Önümüzdeki akademik yıl Türkiye’ de okumayı hedefleyen gençler için önemli bir haftayı geride bıraktık. Geçtiğimiz hafta binlerce öğrencinin bir yıllık emekleri sonucu saatlerce ter döktüğü üniversite giriş sınavlarında yerleştirme sonuçları açıklandı. 

   Sonuçlar kimi öğrenciler için yeni sayfalar açarken kimileri için yıkıcıydı. Yıl boyu verdiği emeğin hak ettiği karşılığını alanlar kadar bir o kadar da istediği üniversite veya bölüme yerleştirilemeyen veya açıkta kalan öğrenciler için sonuçlar büyük bir hüsran doğurdu. Fazla kaderci değilim, özgür iradeye inan biriyim. Yine de gençlere bazı tavsiyelerim olacak.

   Lise yılarında üniversite bir dönüm noktası gibi görünür birçoğumuzun yaşamında. 

Hayatını bir tek veya birkaç sınava endeksleyenler, yoğun çalışmalar, stresler, depresyon ve hatta daha kötüleri. . .

  Bir yandan ergenliğin verdiği sıkıntılarını yaşayan gençler, bir de üniversiteye hazırlık kaygısıyla, bazen tüm bunlara ek yıpratıcı bir aile baskısıyla zorlu yıllara teslim olurlar. 

Çoğu zaman aşırı baskı ve stresle ve birçok zamanda yanlış veya eksik yönlendirmelerle doğru tercihi yapamayan öğrenciler; şu veya bu şekilde, bazen hedefledikleri, bazen de hedeflemedikleri noktalarda ve bölümlerde bulurlar kendilerini.

 Bu gençlerden biri de bendim... Tam 12 sene önce 17 yaşında. Şimdi dönüp geçmişe baktığımda ne kadar bilinçsiz olduğumuzu görebiliyorum.

 Yurtdışında  “uluslar arası ilişkiler ve siyaset bilimi” ve “grafik tasarım”  bölümlerinden birinde okumayı hedefleyen bir gcse fen öğrencisiyken kendini Ankara’da İngilizce öğretmenliğinde bulan bir genç.

   Yaşam sürprizlerle doludur. Üniversite tercihi çok önemlidir. Fakat gerçek hayat, üniversiteden sonra başlar. Üniversite tercihimiz, tercih ettiğimiz ülke ve bölüm, yaşamımızı ciddi anlamda şekillendirir. Yine de kariyerinizdeki esas başarı, üniversite sonrasına odaklıdır. 

   Seçimlerimiz kimliğimizi, kim olduğumuzu belirler. Bazen bu seçimler rastgeledir bazen bilinçlidir. Fakat her ne olursa olsun bir seçimi yaptığınızda seçmediklerinizden vazgeçmiş ve seçiminizin sonuçlarına kendinizi çoktan teslim etmişsinizdir. 

   Seçimlerim ve yaşamımın kaderi beni öğretmenlik mesleğine yönlendirdi. Hayallerim değildi ve sonrasında seçeneklerim de vardı. 

   Fakat bir insanın yaşamına dokunabilmenin tadına vardıktan ve öğretmenliğin ruhunu keşfettikten sonra yaşamım boyu nerede ne yaparsam yapayım öğretmenliği bir şekilde yürütmenin benim bu hayattaki eserim olacağını anladım. 

   Öğretmenlik sözlük tanımıyla bilgi aktaran kimse. 

   Belli alanlarda uzman olan veya gerekli bilgi ve beceriye sahip olan kimsesinin çocuklara ve gençlere, günümüzde yetişkinlerde dahil olmak üzere, bilgi ve becerilerini aktaran kimse!               

   Öğretmenlik sıradan ve sıkıcı bir meslek olarak görünmüştü ilk başta bana. 

   İngilizce’nin kurallarını veya İngilizce kullanımı karşı tarafa aktarmak ne kadar eğlenceli veya ne kadar hüzünlü olabilirdi ki! 

   Öğretmenlik çok şeymiş. Bazen annelik,bazen babalık,kardeşlik, arkadaşlık, bazen tecrübe, bazen tecrübesizlikmiş.

   Öğretmen olmak uçsuz bir okyanusmuş. 

   Sırasında dalgalarla boğuşmak, sırasında denizleri aşmak, sırasında küçük gemilere yön vermekmiş.

   Öğretmenlik mesleği hiç bitmeyen bir meslekmiş. 

   Küçücük yaşta size uzanan elleri tutmak, tüm dikkatleriyle size bakan gözler önünde adeta sahnede olma heyecanını yaşamak, boş bir sayfayı doldurmak, bazen bir gencin hayalleri, bazen sönen umutların ışığı, bazen sözlükleri, ansiklopedileri bazen de sadece yoldaşları olmakmış.

   Öğretmenlik;hiç bitmeyen bir rol ve  rol model olmakmış. Belki bazen bir idol! 

   Bir tek sözünüzle ateşler açan, bazen ateşler söndüren...

   Ben bugüne kadar çok şey öğrettim. Fakat hiçbiri öğrencilerimden her geçen gün öğrendiklerimden fazla değil ...

   Öğretmenlik mesleğime anlam katan tüm değerli öğrencilerime ve çıktığım yolda ilk adımlarımı anlamlı kılan Sevilay ve Dila’ya ithafen. . . 

   “Bana güç veren zaferlerim değil, yaşamdaki yenilgilerimdir.

   Kaybetmekten korkma; bir  şeyi kazanman için bazı şeyleri kaybetmelisin.

   Ve unutma; Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin.” Che