Hicrî Rebiülevvel ayının onikinci gecesi Hz. Muhammed'in doğum gecesinde Mevlid Kandili kutlanır...
Mevlid Kandili yani Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) doğumunu ifade eden bu önemli günde dualar edilir...
Fakat Türkiye dahil, hiçbir Müslüman ülkede Mevlid Kandili nedeniyle resmi tatil yapılmaz...
Tatil konusunda tek örnek ülke KKTC’dir...
Kıbrıslı Türkler arasında camiye giden insan sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır...
Fakat İngiliz döneminden beri Mevlid Kandili resmi tatil listesinde yer alıyor...
O tarihlerde Rumlara ‘Noel’ izni verildiği için, Türklere de ‘Kandil’ izni verilmiş...
Daha sonra bu uygulama hiç bozulmadan devam etti...
Barış Harekatı’ndan bu yana iki toplum ayrı yaşadığı halde 43 yıldır bu tatil anlayışı değişmedi...
Ne sağcı, ne de solcu iktidarlar, sadece kamu görevlileri için uygulanan bu tatil gününe itiraz etmedi...
Camiye, din dersine, İlahiyata karşı çıkan öğretmen sendikaları dahi, Mevlid Kandili’nin tatil günü olmasına destek çıktı...
Çok kalkınmış, ileri hamleler yapmış gibi; tatil konusunda dünya şampiyonluğuna oynayan bir ülke durumuna geldik...
Dini açıdan en katı kuralların uygulandığı Suudi Arabistan’da, İran’da ve diğerlerinde Mevlid Kandili resmi tatil değildir...
KKTC gerçekten her açıdan örnek bir ülke!..
Özel sektör çalışıyor, kamudakiler tatil yapıyor...
Hrisostomos’un iddiası
Rum Başpiskoposu Hrisostomos’un, Kıbrıslı Türklerle ilgili iddiasına geçelim...
Hrisostomos “Onlar İslamlaştırılmış Ortodoks Hristiyandır” diyor...
Yani bizleri kendi dininden sayıyor...
Halbuki; sekiz yıl kadar önce 100’üncü yaşını kutlayan, daha sonra da hayata veda eden ünlü bir Rum iş adamından farklı şeyler duymuştuk...
Hrisostomos’un söylediklerinin aksine, Ortodoks Hristiyan olan Kıbrıslı Rumların önemli bir kısmının Müslüman babadan dünyaya geldiğini söylemişti...
Adanın İngilizlere devri sonrasında 15 bin kadar Türk askerinin Kıbrıs’ta kaldığını ve bir kısmının Ortodoks Rum kadınlarıyla evlendiğini, ya da arkadaşlık sırasında çocuk sahibi olduğunu belirtmişti...
İki Ortodoks Hristiyan’dan, iki farklı değerlendirmeye tanık oluyoruz...
Hangisine inanalım...
