Sınır kapıları 1963’ten 2003 yılına kadar kapalı kaldı…
Kıbrıslı Türkler bu süre zarfında ‘kendi devletlerini’ kurdu…
Yasama, Yürütme, Yargı konusunda ileri adımlar attı…
Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, milletvekilleri seçildi…
Yaklaşık 200 bin Rum’dan kalan mallar, mülkler ‘bir şekilde’ dağıtıldı…
Kimi çok zengin oldu, kimi olduğu gibi kaldı…
Kimi hayalinde bile görmezken ‘bakan’ oldu, kimi üst düzey görevlere yerleştirildi…
Ganimet ekonomisinin sona ermesiyle birlikte Türkiye’den buraya milyonlar akıtıldı…
Bavul turizmi, yatırımlar için kredi, maaşlar için hibe yardımlar…
Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumunu iyi bilen bir arkadaşın söylediğine göre 1975 yılında Kıbrıslı Türklerin yönettiği 159 şirket vardı…
Şimdi durumu ‘iyi olan’ 15 binin üzerinde şirket var…
Fakat; bu korkunç farka rağmen KKTC’de ‘istikrarlı’ bir ekonomik yapı oluşturulamadı…
AB’nin raporları
Sınır kapılarının 23 Nisan 2003 yılında açılması sonrasında AB uzmanları ile Rum hükümet yetkilileri; Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik durumunu en ince ayrıntısına kadar araştırarak raporlar hazırladı…
Hazırlanan raporları değerlendiren eski Rum Maliye Bakanı, KKTC’nin ekonomik durumunu şöyle özetlemişti:
“Hafiften bir rüzgar estiğinde yıkılmaya mahkum bir yapı…”
Detaylarında Türkiye’den gelen yardımların kesilmesi durumunda kamu sektörünün ayakta duramayacağı, altyapı yatırımlarının yapılamayacağı, ciddi fakirleşmelerin yaşanacağı belirtiliyordu…
Nitekim bunun etkilerini şimdi daha iyi görebiliyoruz…
KKTC kanadının Ekonomik protokollere uymaması nedeniyle Türkiye’den gelen yardımlar son yıllarda azalmaya başladı…
Barikatlar kapanınca
Türkiye ile imzalanan Ekonomik protokollerin uygulanmamasının yarattığı etkilere ilaveten, kara sınır kapılarının bir süre ‘Corona’ yüzünden kapatılması, KKTC ekonomisine bir darbe daha indirmiş oldu.
Şimdi önümüzde yeni bir süreç var…
Kuzeye geçen Kıbrıslı Rumların sayısında meydana gelen artış, çok önemli bir gelişmedir…
Bu gelişmeye sadece ‘ekonomik çıkar’ açıdan bakmıyoruz…
Karşılıklı geçişlerin artması sayesinde iki toplum arasındaki ilişkilerin de gelişeceğine inanıyor ve bu olumlu gelişmeyi destekliyoruz…
O yüzden de kara sınır kapılarında geçişleri kolaylaştırıcı önlemlerin alınmasını, hatta daha çok kapı açılmasını istiyoruz…
Törenlere katılma ile ün yapan Sayın KKTCumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Dünya Liderlerinin katılacağı İngiltere Kraliçesi ll. Elizabeth’tin Cenaze Törenine katılabilmek için davetiye almaz ise KKTCumhuriyetinin İngiltere’ye hemen Ambargo koyup tüm İngiltere Uçuşlarını durdurması ve Londra KKTCumhuriyeti Konsolosumuzu hemen geri çekmesi yerinde olmaz mı YANİ !!