banner564

Kendimiz çalar, kendimiz oynarız

   Küçücük bir ülke 48 yılda 39 hükümet kuruluyorsa…
   Her hükümet değişiminde bakanlar, müdürler, müsteşarlar, hatta danışmanlar ve sekreterler, kamuya bağlı kurumların yöneticileri değişiyorsa istikrardan söz edilemez...
   Herkesin burada durması ve yeni bir değerlendirme yapması gerekmez mi?..
   Nedir bu halimiz?..
   Nedir bu yaptıklarımız?..
   Bizler kim oluyoruz ki; bıkmadan, usanmadan ‘hükümetçilik’ oyunu oynuyoruz…
   İnsanlar hayat pahalılığı altında ezilirken…
   Ülkenin her yanı elektrik kesintilerinden dolayı karanlıklara gömülürken…
   Siyasilerin bu yaptıkları kabul edilebilir bir durum değildir…
   Seçim öncesinde ‘halk ve ülke için’ görev talep edip, seçim sonrasında halkı düşünmeden hareketlerde bulunmak doğru değildir ve asla kabul edilemez…
   Parti binalarının önünde toplanan 50 kişi kimseyi şımartmasın…
   Halkın ezici bir çoğunluğu siyaset kurumlarından oldukça rahatsızdır…
   Halkın ezici bir çoğunluğu bu yaşananlara karşı tepkili ve öfkelidir…

Daha da geç olmadan?

   Öyleyse ne yapılmalı?..
   Yapılması gereken yıllardır yapılmayanlardır…
   Yani siyaseti toparlayacak yasal önlemlere ihtiyaç vardır…
   Parlamenter sistemden vazgeçemiyorsak, o zaman parlamenter sisteme bir çekidüzen vermeliyiz…
   Birinci adım milletvekillerine bakanlık yolunun kapanmasıdır…
   İkincisi, meclis dışından seçilecek olan bakanların sicilinin temiz olması…
   Daha da önemlisi ‘dürüst hizmet’ konusunda taahhütname imzalaması…
   Bunun ne anlama geldiğini uzun uzun anlatmaya gerek yoktur…
   Bırakın rüşveti, değerli hediyeleri kabul etmeme taahhüdü…
   İhalelerde şeffaflık…
   Yolsuzluklar karşısında yargıyı harekete geçirme ve sonuç talep etme…
   Devlet malını kendi malı gibi koruma…
   Lüks harcamalardan kaçınma…
  
Olmaz demeyin

   Bunlar bizim ülkemizde olabilir mi?..
   Elbette olabilir…
   Neden olmasın ki?..
   Güneyde adı ‘altın pasaport’ skandalına karışan meclis başkanı ve bir milletvekili görevlerinden istifa edip, yargıya havale ediliyorsa bizde neden olmasın?..
   Güneyde Cumhurbaşkanı, Baş papaz ve bakanlar ‘soruşturma heyeti’ tarafından saatlerce sorgulanabiliyorsa bizde neden olmasın?..
   Önemli olan niyettir…
   Niyet varsa güneyin yaptıklarından fazlasını kuzeyde yapma şansımız vardır…
   Kuşkusuz halkın da ‘böylesi bir düzeni’ zorlaması şarttır…

****
Önemli bir not…
   Kıb-Tek’in Aksa’ya olan 600 milyonluk borcunu devlet üstlenmiş… 
   Bu ne demek oluyor?..
   Yeni protokol çerçevesinde öngörülen 9.5 milyarlık yardımdan 600 milyonu eksiltmek…
   Yıl sonuna daha çok var…
   Bu rakam iki milyar da olur, üstüne de çıkar…
   Hayırlı, uğurlu olsun…

****
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar, dökülen binalarımız neticesi Çadırlara sürdüğümüz Çocuklarımız ile Yüzbinlerce Kıbrıslı Türklerin yaşadığı İngilterede Devletin Çocuklara verdiği değerlerden bazıları “ İngilterede Her doğan çocuk Devletten alacaklı doğuyor, Her doğan Çocuk için 16 yaşına kadar Devlet her Anneye £87 Sterlin ( yaklaşık TL 2000 ) Çocuk maaşı bağlıyor — Asgari ücretli Aile Çocuklarına (İngiltere çapında asgari ücretli sayısı yüzde beş dolayında) Okullarda ücretsiz yemek veriliyor ( Devlet yardımı alan Aile Çocukları da dahil) İngilterede doğan her Çocuk 16 yaşına kadar İngiltere’nin muazzam Toplu Taşımacılık ağından Ücretsiz yaralanmaktadırlar — mecburi Askerlik olmayan İngilterede doğan her Çocuk için askerlik yaşında profesyonel askerlik seçeneği vardır ( İngilterede Askerlik maaşları £1,666 (TL 40,000 ) Sterlinden başlıyor ve £50,000 (TL 117 bin Sterline kadar yükselebiliyor) Tüm Çocuklara İngilterede Kolej ( Collage) Tahsili de dahil eğitimlerini ücretsiz olarak Devlet karşılıyor,
Evet , Yüzbinlerce Kıbrıslı Türk’ün yaşadığı İngilterede Devletin Çocuklarımıza verdiği değer ve güvenin bazıları, Peki KKTC’deki Çocuklarımıza Devletimizin verdiği güven ve katkı ne kadar acaba sorusunu soranımız var mı?

