm ve bizi insanlığımızdan uzaklaştıran despot militarist kültür ile Kuzeyde ve Güneyde yüzleşmemiz gerekir. 

YORUM EKLE

banner471

banner474