Ermenistan’ın Azerbaycan Karabağ bölgesine saldırması ile başlayan gerilim sürüyor. Dün Azerbaycan Milli Meclisi, ülkenin bazı şehir ve bölgelerinde "savaş hali" ilan edilmesi kararı aldı ve çatışmalar dün sabahtan bu yana devam ediyor. Azerbaycan ordusu bazı kritik bölgeleri ele geçirdiğini açıkladı.
Peki, Karabağ ile Kıbrıs arasındaki benzerlikler neler biliyor musunuz? 
Azerbaycan ile Ermenistan arasında sorun olan Karabağ sorunu tam 33 yıllık bir geçmişe sahip. 
İki taraf yıllar içinde pek çok kez bir masa etrafına oturmuş olmasına rağmen nihai ve kalıcı bir çözümü bir türlü bulamadılar.  Zaman zaman bölgeden çatışma haberleri geliyordu.
Karabağ, Azerbaycan toprakları içerisinde. Ancak Ermenistan burada hak iddia ediyor ve sürekli olarak bu bölgeyi ele geçirmenin hayalini kuruyor. 
Tıpkı Girne, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir ilçesi olmasına karşın Güney Kıbrıs’ta hala daha milletvekilleri ve sözde belediye başkanları var. Keza Gazimağusa ve Maraş’ta da benzer bir durum var.
Yani ne Ermeniler ne de Rumlar bu toprakların Türklere ait olduğunu kabul etmiyorlar. 1974’ten bu yana Rumlar Kuzey’e saldırmaya cesaret edemese de hala daha Girne’yi alacakları bir günün hayali ve umudu ile yaşıyorlar.
Bugün Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yaşayan Türklerin tek güvencesi Türkiye Cumhuriyeti ve onun ordusu. Keza aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de tek güvencesi Türk ordusu ve Türk devleti.
Sevgili okurlar, bugün Azerbaycan’da olanların yarın bizim başımıza gelmemesinin tek nedeni Türk ordusunun adada var olmasıdır. Türk ordusu buradan ayrılsın bir gün bile geçmeden Rumların saldıracağından hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Bunun aksini iddia eden ya kör cahildir ya da tarih konusunda hiçbir bilgiye sahip değildir. 
Bakın Rumlar üç yıldır müzakerelerin sonlanmasından bu yana bizleri oyalamaya devam ediyor. Bir yandan Fransa’nın savaş gemileri ve uçakları geliyor adaya, diğer yandan Amerika’dan silah satın almak için ambargoları kaldırıyorlar. Araplardan gelen savaş gemileri ve uçakları da işin cabası. 
Bunlar ne için?
Bu yazıyı okuyan herkesin bir dakikalığına bu silahlanmanın ne için olduğunu düşünmesi gerekiyor. Bugün güçlü bir “Türkiye Cumhuriyeti” var. Olmadığı gün bilin ki o alınan silahlar müzede saklanmak için değil senin benim üzerime sıkılmak için ellerinde tutuyorlar.

Mesaj
Cumhurbaşkanından Başbakanına ve muhalefet partilerine kadar dün tüm siyasi partilerimizin başkanları Azerbaycan’a destek veren mesajlar ilettiler ve Can Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu bildirdiler. 
Bu gerçekten önemli bir mesaj. Hem Türkiye’ye hem tüm dünyaya  “biriz” mesajı güçlü bir şekilde verilmiş oldu ancak bir gerçeği de görmemezlikten gelmemeliyiz. O da bu tür olayların ve hadiselerin önüne geçebilmek için “güçlü” olmak zorunda olduğumuzdur.
Eğer güçlü değilsen hiç kimsenin senin için kılını kıpırdatmasını bekleyemezsin. Tıpkı 1963’ten 1974’üne kadar Kıbrıs Türkü’nün adada yaşadığı zulüm gibi.
Birleşmiş Milletlerin gölgesinde Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türklere istedikleri gibi soykırım yapmışlardı. Yıllar sonra aynı BM’nin gözü önünde Bosna’da yine Sırplar, Türklere aynı şeyleri yapmıştı.

