Elektrik konusu her açıdan can yakıyor. Yalnız fiyat deģil , arzı  da sorun oldu. Arzı  bıraktım, KIB TEK’i,   teammüden yok etmek için saldırı var, Hükümet edenler bu saldırıyı en uç nontrade sonuçlandırmak için hile ile iş yapma yoluna girdiler.
 Bunun için, KIB TEK’i etkisiz kılmak için ihalesiz ,  sözleşme yapma konusuna yol açmak için İhale Yasasını değiştirmeye çalışıyorlar. 
Üstelik bu yalnızca KIB TEK ile ilgili değildir. Bu adım,  Limanların ihalesiz devri ile de ilgilidir. Bu nedenle ortalik bir anda gerildi. Grevler , direnişler arttı. Söz konusu İhale Yasası değişikliğine yalnız sendikalar, sol görüşlü siyasi güçler karşı çıkmadı. Örneģin Limanların bu hileli yolla devrine Limanlarda iş yapan iş çevreleri ve onların örgütleri de karşı çıktı. 
Bu arada ülkenin en büyük işveren kutuluşu KTTO da yayınladığı bildiri ile İhale Yasasında yapılmak istenen bu deģißıkliğe karşı çıktı.  Bu adımın  haksız rekabeti getireceği ve kamu kaynaklarını zarara uğratacağı hedeniyle karşı olduğunu açıkladı. Ama halkın iradesine saygısız olan bu üçlü koalisyon,  eleştiri ve uyarılara kulaklarını tıkadı. Bunun yerine attığı adımı meşrulaştırmak için demagojiye sarıldı. Bunun için ise toplumun hafıza sorununa dayandı.. 
   “AKSA ile daha evvel sözleşme imzalanmıştı. Şimdi niye bağırıyorsunuz? Siz  Rumdan elektrik almamızı istiyorsunuz,  bunun için bunu yapıyorsunuz” demeye  başladılar. Bakın nereden nereye KIB TEK’I ve ülkeyi getirdiler. Kendine  yeten ve Güneye de elektirik enerjisini satan halden,   borç içinde yüzen, yatırım yapamayan,  pahalı ve yeteriz yakıt alan bir hale döndürdüler. Bu olayları  KIB-TEK’i batırmak için yapıyorlar. Şimdi bunu  ihalesiz yapmak isteyenlere   hatırlatalım.
AKSA’nın  sözleşmesi ki bu 2002 tarhinde yapılmıştı,  görüşmelerine başlandı. Bu görüşmelerde KKTC Maliye Bakanlığı elektiriğin kws başı 2 cent olarak alınması teklifini masaya koydu, AKSA tarafı ise masaya kws başına 7,3 cent olarak teklifini sundu. Hali ile antlaşma olmadı, günlerce süren görüşmelerden sonra, Maliye Bakanlığının önerisi ile Bakanlar Kurulu, başka  firmalarında ihaleye girebilmesi için geniş obsiyonla İhaleye çıkma kararı aldı.  Ancak ihaleye yalnızca AKSA baş vurdu. Bunun üzerine ihale ona kaldı. Bu ihale sonucu ile görüşmeler tekrar başladı, Görüşmelerde KKTC tarafı 2 centte ısrar etti, AKSA tarafı ise bu kez teklifini 6 cent olarak sundu, Yine antlaşma olmadı. Bunun üzerine KKTC de olmayan bir kurum olan Uzlaştırma  kuruluna baş vurma kararı alındı. Bu kurum, Türkiye’de bir kamu kurumu olan TEDAŞ bağl idi. Bunun görevi kamu  ile ózel enerji şirketleri arasındaki uzlaşmazlıkları ele almaktı. Bu  baş vurma niyetini,  dönemin Maliye Bakanı Sayın Ahmet Uzun dönemin Tùrkiye Büyükelçisi Sayın Türkekul Kurttekin beye bir yazı ile iletti.  Sayın Büyükelçi gerçekten tüm sınırları zorladı. Sonuçta TEDAŞ’ın   söz konusu uzlaştırma kurulu  adaya geldj. 
Uzun görüşmelerden sonra konu uzlaştırma kurulunda bağlandı, İlk dönem olarak fiyat, 2,98 cent ondan sonraki dönemde de  3, 5 cent olarak belirlendi. Yani konu, Başbakan, Bakan ve özel şirketin ihalesiz görüşmeleri Ile değil ; 3. Tarafları da dahil ederek açık bir şekilde ele  alındı. Peki hadi bu süreci,  bunlar bilmiyor AKSA da mı unuttu? 
Bunu şimdi niye yazdım?  Meclise  konunun ihalesiz halli için yasa teklifi sunan hükümetin yanlışını  vurgulamak için yazdım. Çünkü böylesi büyük kuruluşlarla ihtiyaç halinde ihalesiz masaya oturmak, topluma ve onun geleceģine dönük en büyük zararı kendi elinle vurmak demektir,. 
Zira ihale ile yapılan bir uygulamanın, 7 centten 6’ya  sonra da 2,98 ve 3 kusur cente bağlanması sürecini anlattım. Böylece ihalesiz  yola  çıkmak isteyenlerin, KTTO açıklamasında vurgulandığı gibi kamu kaynaklarını  nasıl zarara uğratacaklarını görsünler istedim.   Ercan Havalanında  fiilen yaşadığımızı,  elektrik enerjisi gibi hayati bir alanda yaşamamalıyız.  İhalesiz iş, israftır.