banner564

Kendi ayakları üzerinde durmak mı?

  Kuzey Kıbrıs’ın ‘kendi ayakları üzerinde durabilmesi’ için bazı ek önlemlerin alınması kaçınılmazdır…
  Sağlık sorunlarının giderilmesi ve kara yollarının tümüyle elden geçirilerek güvenli hale gelebilmesi konusunda daha çok gelire ihtiyaç vardır…
  Önümüzdeki yıldan başlayarak araç ruhsatlarından elde edilen gelir, kara yollarına harcanırsa, bütçede meydana gelecek açığı kapatmak için öncelikle ‘vergilere’ bir göz atılmalıdır…
  Çok kazandığı bilinen insanların yılda Bin veya 2 Bin TL vergi ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir…
  Öyleyse; hem kişisel, hem de kurumsal vergilere bakmak ve önlem almak kaçınılmazdır…
  Özellikle de faturasız mal satışları katı önlemlerle durdurulmalıdır…
  Tıpkı güneydeki gibi…
  Onların ne yaptığını anlamak için sizlere yaşanmış bir olayı aktarmak istiyorum:
  Güney Kıbrıs’tan 150 Euro değerinde bir tarım aleti alan Kıbrıslı Türk, ödeme sırasında Rum iş adamına ‘kurnazca’ teklifte bulunur:
  “Fatura vermeyin de KDV’yi düşünüz…” 
  Bizim kurnaz Türk yüzde 16 KDV’yi kurtarmayı, böylece 24 Euro kazançlı çıkmayı hesap ediyor…
  Satıcı Rum ise, kendisine şöyle cevap veriyor:
 “Ne yani devletime kazık atmamı mı öneriyorsun?.. Bunu yapmam…”
  Rum iş adamı, Kıbrıs’ın kuzeyinde böylesi bir alışkanlığın olduğunu o anda öğrenince, yorum yapmaya başlıyor:
  “Demek ki bu Kıbrıslı Türkler onun için adam olamadı… Demek ki; bunların hükümetleri onun için sürekli Ankara’ya avuç açıyor… Demek ki bunlar onun için en lüks araçlarda geziyorlar…”
  Haksız mı yani?..
  Güneyde bir şişe su aldığınızda size fiş kesiyorlar…
  Kuzeyde fiş kesen insan sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır…
 Müthiş bir hastalık hepimizi etkisi altına almış durumdadır…
 “Bana niye bunlara vergi verecem de onlar da cebe atsınlar” gibi bir sloganı yediden, yetmişe hepimize öğretmişler…
 “Ne yani onlar yüksek maaş alsınlar diye ben para mı verecem?.. Vermem be gardaş…”
 Vermezsen, günü geldiğinde bunun bedelini bir şekilde ödersin ama arkadaş…
 Yolsuz, sokaksız, kaldırımsız, ışıksız, topraksız kalırsın…
 Bunca zaman sana bu şansı verenler de kendilerine çeki düzen verme, ciddi icraat yapma gibi bir sorumluluk altına girmezler…

Yeni adım çok önemli

  Rumlar şimdi bir önemli adım daha atıyorlar…
  Özellikle “Avrupa, Avrupa” diye bağıran, ancak kuzeyde vergi ödemekten köşe bucak kaçanlar bunu çok dikkatlice okusunlar…
  Kıbrıslı Rumlar çok yakın bir gelecekte, gizli kazanç ile vergi kaçağını önlemek amacıyla ‘tüm alış-verişlerde’ kredi kartı kullanma zorunluluğu getiriyorlar…
  Alış-veriş sepetini doldurup, kasaya gittiğinizde cepten 50 Euro çıkarıp, ödeme yapma şansınız olmayacak…
  Kredi kartını vereceksiniz, bakkal amca parasını oradan çekecek…
  Peki benzeri bir uygulama KKTC’de yapılamaz mı?..
  Niyet ve cesaret varsa yapılır…
  Öyleyse hükümet göreve…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 6 ay Önce