Su geliyor
Denizin dalgalı ve gemilerin boru döşemesine elverişsiz olmasına karşın büyük bir özveri ile Anamur suyunu yeniden Geçitköy Barajı’na getirecek olan çalışma büyük bir hızla ilerliyor.
Bugün akşamüstü veya en geç yarın sabaha bir kez daha Anamur’dan KKTC’ye su akışı yeniden başlayacak. Anadolu suyunun Kıbrıs adasına ulaşması nedeni ile Başbakan Ersin Tatar ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir telekonferans yöntemi ile bu müjdeyi halkımızla paylaşmasını bekliyoruz.
  
MESAJLAR
Erhan ARIKLI: Karantina süresiniz dolmasına rağmen testlerde bir miktar daha virüs bulunması nedeni ile bir müddet daha karantina altında kalmanıza karar verilmiş. Ne diyelim sağlık olsun. 

Mustafa AKINCI: Kalıcı barış ve çözüm mesajınızı selamlıyoruz. Ama eğer güçlü ve hazır değilseniz hiç kimsenin gelip sizi kurtarmasını beklemezsiniz. Bunun örnekleri yakın tarihimizde mevcuttur. 

Kudret ÖZERSAY: Canlı yayın davetini Tufan Hoca da yaptı. Diğer adaylardan pek olumlu bir yanıt gelmeyecek gibi gözüküyor. İstiyorsanız siz Tufan Hoca ile bir çıkın ekrana. Belki diğerleri de sonra katılmak ister. 

Tufan ERHÜRMAN:  Herkes gibi siz de Maraş’ın açılması konusuna takılmışsınız. Hocam bırakın Maraş’ı yeniden açmayı, Bafra Oteller bölgesi böyle giderse yakında Maraş gibi olacak zaten. 

Ersin TATAR: Hadi müjdeyi biz verelim yarın kısmetse Anamur suyu yeniden Geçitköy Barajı’na dolmaya başlayacak. Gerçekten ekipler doğaüstü bir güçle çalışıyorlar. Hepsini kutlamak gerek. 

Fuat ÇİNER: Seçim çalışmalarında özellikle gençlerden oluşan bir ekip çok ciddi uğraş veriyormuş. Bu arada bölge ziyaretlerini de sıklaştırmışsınız. 

Arif Salih KIRDAĞ: ‘Başkan gibi Cumhurbaşkanı’ sloganını anlaşılan diğer adaylar da kullanmaya başladı. Bu seçim döneminde sizin geçmişte söylediğiniz pek şeyi diğer adaylar kullanıyor. 

Serdar DENKTAŞ: Biz daha önce bu köşede yazmıştık sizin billboardlarda bir sıkıntı var diye. Dün gördük ki tüm ada genelinde billboardlar yenilenmiş. Eskileri gece fark edilmiyordu. 

Alpan UZ: Çıktığınız her program sonrasında takipçileriniz artmaya başlamış. Ancak herkesin sizin için söylediği şey keşke birkaç ay önceden hatta bir yıl önceden ekranlara çıkmaya başlaması gerektiği oluyor. 

Ahmet BORAN: Pek çok seçmen sizi çok merak ediyor. Şu son günlerde biraz daha fazla sizi ekranda veya sosyal medyada izlemek isteyenler için bir formül düşünseniz iyi olur. 

Mustafa ULAŞ:  Hiçbir Cumhurbaşkanı adayı sizin kadar referandum konusunu gündeme getirmiyor. Yani siz de olmasanız bu konuda adaylardan neredeyse çıt bile çıkmayacak gibi duruyor. 

Ali SANATKÂR: Son dakika aksiliği olunca Cumhurbaşkanlığına aday olmadınız. Neyse kısmet bir 5 sene sonra artık. Ama sizin bu süreçte belirleyici bir etkiniz olabilir. O yüzden kimi destekleyeceğini açıklayacak mısınız? 
 
Dursun OĞUZ: Su konusunda dün gün boyunca elinizden telefon düşmemiş ve gün boyunca sürekli olarak çalışmaları yakından takip etmişsiniz. Eh arttık müjdeli haberi bugün verirsiniz değil mi? 

Sanlı ÇOBAN: Yani Sergen Hoca bu gidişle bu sezon bitmeden tüm Beşiktaşlıları kahredecek gibi duruyor. Dünkü futbol öyle neydi? Gönyeli olsa 7 tane atardı bu Beşiktaş’a.