banner564

Kararsızlık, plansızlık ve korku

   Kararsızlık, insan yaşamında olduğu gibi, devlet yönetimlerinde birçok olumsuzlukları da beraberinde getirir...
   Kararsızlıkların temelinde öz güven eksikliği ve korku vardır...
   Bedel ödemekten veya çevre faktöründen korkanlar, hayatta mutlaka başarısız olurlar...
   Geleceklerini karartır, ya da başarısız ve mutsuz bir hayata mahkum olurlar...
   Çünkü; olumlu düşünemez, ileriye doğru adım atamaz, kişiye veya mala yatırım yapamaz, gelecekle ilgili proje üretemezler...
   Kuzey Kıbrıs’ta siyasilerden başlayarak, sivil toplum örgütlerinin büyük bir çoğunluğu, en hayati konularda dahi geri durmayı tercih ederler...
   Bıçak kemiğe saplanmadan, yani doğrudan kendilerine yönelmeden harekete geçmezler...
   Bu konuda pandemi sürecinde yaşananlara bakmamız halinde gerçek durumu daha iyi tahlil etme şansımız vardır…   
   Maaşını eksiksiz alan insanlar; tek kuruş alamayanlarla aynı duyguları yaşayamaz…
   Bakanlar, milletvekilleri, üst kademe yöneticileri, aylarca işsiz kalan özel sektör çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları görmezden geldiler…
   İşte bu süreçte sadece turizmci, otelci, lokantacı ve hediyelik eşya satıcısı değil…
   Narenciye ve patates üreticisi de sıkıntılı, hayvancı, sanayici, küçük esnaf da ciddi sıkıntılar yaşadı...

Peki ne yaptı bu insanlar?

   Yaşananlar karşısında, hükümetleri harekete geçirebilmek ve doğru yolu bulmalarına yardımcı olmak için ne yaptığımıza bakmamız gerekmez mi?..
   Sivil toplum örgütleri, sendikalar, muhalefette olan siyasiler bu süreçte ne yaptı?..
   Kocaman bir hiç!..
   İşte bu ilgisizlik ve sorumsuzluk yüzünden ülkemiz bugün gerçekten belirsizliğe doğru sürükleniyor...
   Mahkemelerin gündemindeki suç olaylarında patlama yaşanmasının temelinde, geçmiş yılların ihmali vardır...
   Bankaların denetlenmemesi, tefeciliğe göz yumulması, yerli üretici ve yatırımcının yeterince korunmaması, üretici teşviklerinin ‘siyasi çıkara göre’ şekillenmesi, hepsinden daha önemlisi eğitimin dibe vurması yüzünden bu günlere gelindi...
   Yaratılan çıkar düzeni sayesinde, Kıbrıs Türk toplumu eski özelliklerini de yitirdi...
   Dayanışma, yardımlaşma, sonuna kadar ‘dost’un yanında durma gibi özellikler yok oldu...
   Daima güçlünün yanında olma...
   Veya çıkarın ağır bastığı yeri tercih etme...
   Tüm güzellikleri yok etti...
   Özel hayatta olduğu gibi siyasette yaşananlara bakmak; özellikle de iktidar partisindeki gelişmeleri bir köşeye not etmek, bugünlere nasıl ve neden gelindiğini anlamak ve anlatmak için yeterlidir...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 3 yıl Önce

KKTCyi kurduğumuz günden beri hiçbir şeyi beceremeyip batırdığımiz gibi acil olan aşılamayı da beceremeyip kaosa çevirdik, İngiltere gibi bir ülkede 40 milyona yakın insan iki aşı olmuşken küçücük Kktc de halen sadece 100 bin kişi iki aşı ile aşılanabildi , plan program ve denetim olmayan Kktc de açılmaları değil halen kapanmaları konuşuyoruz ! Parasızlıktan her geçen gün daha da yoksullaşan Toplumumuz artık maalesef gemisini kurtaran kaptandır misali bireyselleşmeye başlamıştır, Dibe vurmuş ekonomimiz ile yatırım ve icraat olmayan ülkemizde yarınlar bu günleri aratacaktır gibi görünüyor !
“” Perşembe’nin Geleceği Çarşamba’dan Bellidir “” diye bir Atasözümüz vardır!

Turkish power
Turkish power - 3 yıl Önce

Kktc deki kardeşlerimizin beceriksizlikleri saplantili günün koşullarına uymayan hayalleri boş muhalefet ve kısır çekişmeleri sonucu fiilen kktc şu anda TC nin 81 eyaleti durumundadır ve dönülmez akşamın uykundadır kabul edilse de edilmese de gerçek budur saz çaldın bütün yaz şimdi de oyna biraz realitesidir onun için boş klavye sovalyeligiyle varılacak nokta yoktur ilmek boyuna geçmiştir hayatta basarilar

banner471

banner474