banner564

Kafalar karışık olsun, ama boş olmasın

İnsan, düşünce ve siyaset dünyasındaki sığlaşmayı yaşadıkça toplumsal birikimimize acır.
Maraş konusunda atılan adımlar, verilen beyanatlar, bize bu acıyı yeniden yaşattı. Hükümet mensubu bir siyasi bulamazsınız ki konu ile ilgili verdiği ilk açıklamanın arkasında dursun.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı ile ilgili söylediği acı sözün ve tavrın da arkasında dursun. Tümü ilk açıklamasından sonra;  “Ben öyle demek istemedim. Ağzımdan Las Vegas çıkmadı. Cumhurbaşkanı Akıncı ile aram iyidir “ diyerek, ilk söz ve açıklamalarını yalanladılar.
Hele Sayın Özersay’ın “Maraş’la ilgili aldığımız karar, açma kararı değildir, envanter çalışması yapılacak. Kafa karışıklığı oldu“ açıklaması yaşananların trajikomik ifadesi idi. 
Kararı alanların kendi kafaları, aldıkları kararla ilgili “karışıksa”, halkın ve dış dünyanın kafası nasıl olur? Bu nedenle kafaların boş olması, karışık olmasından daha kötüdür. Çünkü hala ne için ve hangi maksatla bu Maraş adımının atıldığına dair bir değerlendirme, açıklama bütünlüğü yoktur. Yani içi boş.
Bu nedenle sorunlara çözüm yolu üretme alanı olan siyaset, bu boşluk yüzünden bizzat kendisi, sorun üreten,  bir hale dönüşmüş durumda. Keşke boşluk yerine, kafa karışıklığı olsa! 
Hükümeti Maraş konusunda açıklama yapmaya ne zorladı?
Çünkü, Maraş konusunda atılan bu adımın nedeni, gaz konusunda yaşanan gerginlik ya da görüşme sürecindeki çıkmaz değildir.
Ana etken, AİHM'de Maraş konusunda alınan karardır. Gizlemelerine karşın Başbakan Sayın Tatar ve Dışişleri Bakanı Sayın Özersay yaptıkları açıklamalarda bunu gizlemeye çalışılan ipuçlarını görürsünüz. Her ikisi de, Maraş’ta mülkleri bulunan Kıbrıslı Rumların TMK'ya başvurabileceğini ve Evkafın da haklarının inceleneceğini ifade ediyorlar. Yani gizleseler dahi esasa değinmek zorunda kaldılar.
Çünkü, Maraş’ta mülkleri olan Kıbrıslı Rumların AİHM’e gitmesi ve AİHM'in konuyu gündeme alıp, Türkiye'nin Temmuza kadar görüş bildirmesi kararını almasına yol açan etken;  Maraşlı Rumların TMK’ya başvuramayacakları yönünde KKTC yargı kararlarıdır. 
Peki, Maraşlı Kıbrıslı Rumların TMK'ya başvuru engelini ortadan kaldıracak bir söz duydunuz mu? 
 AİHM'deki gelişmelerin biri de TMK’nın ödenmesine karar verdiği ancak ödenmeyen tazminatın, orada, hal edilmesi yani ödenmesi idi. Peki bu tartışmalarda bu sorunları aşmaya dönük zerre kadar bir işaret veya düşünce gördünüz mü? Yok.
Artık bırakın hamaseti bir yere. TMK’yı nasıl ele alacağız? Onu nasıl güçlendirip, mali açıdan nasıl besleyeceğiz? Maraşlı Kıbrıslı Rumların TMK'ya başvuru engelini nasıl aşacağız? Bunu konuşalım.
Siz kimsenin mülkiyet hakkını, siyasi veya askeri sonuçlarla silemezsiniz. Ancak kimsede, siyasi, askeri nedenlerle oluşmuş bir durumda yaşayan kimsenin, 40 yıllık kullanımını ve kurduğu yaşamı silemez.
Bu nedenle de barış siyaseti için AİHM; Demopullos kararı ile hukuki yeni zemin sağladı. Kimse ne mülk sahibinin, ne de kullanıcının haklarını yok sayamaz dedi. Bunun için TMK etkinliği ile tazminat, takas ve kısmi iadeyi öngördü. Yani sizi kabul etti. Ama eğer siz, kendi kurumunuz olan TMK'ya Maraş sakini insanların başvurmasını engeller veya aldığı tazminat kararlarını mağdur olan Kıbrıslı Rumlara ödemezseniz; işte o zaman uluslararası hukukun barış için açtığı bu yolu siz tıkarsınız.
Bu yüzden esasa gelin beyler. TMK'nın etkinliğini konuşalım. Bunu göz ardı eden bu sığlık; bırakın “kafa karışıklığını”, her şeyi alt üst edecek boşluk doğuruyor kafalarda... 

YORUM EKLE

banner608

banner474