Kıbrıslı Türkler, uzun yıllar ekmeğe muhtaç bir toplum olarak yaşadı...
O nedenle mücadele yıllarını daima anımsamak zorundayız...
Aradan bunca yıl geçtikten sonra, bir daha o karanlık günlere dönmek istemiyoruz...
Bunun için de ileriye yönelik hedeflerimizin, plan ve projelerimizin olması gerekiyor...
Temmuz 1974’ten itibaren büyük bir ganimet dönemi başladı...
Kontrolsüz bir ülkede insanların ganimetle yaşamaya alıştırılması kadar kötü bir şey yoktur...
Birileri, bu çılgınlığı önlemek zorundaydı...
Ama olmadı...
Ganimet olayı, siyasetin bir parçası haline getirildi...
Oyu verene arsa veya ev dağıtıldı...
Gün geldi, eldeki olanaklar da tükendi...
Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesi sonrasında, ikinci büyük ganimet dönemi başladı...
Demirci ustası, ya da sıvacı adam birkaç ay içerisinde müteahhit oldu…
Bir kısmı izinsiz ve kayıtsız iş yaptı…
Ülkemize turist olarak gelen ve güneşli havamıza bayılan İngilizlere, ekmek su gibi konut satmaya başladık...
Devlet bu olaya sahip çıksa ve emlak sektörünü kontrol altına alsaydı, böylesi bir olay, sadece ekonomik açıdan değil, KKTC’nin tanıtılması ve dış desteğin artması açısından da büyük bir fırsattı...
Ama öyle olmadı...
Masum insanların kazıklanmasına göz yumuldu...
Parasını ödeyip, konut satın alanların önemli bir kısmı ya tapuyu elde edemedi, ya da inşaat sorunlarından kurtulamadı…
Denetim mekanizması çalıştırılmadı
Belediyeler, İskan ve Çevre bakanlıkları, gelmiş, geçmiş tüm hükümetler döneminde ‘kaçak inşaatları’ denetleyemedi...
Ya da denetlediği halde caydırıcı önlem alamadı…
Garry Robb, Kulaksız, Tutuşka gibi çok sayıda büyük vurgun olayı yaşandığı halde doğru dürüst soruşturma yapılmadı...
Güçlü olanlar kazanırken, savunmasız durumdaki insanlar açıkta bırakıldı...
Adaletsiz bir düzen yani...
Yaşanan bunca skandal karşısında, ihmali görülenler cezalandırılmadı...
Dolandırıcılar kazandı, dolandırılanlar ortada kaldı...
Bunlar alışık olmadığımız şeylerdi…
Suçlunun ayağa kalktığını gören, duyan oldu mu hiç?..
Olmadı...
Herkes yerinde, makamında oturmaya devam etti…
Annan Planı referandumu sonrasında yaşananlara benzer sıkıntıların bugün yeniden gündemde olduğu belirtiliyor…
Ortalıkta çok sayıda kaçak müteahhidin ve emlakçının dolaştığı belirtiliyor…
Hükümetin bu konuda etkili bir denetim başlatması ve tüm şirketleri kayıt altına alması gerekiyor…
Aksi halde sadece kayıt altındaki şirketlerin değil; devletin de çok büyük zararları olur…
Kuzey Kıbrıs aleyhindeki kampanyalara yenileri eklenir…
Zaten bu güne kadar Kuzey Kıbrıs’ta aleyhimize olmayan neyi yapabildik ki ? Ganimet düzeni ile kurduğumuz KKTC’de Rum Mülklerini dağıtıp SATMAK mı Aleyhimize Olmadı ? 39 Yıldır Dünyaya meydan okuyup BM’yi AB’yi Kuzey Kıbrıs’tan Kovmak mı Aleyhimize Olmadı ? Güney Kıbrıs BM ve AB’nin Güven artırıcı önerilerine HAYIR deyip Güneyle yeni geçiş kapılarını Açmamak mı Aleyhimize Olmadı ? parmağımızın arkasına saklanmayalım Talan edip tüm Sökterlerini batma noktasina getirdiğimiz KKTC’yi Dünyanın Kara Kedisi haline çevirdik ? Hamasetle bu güne kadar geçtiğimiz tüm köprüleri yaktık fakirleştik ve yoksullaştık ! Dünyanın yaka sildiği KKTC ile akıbetimiz mi ne olacak ?? ‘ onu da Dünyaya halen meydan okuyup Ülkemizi batıran Yöneticilerimize sormalıyız !!!