banner564

Juncker özür dilemeliydi

  Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Rum tarafının ısrarlı daveti üzerine adaya geldi...
  Güney Kıbrıs’ta resmi törenlerle karşılandı...
  Kıbrıs’ta bugünkü bölünmenin baş mimarı olan Başpiskopos Makarios’un anıtına çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu...
  Rum lideri Anastasiadis ve diğer yetkililerle görüşmesinin ardından dün sabah kuzeye geçti...
  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Juncker’in huzurunda bir kez daha ‘çözümün aylar içinde’ gerçekleşebileceğini söyledi...
  Büyük bir iddia...
  Ama mutlaka bir bildiği vardır!..
  Juncker, daha sonra Akıncı ve Anastasiadis’le ortak bir görüşme gerçekleştirdi...
  Eller birleşti, gazetecilere güzel pozlar verildi...
  O pozlara bakıp da, çözümün gerçekleşmeyeceğini söylemek mümkün değildir...
  Hani bir insanın yüzüne baktığınızda, ne söylemek istediğini anlarsınız...
  İşte Akıncı-Anastasiadis-Juncker’in ‘üçlü pozlarına’ baktığınız zaman da ‘büyük bir uyumun’ olduğunu görebilirsiniz...


Anlaşılmaz bir durum
  Juncker adaya neden geldi?..
  AB’nin, Kıbrıs sorununun çözümüyle yakından ilgilendiğini ve aktif olarak rol almak istediğini göstermek için...
  Bu, yıllardan beri Rumların savunduğu bir politikadır...
  Türk tarafı ise, 1964’ten beri BM şemsiyesi altında yürütülen müzakerelere, AB’nin de dahil olmasına her zaman karşı çıktı...
  Çünkü çözümün çerçevesini AB kurallarına bağladığınız zaman, elinizde ne garantörlük kalır, ne de toprak...
  AB üyesi bir ülke için, AB dışındaki bir ülkenin garantör olmasını ‘gereksiz’ görüyorlar...
  Halbuki; Kıbrıs’ın 3 garantör ülkesinden 2’si, yani Yunanistan ve İngiltere, AB üyesidir...
  Türkiye ise bu kulübün dışındadır...
  Öyleyse; Kıbrıs’taki Türklerin güvenliğini kim garanti edecek?..
  AB mi?..
  Buna çocuklar bile güler...
  AB’nin bizimle nasıl dalga geçtiğini 2004 yılında görmedik mi?..
 Referandum öncesinde “hayır” diyen tarafın cezalandırılacağını “evet” diyenin ise ödüllendirileceğini söylemişlerdi...
  Dönemin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verhugen,”Evet”in karşılığında Kıbrıslı Türklere uygulanan insanlık dışı ambargoların kaldırılacağını açıklamıştı...
  Peki referandum sonrasında ne oldu?..
  “Evet” diyen taraf için hiçbir şey yapılmadı...
  “Hayır” diyenler ise ‘tüm Kıbrıs’ı temsilen’ AB üyesi oldu...
  Böylesi bir ikiyüzlülük karşısında, Kıbrıslı Türkler olarak gerekli tepkiyi göstermedik...
  Sadece biz değil Ankara da göstermedi...


Lokumla ağırladık
  Ve dün adanın kuzeyine geçen Juncker’i, Kıbrıslı Türkler gülücüklerle karşılayıp, lokumla ağırladılar...
  Haksız bir şekilde ödüllendirilen Rumlar ise ‘kendilerine haksızlık yapıldığı’ gerekçesiyle bugün Juncker’i protesto mitingi düzenliyor!..
  Böylesi pişkinlik karşısında Rumlar için ne demeli bilemiyorum...
  Ama bizdeki tepkisizlik ‘saflığın’ ötesinde birşeydir...
  AB Komisyonu Başkanı Juncker, Kıbrıs meselesinde her iki tarafa da ‘eşit’ yaklaşım içinde olduklarını iddia ediyorsa, o zaman 2004’e dönerek, Kıbrıslı Türklerden özür dilemelidir...
  “Sizi bir daha aldatmayacağız” diyerek, güvensizliğimizi ortadan kaldırmak için gayret göstermelidir...
  Ama bunu yapmaz...
  Bizim taraf, bu kadar haksızlık karşısında tepkisiz kaldığı sürece, ne AB, ne de BM hatalı siyaseti terk etmez...


Hayırlı bayramlar
  Neyse ciddi konuları bir kenara bırakalım...
  Önümüzde 3 günlük Bayram, bir günlük de 20 Temmuz tatili var...
  Bizler bu süre zarfında çalışır olacağız...
  Yayınlarımıza hiç ara vermeden en taze, en güzel haberleri sizlere ulaştırmaya devam edeceğiz...
  Mutlu ve huzurlu bir bayram geçirmenizi diliyoruz...
YORUM EKLE

banner471

banner474