banner564

İsrail ve Kıbrıs 

İsrail'de erken seçimler sonuçlandı. Likud Partisi Başkanı ve Başbakan Sayın Netenyahu erken seçimlerden yine birinci parti olarak çıktı.  Ama tek başına hükümet kurma sonucuna ulaşamadı. 
 Sayın Netehyahu, bu seçimlerde milliyetçi popülizmin doruklarına çıktı. O, Filistin sorununa çözüm bulmak için yılların acıları ve umutları üzerine bina edilen BM kararlarını ve çözüm parametrelerini yok sayarak, Batı Şeria'nın İsrail işgali altında olan topraklarını ilhak etmeyi, seçim vaadi yaptı. 
BM karar ve parametrelerini pervasızca ortadan kaldırmayı hedefleyen bu tavrına; Arap ülkelerinden, Türkiye ve tüm dünyadan tepki geldi. Bu aşırı milliyetçi popülist tavra, Sayın Netenyahu'ya tek başına hükümet kurma şansı vermeyerek İsrail halkı da bir tavır göstermiş oldu. Ancak önümüzdeki günlerde, BM kararlarını yok saymak niyetine dönük adımları atacak mı? Bunu göreceğiz. 
Sayın Netenyahu'nun bu tutumu, yalnızca onun gündeme taşıdığı yanlış bir tutum değildir. Kıbrıs’ta da bu tehlikeli ve milliyetçi popülist tutum, hem Kuzeyde hem de Güneyde boy vermiştir. 
Çünkü Kuzey Kıbrıs’ta ve Türkiye’de siyaset yapıcısı iktidar odaklarından başlayarak gelişen bir tavır var. BM kararları ile parametrelerini yok sayma. Bunlara dayalı Federal Çözümü öldürme niyetleri milliyetçi popülizm eşliğinde seslendirilmeye başlandı. Ayrıca,  Maraş konusunda atılmak istenen adımlar; BM kararlarını ve parametrelerini yok sayma niyetinin ifadesinden başka bir şey değildir. 
Güney Kıbrıs’ta da BM karar ve parametrelerini hiçleştirme adım ve niyetlerini de Sayın Anastasiadis merkezli Güneyin bağnaz kesimleri açıktan dile getirmeye başladı. 
Sayın Anastasiadis; 8 Mart 1990 BM Genel Sekreterinin raporu ve 1991 BM Güvenlik Konseyini 716 sayılı kararı ve  üstelik 2019 Ocak ayında BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden atıf yaparak işaret ettiği  Siyasi Eşitlik olgusuna resmen karşı çıkmaya başladı. Sayın Anastasiadis, Federal Kıbrıs çözümünde esas unsur olan ve BM kararları ile parametreleri içinde yer alan Siyasi Eşitliğe yalnız karşı çıkmıyor. Aynı zamanda, Kıbrıs Rum Toplumunun gözünde bunu şeytanlaştırıp, değersiz kılmak için de Türkiye düşmanlığı sosuna batırarak, popülist şoven kampanyalarla onu öldürmeye çalışıyor. 
Kıbrıs Türk Tarafı ve Türkiye; İsrail'de Netenyahu'nun gündeme taşıdığı Filistin sorunun çözümünün ana çerçevesini belirleyen ilgili BM kararlarını yok sayan, ilhakçı siyasetine açıktan karşı çıkıyor. Peki;  “Türk Tarafı" Kıbrıs ‘ta; Maraş konusunda geliştirdiği tavır ve BM kararları ile parametrelerine ters olan, iki devletli çözüm ve Federal Kıbrıs karşıtlığı siyaseti ile bunu nasıl bağdaştıracak? Yani, İsrail’in Filistin sorunun çözümü için BM'nin aldığı kararlara ters olan milliyetçi popülist tavrına eleştiri, ama Kıbrıs sorunun çözümü için alınan ve doğrudan taraf olduğumuz BM kararlarını ise çöpe atmak! 
Aynı şekilde Güney Kıbrıs ve Sayın Anastasiadis, BM kararı ve parametresi olan Siyasi Eşitliğe karşı olacak. Ama Kuzeyin Maraş konusunda aldığı tavra yönelik olarak ise hemen BM kararları ve parametrelerine sarılacak. Bu nasıl tutarlık? Maraş konusunu BMGK taşıyacakmış! Ama Siyasi Eşitliği temel alan BM karar ve parametrelerine karşıtlığını da yükseltecek. Tam bir tutarsızlık.
Yani iki taraf; Netenyahu'nun BM karar ve parametrelerine aykırı adımlarına karşı olduğuna dönük açıklamalar yaparken, Kıbrıs sorununun çözüm için alınan BM kararları için tuttukları yol ise, Netenyahu’nun yolu! “Nereden bakarsan bak, tutarsızlık, ahmakça…“ 
Filistin ve Kıbrıs sorunun çözümünü, hala en gerçekçi olarak işaret eden değer, BM kararları ve parametreleridir. Bu yüzden aklı başında olan Kuzey ve Güney’in siyasi güçleri ile Türkiye ve Yunanistan’ın politika yapımcıları bilsin ki Netenyahu'nun feneri ile girecekleri yolun sonu, hep birlikte bizi, cehennem kuyusuna götürür. 

YORUM EKLE

banner471

banner474