banner564

İstikrar ve istikrarsızlık

Yeni Hükümet kuruldu. Zor bir dönem, iş başına gelmeleri de bir başka hükümetin görevden ayrılması ile oldu. Dolayısı ile yeni işe başlayanlar, bunun ağırlığı üzerlerinde olarak göreve geldiler. 
Zaten sosyal medya ve tüm diğer basın organlarında günlerdir süren tartışma çok açıktır. Ancak her şeye karşın işe başlayana, başlarken hemen vurmak, şık ve etik değildir.
Fakat bunu belirleyenlerden biri de, işe başlayanların açıklamaları ve duruşlarıdır. Bu konuda maalesef ciddiyet göstermediler. Örneğin Sayın Ersin Tatar'ın UBP-  HP Koalisyonunu Türkiye istedi temelli açıklamaları işe başlarken ayağına sıktığı kurşun oldu. 
 Sayın Tatar'ın ve Sayın Özersay’ın açıklamalarında bir ortak vurgular var.
“ Güçlü, kararlı, istikrarlı “ hükümet
Bu ortak vurguları ele almak isterim. Güçlü. Evet, bu ifade eğer Hükümetin Meclis’teki 30 milletvekili sayısına dayanmasını içeriyorsa bu anlaşılırdır. 
Fakat bu memlekette 35 hatta 40 milletvekiline dayalı tek parti ile hükümetleri de gördük. Fakat buna karşın Meclisin toplanmadığı ve bölünmelerin de yaşandığı hallerin de şahidi olduk. 
Evet, askeri, siyasi ve ekonomik desteklerle kendini güçlü sayan ve bu gücü muhaliflerine ve halka karşı kullanan hükümetler de gördük. Ancak ayakta kalamadılar. Evet, güç önemli bir şeydir. Ama bunun içeriği ve nasıl değerlendirildiği daha da önemlidir.
Güç sözü gibi İstikrar da önemlidir. Büyülü bir söz gibi durur İstikrar. Ünlü İktisatçı Sayın Korkut Boratav İstikrar için, ‘Bitkisel hayat ve ölüm bir istikrardır. Ancak istikrarsızlık iyi bir şeydir, değişim getirir' der.
Bu nedenle kurulan koalisyon hükümetinin iki başkanının istikrar diyen bu ifadesi için öncelikle şunu söylemem gerekir. 
Nisan 2019’da Hayat Pahalılığı DPÖ tarafından %3.95 olarak ilan edildi.
Aralık 2018’e göre 5 ayda Hayat Pahalılığı %5.71 oldu.
Geçen yılın Nisan ayına göre 2019 Nisanında toplam Hayat Pahalılığı %30.77 oldu. 
Kısacası enflasyonun hızı, insan yaşamında ve ekonominin kendisinde devamlılık ve bilinirlik yansıtacak bir seyir izlemiyor. Ayni şekilde döviz de. Parayı eritiyor, tüm ölçüleri alt üst ediyor.
Ekonomide bu denli oynaklıkların olduğu bir dönemde, toplum yaşamında ve siyasette istikrarlı bir durum oluşmaz. Tam bir karmaşa hali olur. Bu nedenle güç ve istikrar diyenler, buna kararlılığı da eklerse, o zaman bunu adı da halka ve topluma karşı baskıcı bir hali getireceğini düşündürür.
Bu hükümetin bu hale dönük protokolünde ifade ettiği tek bir beklenti var. Türkiye’den protokolün imzası ile gelecek olan mali kaynak. Bu gelse dahi yaralara tam bir merhem olmayacağı da açıktır. 
Çünkü hükümet döviz krizinin yol açtığı temel zamları, akaryakıt başta olmak üzere hemen yapmak zorunda kalacak. Yani istikrar diyenler, istikrarsızlığı besleyecek. Enflasyon ve HP azacak!
İstikrar diye yola çıkanlar istikrarsızlığı besleyecek.  Bu geliştikçe de kısır siyasetlerle bir yere varılamayacağı ve gerek dış politikada, gerekse iç politikada ortak demokratik değerlere ihtiyaç olduğu anlayışı doğacak. Sinirli ve gergin bir dönem bizi bekliyor.  İstikrarsızlık değişimin ön habercisidir. Yeter ki bu kavga dövüş ve şiddet içermesin. Kolay gelsin.  

YORUM EKLE

banner471

banner474