banner564

Kıbrıs, Filistin, İsrail

Filistin - İsrail  ile Kıbrıs sorunun tarihsel süreçleri  farklıdır. Ama hala çözülemeyen bu sorunların çözümsüzlüğünün nedenleri arasında ciddi benzerlikler vardır. Bundan dolayı günümüzde, İsrail’in amansız saldırıları altında katledilen Filistinli insanların acılarını yaşarken, bunu göz ardı edemeyiz. Bu savaşta askeri ve siyasi gücüne güvenerek pervasızlaşan İsrail’in Netenyahu yönetimi, o gücüne karşın,  kendi halkının da acılar ve korkular yaşamasını engelleyemedi. Ayrıca bu vahşi saldırganlığı nedeni ile  dünya insanlığının yüreğinde de resmen kaybedeni oldu.. Üstelik Netenyahu yönetiminin  bu tutumu, aklı başında, vicdanlı   her insanın karşı olması gereken antisemitizmi de besliyor.. Bu antisemitizmin, Nazi Almanya’da ulaştığı  faşist uygulama boyutu,  Holokost oldu. Bu vahşi soy kırım, insanlığın yüreğinde derin yara bıraktı. Bu durum, demokrat ve vicdanlı insanlık yüreğinde antisemitizmi geriletti. Ancak şimdi Gazze’de;  Hamas’ın yaptığının arkasına saklanarak, Netenyahu’nun yaşattığı zulüm ve soy kırımın, Holokost’tan farkı yoktur. Bu ise antisemitizmin beslenmesini; İslamofobi, ırkçılık, aşırı sağcılık, dar milliyetçilik ile faşist ve Neo Nazi hareketlerin azdığı günümüzde daha da “ bereketli” kılmaktadır. . Biz bunun her gün, tv, gazete ve sosyal medyada açık ve örtülü yeni örneklerini görmekteyiz. Yani bu savaş, yalnız Gazze, Filistin ve İsrail sorunu olmaktan çıkmaktadır. Bu hal,  dünya insanlığının demokratik kültürünü zehirlemekte ve halklar arası uyumu darbelemektedir. Yani tıpkı fay hattında oluşan enerji birikimi gibi,  bir kırılmanın da oluşmasına yol döşemektedir. Bu savaş bize,  adamızın etrafında, dünyanın en gelişmiş silahları ile donanmış savaş ve uçak gemilerinin karşılıklı mevzilenmiş halinin tedirginliğini de yaşatıyor. Çünkü karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma ile, adanın tüm sakinlerine huzur gelmedi. Bunun yanı sıra, Türkiye ve Yunanistan’a da gerilim taşıyor. Ama bu çözümsüzlük hali, aynı zamanda bölgemiz ile ilgili hesapları olan;  ABD, İngiltere, Rusya, AB, Çin, İran gibi güç odaklarının da  yarışlarında onlara,  çözümsüzlüğün bu kaotik hali, hareket alanı sunuyor.. Çünkü sakinlerinin adaya dair bir ortak dış politikası oluşmamaktadır. Bu bakımdan, çözümsüz duran bu sorun nedeni ile adanın iki toplumu, birine üstünlük sağlamak amacı ile bu evrensel gerilimin yol açtığı ortamdan, öteki gördüğüne karşı üstünlük sağlamak için, o güç odaklarına dönük tavizkar olmaktadır. Buda adaya daha büyük risk getiriyor. 
Bakın, bugün oluşan bu savaş; 1994’te Rahmetli Yaser Arafat ile İzhak Rabin’in, Oslo’da başardıkları antlaşmanın; İsrail ve Filistin’in dar milliyetçi siyasi güçlerinin, kendi ideolojik, siyasi ve şahsi ikballeri için darbelemesinin getirdiği ortamda oluşan, yeni vahşi bir konaktır. İşte bu yanı ile Kıbrıs sorunu ile benzeşmektedir. Çünkü Kuzey ve Güneydeki bağnazlar; ideolojik, siyasi ve dar ekonomik çıkarları için karşılıklı kabul edilebilecek her antlaşmanın önünü kesmeyi, en büyük siyasi meziyet saydılar. Bu nedenle iki tarafta, Gazze’de bu yaşananlardan sonra, karşılıkla kabul edilebilir bir antlaşmayı batırmanın, ertelemenin, hesaplanmamış büyük yıkımları yarattığını artık görmelidir. Üstelik her yıkım sonrasının galibi de çözümsüzlük ortamında, yeniden yanacak olan daha büyük ateşin, daha büyük hedefi olmaktadır. Bundan ana dili Türkçe ve Yunanca olan tüm ada sakinleri ders çıkartmalıdır. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 6 ay Önce

Su bu olmussun bir tek sey olamamissin filistinde ne dar milliyetci gorusu var filistin sorununun temeli nedir kibrista turk ruma ne yapti tam bir yaniltici zihniyettesiniz

banner608

banner473