Sayın Akar , KKTCyi kırk yılda getirdiğimiz noktada Bugün Lüks araba Sürecek Yollarımız , Yürüyebilecek Kaldırımlarımız, Kesilmeyen Elektiriğimiz , Vatanımız diyecek Toprağımız mı kaldı acaba ?? TMK çalıştırıp parasını ödemeden altımızdaki toprağın alınacağını gerçekten yalanlar Ülkesi KKTCde bilmeyenimiz mi kaldı ?
Üzerine binalar yaptığımız bizim olmayan toprağı bizim olmayan Sattığımız evlerin bedelini Bile Bile Bu Yanlışı Yapan Bizler değil de kim ödeyecek acaba ?
Uluslararası Hukukun bir Parçası olan Anavatan Türkiye 1974 Barış Harekatı ile Yunan Cuntasından Kıbrıslı Türkleri ve K.C’tini Sağolsun gelip kurtarmıştır Fakat Kıbrıslı Türklere Rum Mallarını Yağmalayıp SATIN katiyen dememiştir ? Yok saydığımız Şerefiye vergisi ile TMK çalıştırın
Diyen Turkiye Yanlış mı söylüyor ?? Kırk Yıldır maalesef ne altımızdaki toprağın Sahibi olduk ve ne de KKTCyi tanıtabildik Dünyadan kopmuş Fakirleşip Yoksullaşmış bir KKTC yarattık !
not: Kazakistan TDT KKTCyi Davet etmemiş ?
Hiç de Üzülmeyelim Kahraman Cumhurbaşkanımız eşliğinde Astanaya 200 kişilik Uçak Dolusu bir ekip gönderip onlara da Haddini Bildiririz ??

Öz
Öz - 6 ay Önce

Magna Carta (yıl 1215) zamanından beri,kralın her aklına geldiğinde kullarına vergi koyamayacağı üzerinde anlaşılmıştı.Yani hiç bir yurttaştan, boşuna ve adil olmayan bir vergi vermesi beklenmemeli. Vergi işi teknik bir iştir ve yurttaşın keyfine bırakılmaz. Yurttaşların yıllık gelir ve giderleri arasındaki fark pozitif ise, devlet aşırıya kaçmamak şartı ile buradan bir vergi alır. Prensip bu olmalıdır. Dolaylı vergiler adil olmayan vergilerdir. Gelişmiş ülkelerde vergi denetimi ve cezaları çok caydırıcıdır. Kara para ile ciddi mücadele vardır ve yurttaş nereden bulduğunu ispatlamalıdır.Sağlık konusunun çözümü de mümkün de öncelikle ülkenin nüfus ve çalışan sayısı bilinmelidir. Kaç hastaneye, kaç sağlık kuruluşuna, kaç personele ihtiyaç olduğu hesaplanmalı, ne kadar paraya ihtiyaç olacağı, bu kaynağın nasıl yaratılacağı planlanmalıdır. ( Mesela sağlık fonu kurulup, yurttaşdan ne kadar kesinti yapılması gibi) Sağlık sektörü yüksek teknoloji isteyen ve sürekli yenilenen pahalı bir sektördür.Yüksek sağlık kurulu oluşturulup, 1 yıllık veya 5 yıllık planlar yapılmalıdır. Hasta, sağlık çalışanı, hastaneler, sağlık merkezlerinin uluslararası standartlarda olması sağlanmalı, uluslararası akreditasyon aranmalıdır.
KKTC de ne vergi, ne de sağlık mevcut şartlarda asla düzelmez. Çünkü KKTC ‘Serdim çayıra, mevlam kayıra.’ sistemi geçerlidir. Çözüm ve çözümle birlikte gelecek AB kuralları olmadan, düzelme beklemek hayal.

Turkish Power
Turkish Power - 6 ay Önce

Universitelere yapilan yatay gecis ve el altindan alinan dolarciklari arastirin

banner608

banner473