Öz
Öz - 1 yıl Önce

1983 öncesi, ( 1974-83) R. Denktaş, N. Konuk, O. Örek,M. Çağatay . 1983 sonrası Eroğlu, Atun, ( 2004 de kadar) Talat- Soyer (2004-2009) Eroğlu, Küçük, Siber ve ( 2014-2015) Yorgancıoğlu-Kalyoncu, Özgürgün, Erhürman Tatar (2018-2019), Saner, Sucuoğlu, Üstel. Yani 1983 öncesine 1974 e kadar ( Hatta ondan da önce) bakılırsa 50 yıla yakın bir süre içerisinde sadece 7 yıl UBP iktidarda değil. Yüzde 14 filan yani. Marjinal bir durum. KKTCnin geldiği noktanın asıl sorumlusu ne yaparsa yapsın, ülkeyi ne kadar kötü yönetirse yönetsin hala iktidarda olan parti ve savunduğu görüşlerdir. Partizanlık da onların eseridir, nepotizm de, yolsuzluklar da. Tüm yasal olmayan işler hep bu iktidar döneminde olmakta ve olmaya devam etmekte. Peki yurttaş bunları görmekten aciz mi? K/Türkler Kırk derviştirler ve birbirlerini çok iyi tanıtlar. İradeleri birileri tarafından ipotek altında olanlardan fazla birşey de beklenemez. K/Türklere empoze edilmeye çalışılanı değil, kendi içinden gelen iradeyi yansıtmadıkları sürece, ne sağlıkta, ne eğitimde, ne yönetimde, trafikte, çevrede, kalkınmada, göç ve işsizlik sorununda hiç bir düzelme olmaz. K/Türkler kendi iradesine ancak Çözüm ile sahip olabilir. Gerisi ham hayaldir.

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar, 7.5 milyar TL vaad edilen protokol parasının Yıl sonuna ne kadar eriyeceğini hesaba koyan var mı acaba ? Ganimet düzeni neticesi 38 yılda talan edip batırdığımız bakımsızlıktan dökülüp çürüyen tuttuğun elinde kalan KKTC’ye Anavatan Türkiye protokollerinin devede kulak olduğunu bilmeyenimiz mi var ? Hayat standartlarımızın her geçen gün düştüğü Fakirleşip yoksullaşan KKTC’yi bu hale kim düşürdü acaba ! Nerde Bu Memleket Bizim diyenler ! KKTC’nin Siyaset kavgaları içinde geriye kalan bir avuç Kıbrıslı Türk’ün akıbeti ne olacağını bilen var mı ? Bakımsızlıktan dökülen Ülkemiz neticesi çocuklarımızı Çadırlara sürdüğümüz yönetemediğimiz KKTC’ye niye yatırımcı ve TURİST gelsin ki ? Gerçekleri görmeliyiz KKTC’deki Elmanın İçi de Dışı da çürüdü ! Kesip atamaz isek ve sil baştan tertemiz şeffaf barışçıl bir düzen kuramaz isek yarınlarda bu günlerimizi arayar olacağımız kesindir !

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Yıllardır yaşanan ve halen devam eden Kıbrıslı Türkler yurtdışına göçleri neticesi bugün KKTC nüfusunun üçte biri olarak azınlık durumuna düşmüşlerdir bu oranın yakın bir Gelecekte Dörtte veya beşte bir oranına düşerse hiç de şaşmayalım ? Kıbrıs Cumhuriyetinde azınlık olan Kıbrıslı Türklerin KKTC’de de azınlık olmaları dolayısı ile azınlık Kıbrıslı Türklerin isteklerini veya istemediklerini kim kayde alabilir ki ?
Sonsuza dek KKTC’de kalan bir avuç Kıbrıslı Türklerin akıbeti ne olacak acaba bilen var mı ?

banner608

banner474